bir şey bilir ona inanırım. o da; insanlar layık olduğu hükümetlerce yönetilir. özgür ve tüm taraflardan muaf bir muhalif olarak bizi yönetenlerden daha iyilerine milletçe layık olmadığımız gerçeği zira olan ve olmaması gereken hiçbir şeyi değiştiremedik.
kim ne derse desin kesin olan şey akp seçmeninin islami, düşük eğitimli, modernizasyon karşıtı, ümmetçi, kapitalist düzene adapte olabilen, sürü psikolojisini içselleştirmiş, ranttan ve sermayeden yana, hizipleşen, kadrolaşmada dini ve vicdani bir çıkarımda bulunmayan tam günümüz çıkarcı ve sistemin istediği türden bir topluluktur.
vekili ise; seçmeninden tek farkı giydiği fiyakalı takım elbise ve daha düzgün cümle kurabilmenin vücut bulmuş halinden öte değildir nazarımda.
insan hakları, demokrasi, laiklik gibi modern dünyanın genel geçer tüm kavramlarından tamamen tecrit edilmiş, seçmeniyle arasında zihinsel ve fiziksel eylem ve tutumlarıyla tam bir paralell,k oluşturmaktadır.
gece gece aklıma gelen bu seçmenin vekillerinin akla zarar beyanatları gelirken sessiz bir hassiktir çektim derinden ki eminim hatırlayanlar istemsiz veya istemli bir hassiktir çekmekten kendilerini alıkoyamayacaklardır.
- atanamayan öğretmenler diye bişey uydurmuşlar.
- kişi başına düşen milli gelir avrupa birliği ülkelerinden de fazla.
- kadınlar çalışmasa işsizlik sorunu çözülür.
- nijeryalılara türkçe öğrettik, kürtlere öğretemedik.
- sel olunca üst kat komşunuza gidin.
- madenciler güzel öldü.
- eşcinsellik hastalıktır.
- türkiye de işsizlik olduğuna inanmyorum.
- allianoi diye bir yer yoktur.
- pirinç bulamıyorsanız bulgur yiyin.
- rabbime sordum cleveland dedi.
- sanki ilk defa maden kazası oluyor .
- işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur.
- dindar nesil yetiştireceğiz.
seçmeniyle ve seçileniyle ülkenin yarısından fazlasını oluşturan kişilerin; kültür düzeyi, eğitimi, demokrasi ve insan hakları anlayışı, çağı yakalama, refah ve özgür toplum ideasının temelini oluşturan fikirler ve fikriyatçıları bu şekilde.
akp seçmeni tamda eleştirenlerin kötü olarak nitelediği şeyler yüzünden oy vermektedir. mesela benim en çok oy verme sebebim çağdaşlaşma diğer adıyla modernizm karşıtı olmaları. hatta erdoğan geçen salı ki grup toplantısında 'çağdaş' kelimesini ağzına aldı, ona da canım sıkıldı.
dindar nesil yetiştireceğiz.
kadınlar çalışmasa işsizlik sorunu çözülür.
eşcinsellik hastalıktır.
türkiye de işsizlik olduğuna inanmıyorum.
ve buna benzer söylemler hepimizin söylediği veya inandığı şeyler. her konuyu tek tek irdeleriz ama konu gereksiz uzar. özet olarak bunlar çağdaşlığın bize zorlamalarıdır. sebebi de basit. kapitalist dünyanın ucuz işgücünü bulmak için ve bu yollarda giderken 'acımasızlığı' normalleştirme metotları. oysa din; vicdan sahiplerinin inançlarıdır.
kadınlar çalışsın ki iş gücü ucuzlasın. bebe mamalarıyla yetişen nesiller fiziksel çökkünlük yaşarken, kreşlerde anne sevgisinden uzak yetişerek vicdansızlığı öğrensinler. neyse uzatmaya gerek yok. eleştirenlerin eleştirdiği sebepler nedeniyle oy veriyoruz, veriyorlar.
kimin kapitalist düzene adapte olabilen, sürü psikolojisini içselleştirmiş, ranttan ve sermayeden yana, hizipleşen, kadrolaşmada önde giden olduğunu hepimiz biliyoruz. daha 10 sene önce dindarları tüm iş çevrelerinden kovmak ve kendi kadroları dışındakilerin eğitimini, üniversitelerden dindar diyerek fişleyip değerli profesörlerin bile eğitim vermesini önleyenlerin bugün kadrolaşmadan bahsetmeleri en hafifiyle ikiyüzlülüktür. toplumun en az %60'ı dindar ise kadrolarda da o kadar dindar olması gerekmez mi?
işin içine din-allah girince seçen de seçilen de reelde boş kümedir.
çünkü din-allah vs. hem kişiye hem bütüne, hem özel hem genel, herhangi bir siyasi görüşe, fırkaya, partiye indirgenemeyecek değişmez temellere sahiptir.
dini referans ederek siyaset yapan partiler dine doğal olarak uymazlar ve şirk içindedirler. bizzat kendilerinin karşıt kitle oluşturmaları cabası.
