"yeni iş alanları yaratılır da kaymağı yenmez mi" anlayışından ileri gelir.
CHP milletvekili Gürkut Acar'dan gelsin.
----- alıntı -------
EFT-POS özellikli yeni nesil yazarkasa kullanımı mecburiyeti bugün başladı.
Fiyatı sudan ucuz: 590 Euro! (2 milyon esnaf ile çarpın)
ithalatçısı
MT Bilgi Teknolojileri ve Dış Ticaret Anonim Şirketi.
Sahibi Murat Sancak.
Soyadından belki çıkarırsınız; AKP'ye en yakın işadamı Ethem Sancak'ın yeğeni.
Murat Sancak bu şirketi kurmadan önce amcası Ethem Sancak'ın Hedef Alliance şirketinin satış direktörüydü. Yani ilaç alıp-satıyordu.
Dolasıyla yeğen Sancak'ın kurduğu şirket de ilaç sektöründeydi. Fakat nedense EFT-POS işine giriverdi. Eh ne de olsa rakipsiz.
Ah az kalsın unutuyorduk, EFT-POS "mucidi" MT Şirketi'nin Genel Müdürü kim derseniz: Mehmet Erdoğan!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu isimde bir yeğeni vardı ama o uyuşturucudan hapse atılmıştı. Sonra "satıcı değil içiciyim" deyince bırakılmıştı.
AKP'li vekil oğlunun sahte belgeyle TOKi'nin toplu işlerini alarak yaptığıdır.
--- alıntı -----
AKP Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı nın yüzde 50 ortağı olduğu Sima inşaat taki hisselerini milletvekili seçilmesinin ardından devrettiği oğlu Hasan Tahsin Fındıklı nın TOKi den sahte belgeyle 12 milyon 65 bin liralık Isparta-Gelendost TOKi Toplu inşaat işini aldığı, savcılığa yapılan bir şikâyetle ortaya çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi nden Alican Uludağ ın haberine göre, Tahsin Fındıklı tarafından ihale dosyasına sunulan iş bitirme belgesinin altında milletvekili olmasına karşın Mücahit Fındıklı nın imzasının bulunduğu belirtildi. TOKi, bu ihalede anahtar teknik porsenel kamu ihale mevzuatına uygun personel çalıştırılmadığı gerekçesiyle şirkete 646 bin TL ceza kesti. Bu ceza ise şirketin ihalesini kazandığı Bardakçı Köyü Toplu Konut inşaatı ndan aldığı 34 milyon 104 bin liranın içinden tahsil edildi.
Fındıklı ailesinin ortağı olduğu şirketin, 2009-2012 yılları arasında TOKi den toplam 76 milyon 503 bin liralık ihale aldığı öğrenildi. Çarpıcı iddialar Malatya da faaliyet gösteren Sima inşaat Şirketi nin yüzde 50 ortağı olan ibrahim Yıldız, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı na 12 sayfalık bir dilekçe vererek AKP Milletvekili ve aynı zamanda Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı olan Mahmut Mücahit Fındıklı ve oğlu Hasan Fındıklı hakkında suç duyurusunda bulundu. Vekil Fındıklı ve oğlunu Resmi evrakta sahtecilik yapmak, ihaleye fesat karıştırmak ve emniyeti suiistimal etmekle suçlayan ibrahim Yıldız, şu çarpıcı iddialarda bulundu:
Mücahit Fındıklı, 2007 yılı genel seçimlerinden milletvekili seçilmesi üzerine şirket hisselerinin tamamını emaneten oğlu Tahsin Fındıklı ya devretmiştir. Şirketin ekonomik ve mali işlerinin özellikle Tahsin Fındıklı tarafından idare edilmeye başlanmasından sonra şirket ciddi finansal sorunlar yaşamaya başlamıştır.
Şirket bu finansal darboğazı yaşarken bu kez TOKi Başkanlığı nın 26 Mayıs 2011 tarihli ihbarnamesi ile Sima-Meşe Adi Ortaklığı nın TOKi den almış olduğu Isparta Gelendost Toplu Konut inşaatı işinde Anahtar teknik personel kamu ihale mevzuatına uygun personel çalıştırılmadığı gerekçesiyle toplam tutarı olan 646 bin TL ceza kesilmesi öngörülmüştür.
ihaleden 2 yıl süreyle yasaklama kararı verilmesine neden olan olayın gelişimi şu şekildedir: ihale şartnamesinde aranan iş bitirme belgesi ve şüpheli Tahsin Fındıklı nın diploma, yeterlilik ve oda kayıt belgelerinin sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Tahsin Fındıklı tarafından anılan ihaleye sunulan 22 Şubat 2008 tarihli Bostanbaşı Belediyesi ve Arma Yapı inşaat Şirketi tarafından birlikte hazırlanan iş bitirme belgesinde şüphelilerden Mücahit Fındıklı nın arama şirketi kaşesi altında imzası bulunmaktadır. Yine Tahsin Fındıklı nın Yakındoğu Üniversitesi inşaat Mühendisliği bölümünden mezun olduğu iddiası ile YÖK ten aldığı denklik belgesinin de sahte olduğu anlaşılmış ve bu sahtecilik nedeniyle Tahsin Fındıklı hakkında Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi nde ceza davasa açılmıştır. Mahkemenin beraat kararının gerekçesi sahteciliğe konu belgenin sahte olmaması değil, sahte belgenin iğfal kabiliyetinin olmaması nedeniyledir.
insan başkasının yaptığını görüp bir şey yapmazsa göz yumar. burada yolsuzluğu hırsızlığı bizzat yapan akp'nin kendisidir. dolayısı ile göz yumma işi yoktur. :)
--- alıntı ---
O telefon konuşmasında bir medya yöneticisi Halkbank Genel Müdürüne, Süleyman Bey maaşları ödeyemiyorum, oradan iki milyon yolla diye ricada bulunuyordu.
Evinde ayakkabı kutularına doldurulmuş milyonlarca dolar ele geçirilen Halkbank Genel Müdürü Burası halka açık bir şirket, açıklayamayacağım kaynak transferleri yapamam deyince, medya yöneticisi şöyle yanıt veriyordu: Bir şey olmaz, ben reklam faturası keser gönderirim sana.
Nitekim Nielsenin AdEx isimli raporu bol bol reklam faturası kesilerek kamu şirketlerinin hortumlandığını gösteriyor.
Emlak Konut, Halkbank, Vakıfbank gibi kamu şirket ve kurumları, mesela Zamanın üçte birinden az tiraja sahip olan Sabaha, Zamanın 22 katı, Zamanın sekizde biri kadar tirajı olan Stara ise 17 katı kadar daha fazla ilan verdi.
AdEx raporlarındaki veriler, hükümete yakınlığı ile bilinen Sabah, Star, Akşam, Milliyet, Yeni Şafak, Takvim, Türkiye ve Akit gibi gazetelerin kamu ilanlarından aldığı payın patlama yaptığını gösteriyor.
Kamu kurumları yılın ilk 6 ayında en fazla reklamı yaklaşık 34 bin sütun-santim ile Sabaha verdi. ikinci sırayı 130 bin adetlik tirajına rağmen 26 bin sütun santime yakın ilan verilen Star alırken, üçüncü sırada 24 bin sütun santimle Milliyet yer aldı.
Bunların hepsinden daha fazla erişime sahip olan Hürriyet, ancak dördüncü olabildi.
Ama şunu söyleyeyim. 2013 yılında Ziraat, Vakıf ve Halkbankın reklam bütçelerinin toplamı 244 milyon lira tutuyordu.
--- alıntı ----
Son örnek ise, 3 Karılı Başbakan Başdanışmanı Şeyhülislam(!) Ali Yüksel (Bakan Suat Kılıç'ın kayınbabası) ile Başbakanın beyni olan Yalçın Akdoğan'ın eniştesi Oktay Ferşat'ın hem Sağlık Bakanlığını hem de müteahhitleri dolandırmaları olayıdır.
göz yumma yoktur, yalandır, iftiradır..
biz bu iftiracıları da çok iyi bilirizz.. biz bilirizz bizz..
göz yummuyorlar, aksine gö*ze sokuyorlar, alenen yapıyorlar, lakin ses çıkmıyor..
çıkan ses de hemen susturucuya takılıyor..
sonra gelsin gemicikler, gitsin toki ler, vursun sıvı yumurtalar, takla atsın doğalgazlar, karma pos lar vs lar vs lar..
ülkenin yarısı nemalanıyor demek ki ses çıkarmıyor..
tecavüz e ses çıkarmazsan, pek de hoşnutsuz değilsin demektir..
--- alıntı ---
Güneydoğua çiftçiler bir süredir elektrik kesintilerini protesto için eylem üstüne eylem yapıyor. Yolları kesiyor, bölgedeki elektrik dağıtım şirketi DEDAŞın binalarını basıyor. DEDAŞın bu eylemlere karşı söylediği şu;
Elektrik borçlarını ödeyin... Hemen ödeyemiyorsanız hak ettiğiniz tarımsal destek ödemeleri alacağınızdan şirket olarak mahsup ve tahsil etmemiz için onay verin, biz de elektriğinizi verelim.
CHP, konuyu yerinde incelemek için üçü milletvekili, biri de Mardin il Başkanından oluşan dört kişilik heyeti bölgeye gönderdi. Aydın Ayaydın, Ömer Süha Aldan ve idris Yıldızdan oluşan heyetin dünkü basın toplantısında ileri sürdükleri ilginç iddiayı aynen aktaralım:
DEDAŞ halkın eylem yapmasını bilerek tahrik ediyor. Hatta dağıtım santrallerinin işgal edilip yakılmasını istiyor. Böylece hükümete dönüp, bakın ben alacaklarımı tahsil edemiyorum, hatta çalışmalarımız engelleniyor, zararımız var. Siz bizim alacağımızı onlar adına destekleme alacaklarından tahsil edin diyor.
Peki, DEDAŞ bu amacına ulaştı mı? Evet, ulaştı. 30 Ağustos Cumartesi günü Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre elektrik borcu bulunan çiftçiler bu borçlarını 15 Eylüle kadar ödemezlerse hak ettikleri tarımsal destek ödemeleri bu borçlarına mahsuben devlet tarafından tahsil edilip DEDAŞa... Yani iktidara en yakın işadamlarından Abdullah Tivniklinin kasasına aktarılacak. Devlet alet edilerek oynanan oyun çok ilginç...
--- alıntı --- http://www.milliyet.com.t...detay/1935100/default.htm
sahi bir buraları neden özelleştirmiştik!
devlete yük olduğu için değil mi?
özelleştirdiğimiz yerdeki riskleri devlet üstlenecek (devlet dediysem bir şekilde vatandaşın sırtına binecek!) ancak kar şirkete kalacak ise bu ne "ak" bir ticarettir!
aman "havuz" dolduğu sürece ne önemi var ki!
hatırlayalım seçimlerden önceki tapelerde bu kardeşimiz kayıp kaçak çok keserim elektriği diyordu da ak kardeşimiz aman seçim var sorun olmasın cevabını veriyordu! işte seçimler bitince konu halledildi!
ne diceksin sabrın sonu selamet.
Devletin her kuruşunun takipçisi olan i. Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Eşi öğretmen emeklisi olan Gökçek ömrü boyunca "maaşlı" olarak çalışmasına rağmen, bebişleri televizyon-futbol takımı-çok sayıda arazi sahibi olmayı becerebilmiş çok akıllı bebişlerdir.
-Bakan Suat Kılıç'ın, Ankara'da yıkılacak olan iki evi 25 Bin liraya alıp i. Melih Gökçek'e restore ettirmesinden sonra 600 Bin TL değerinde mülke sahip olması da Bakan-Başkan işbirliğinin alkışlanacak örneklerindendir.