george orwell'in "1984" adlı romanındaki disütopik baskıcı devletin "gerçekler bakanlığı" adını verdiği "yalan propaganda bakanlığı"nın hazırladığı sözlüğün bir benzeridir. akp dilinde de her sözcüğün anlamı bilinen anlamından farklıdır. aşağıda bazı örneklerini vereceğim. aklıma gelmeyenler için katkılarınızı beklerim:
tanzim: "asla yapmayacağız" dedikleri geri çekilme için kullandıkları kelime.
zafer: türbeyi kaçırmak, vatan toprağını terk etmek.
külliye: tabi ki içinde cami ile birlikte hamam, medrese, mektep, imaret, türbe, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, çarşı, tekke, zaviye barındıran yapılar topluluğu değil. bahçesine kaçak cami kondurulmuş kaçak saray.
faiz: allah'ın helal ettiği (bkz: faiz helaldir), toplum tabakaları arasında mümkün mertebe yaygınlaştırılması icap eden parasal işlem.
one minute: israil'le anlaşmak, mavi marmara kurbanlarının kanlarını heder etmek. israil'i dost ilan etmek (bkz: israil halkı ve devleti dostumuzdur).
montaj: muhtemelen uzaylıların bile elinde olmayan ama paralellerin elinde olduğu iddia edilen bir teknoloji. bu teknoloji sayesinde bir insanın sesi onlarca dakikalık tutarlı, akışkan konuşmalar yapmış gibi gösterilebilecek kadar taklit ediliyormuş.
telekinezi: diğer bir uzaylı teknolojisi.
fiyat ayarlaması: zam. fakat bu sözcüğün patenti turgut özal'a aittir. hiç sıkılmadan sahip çıktıkları için sözlüğe ekledim.
din: asla ciddiye alınmaması gereken, halkı aldatmak için sömürülmesi uygun olan inançlar bütünü.
eğitim: mümkün olduğu nispette aptal çocuklar yetiştirmek için yapılan faaliyetler. tutarlı olmaması, yapılanların ikide bir değiştirilmesi ise bir akp sünnetidir.
paralı askerlik: kendi oğulları ve para babalarının oğulları için uygun buldukları vatani hizmet yerine getirme şekli. ne yani? diğerlerinin evlatları gibi şehit mezarlarında yan gelip yatsalardı daha mı iyiydi?
Fetö: bunlar paralel, bunlar haşhaşi, bunlar terörist.
Kürtler: bunlar ajan, bunlar alevi, bunlar ateist.
Ermeniler: afedersin ermeni diyenler oldu.
cehape: koyun gütmek.
ne manaya geldiği belli olmayan bir sözcüktür; zira sözlükten çıkarılmıştır. geçmişte bir yandaşın kulağına "istifa" diye fısıldasanız taş yemiş it gibi viyaklaya viyaklaya kaçardı. artık "istifa" dediğinizde suratınıza bön bön bakıyorlar. ikinci bir emirle sözlüğe eklenene kadar da öyle kalacaklar.