türk devlet memurunun ve bürokratının, " emre göre" hareket ettiği için, bilerek ve isteyerek görevini yapmadığı için, hukukçuların korkak olması sonucu ortaya çıkmış tablo.
Güçler ayrılığını hükümet bitirdi, cümlesi aslında yanlış. Bitirttirmeseydin, adam olsaydın da, kaypak korkak ve sahtekar olmasaydın da, devlet anlayışının içine sıçtırtmasaydın.
bir ülke düşünün...
hakkınızda resmi olarak kişiye özel - şahsınıza dair Gümrükler Genel Müdürlüğünün Özel Bürosu'nun yazışmaları var.
hakkınızda gümrüksüz eşya sokmak ve devlet üst kademelerini de kullanarak gümrük denetiminden vergiden kaçınmakla ülkeye yasa dışı ürün soktuğunuz hakkında "tüm bölge müdürlükleri ve bağlantı gümrük müdürlüklerinde görevli personelin müteyakkız olması hususunda uyarılması gerekmektedir.” şeklinde E-mail, gümrük ve ticaret bölge müdürleri tarafından astlara bir üst yazıyla hakkınızda uyarı yapılıyor.
durumun ne kadar ciddi olduğunu hesap edin.
şirket, kurum, kuruluşlar, örgütler için bu uyarı yapılır ama kişiye özel bu uyarıya bakınca...
yasa kanun hukuk yönetmelik vs tanımamazlık içinde olma, sanki devlet değil de aile şirketinde olmayacak keyfiyet durumu.
buna rağmen bu uyarı yazısından sonra 1.5 yıl sonra bakan oluyorsunuz ve tabi ki bu uyarıyı yapanlar ciddiye alan kamu görevlileri görevden alınıyor.
2018 de bakan oluyorsunuz. 2019 da haşarat ilacı ve diğer zirai-kimyasal ürün imalatı yapan şirket kuruyorsunuz.
bakan olarak şirketinize devletten 1.5 milyona yakın teşvik alıyorsunuz.
yetmiyor, doymuyorsunuz...
şirketiniz görev yaptığınız bakanlığa, devletin kurumlarına piyasa fiyatından 2-3-4 kat pahalı ürün satıyorsunuz.
düşünsenize...
bir kamu kurumunda müdür olarak odacınıza "evladım al şu parayı git market veya eczaneden iki fıs fıs dezenfektan al" deseniz bakanın bakanlığına sattığı dezenfektandan daha ucuza geliyor.
sosyal medyada "çok güçlü dezenfektan, sürmenize gerek yok, aklınızdan geçirince bile etki ediyor. bunun için pahalı" veya "öyle bir dezenfektandır ki sadece kiri bakteriyi değil, yapılan yolsuzlukları da temizler" vb yorumlar yapılıyor.
bozulan ve uygun saklanma koşulları sağlanmayan dezenfektanların yeniden piyasaya sürülmesi vb tartışmalara ise gerek yok.
basın yayın ve sosyal medyada paylaşılan bilgi belge haberler ile örn; "Öyle kârlı bir alışverişti ki… 3 TL'ye mal ettikleri dezenfektanın litresini TGS'ye 14.35 TL'ye, bakanlığa 35 TL'ye sattılar. Beş litrelik şişeyi aracı firmaya 100 TL'ye… Bakanlığa 175 TL'ye verdiler!" vb duyurular ihbar niteliğinde açıklama paylaşımlar için bakan hakkında soruşturma araştırma önergesi veriliyor ve mecliste durumun gayet normal, araştırılması soruşturulması gereken bir hukuk, ahlak ve etik değer açışından sakınca arz edecek durum olmadığı için ret ediliyor.
yine de bakan görevden alınıyor.
görevden alınan bakan "nasıl olsa artık bakan olmadığı için şirket hisselerini elinde tutmaya gerek görmüyorum" diyerek şirket hisselerini devrediyor.
tipik bir voleyi vurdum nasılsa yaklaşımı.
o ülkede bakanlığını soyan dolandıran bakan için soruşturma açıldı mı?
hayır!
o ülkede devletin uğradığı zararın tanzimi için bir işlem yapıldı mı?
hayır!
o ülkede yargı - hukuk dünya sıralamasında kaçıncı sırada olur?
akp türkiyesi wjp de 122.sıraya (listede 142 ülke var!!! ) yerleşerek hükümet üzerindeki kısıtlamalar ve
adil gelir dağılımında,
tüm emekçileri kapsayan temel haklarda,
ayrımcılık gütmeden gerçekleşen yolsuzlukla mücadelede afrika diktatörlükleriyle yarışmaya başladı.