milattan önce 36 yılında çiçi yabguyu öldüren çinliler aynı şeyi düşünmüşlerdi.
"türklüğü yok ettik" zannediyorlardı.
çinlilerin yok ettiğini zannettiği o ulus küllerinden yeniden doğdu, ergenekon'dan çıkan yüz bin mızrağımız ile altaylardan indik ve tüm avrupa'yı fethettik.
milattan sonra 453 yılında başbuğumuz attila öldüğünde, roma, papa ve bizans aynı şeyi söylediler.
"türklüğü yok ettik" dediler.
bu kez yüz bin mızrağımız tanrı katında doğmuş bilge kağan önderliğinde yeniden altaylardan parladı. tüm asya'yı fethettik.
bizi kılıç ve bilek zoru ile alt edemeyenler, milletimizi din ile böldüler.
türkü türke kırdırarak gök tanrının evlatlarının imparatorluğunu tarihe gömdüler.
tam bunu dedikleri sırada, rahatlamışlardı.
maviler ve yeşiller diye şenlikler yapıyorlardı ki, horasan'dan gelen kırklar keşiş dağına post serdiler.
otman ve oğlu gazi orhan ile bursa'yı alarak türklüğü yeniden ayağa kaldırdık.
sadece 127 yıl sonra da dünyanın kalbi istanbul'u fethederek "türklük sancağı'nın ebediyen dalgalanacağını, gök tanrının evlatlarının asla yok edilemeyeceğini" yeniden hatırlattık...
yeniden hile yaptılar.
kılıç hakkıyla, bilek gücüyle yapamadıklarını, din ile, tarikatlar ile, hurafeler ile başardılar.
fatih'in fethettiği istanbul'u bizden aldılar.
"türklüğü tarihe gömdük" dediler.
o sırada 13 kasım 1918'de kartal istimbotu'nun güvertesinde bir çift mavi göz vardı.
"geldikleri gibi giderler" dedi.
tam 2500 yıldır uğraştılar, türklüğü yok etmek, içimizde yanan özgürlük ateşini söndürmek için.
"türklüğü ayaklar altına aldık" diyenler, döndü dolaştı, sarılacak tek şeyin türklük olduğunu, kutsal olan tek şeyin ay yıldızlı al bayrağımız olduğunu kabullenmek zorunda kaldı.
yok edemediler...
yok edemeyecekler...
sevgili gençler.
biz ekonomik yönden güçsüz olabiliriz.
biz fakir bir millet olabiliriz.
biz güçsüz bırakılmış, ezilmiş olabiliriz.
ama bizde kimsede olmayan bir ruh, bir kudret var.
kabul etseniz de, etmeseniz de, başkaları sizi aşağılasa da bizler her zaman tarih yazmış, tarih yazmaya devam edecek bir ırkın ahvadıyız.