teslimiyetçi politika. artık halkımız bilnçli, elinde kalan üç kuruşun değerini iyi biliyor ve bunun nereye gideceğini soruşturuyor. verilen sözleri niye tutmadınız diye siyasetçilerin yakasına yapışıyor. eskiden iki anahtar vaadine kanardı millet, artık neyin ciddi neyin oy için söylenen bir yalan olduğunu anlayabiliyor. herşeyden önemlisi artık hatalarından ders alıyor. soruyor, soruşturuyor. ama eskisine göre daha iyi bir alternatif bulamayınca da başka çare görmediği için aynı partiye oy veriyor. sorun partilerde değil, yurdumuzdaki siyaset anlayışında.
biliyoruz ki insanların akp'ye oy verme nedeni, akp'nin dini konulara önem veriyor gibi görünüp dini konulara önem veren kesimin aklını çelmesidir. lakin son zamanlar da akp oy toplamak için "din" diye direttiğini o kadar belli etmiştir ki haliyle din konusunda duyarlı kesim rahatsızlığını akp'ye verilecek oylarını düşürerek gösterecektir.
insanların akp'ye oy verme nedenlerinin bir başkası da akp'nin ekonomik anlamda ülkemizi rahatlatacak gibi durmasıdır. lakin yine görüyoruz ki elektriğe %20 küsür zam gelmiş, ekmek
75 kuruş olmuş. maddi sebeplerden akp'ye oy veren insanlarımız bu duruma tepkilerini akp'ye oy vermeyerek göstereceklerdir.
türkiye'de bulunan binlerce şehit yakını, canlarından çok sevdikleri oğullarının şehit düşmesinin ardından oğullarına "kelle" diyen bir başbakanı affetmeyecektir, şüphesiz.
"oğlunu askere göndermeyenin ülkemin başbakanlık koltuğunda oturmaya hakkı var mı?" diye soracaktır eminim birileri.
"kargaşa" denen şeyin varlığını ve çıkma nedenini anlayacaktır insanlar.
eminim herkes boş vaatlerin icraata dönüşmediğinin farkına varacaktır.
eminim herkes asgari ücret üç beş kuruşken bir ayakkabıya milyarlar veren başbakan eşinin varlığından haberdar olacaktır.
devlet memuru olmak için kpss'ye girmenin gereksiz olduğunu, devlet memuru olmak için bir milletvekili akrabası olmak gerektiğini anlayacaktır eminim insanlar.
akepe hükümetinin yaptıklarını içine sindiremeyen * türk halkının asılsız iddasısıdır. malesef bir temenniden ibarettir. helen akepe ye karşı ciddi bir rakip olmamasından dolayı sallantıda kalan oyların hepsi akepe ye gidecektir. sonuçta oylarının azalacağında ziyade artabileceği daha gerçekçidir. *
- düzelecek, aha da düzeldi diye halka yutturulan rakamlar ama çarşıda pazarda iyileşmenin görülmediği, hissedilmediği dışa bağımlı bir ekonomi.
- dindar olmakla yobazlığı birbirine karıştıran üyelere sahip olmak.
- kendi tabanına verdiği sözleri bile tam olarak yerine getirememek.
- ülke imajını yerle bir etmek.
- yolsuzluk ve kadrolaşma haberlerinde rakipsiz olmak.
- eleştiri çekemeyen bir anlayışa sahip olmak.
