11 yıldır türkiye'nin tepesindeki ak parti'nin teşekkürü hakettiği konulardır.
önceden baba mesleği olarak koyu akepe'li olan şahsım artık zerre iktidar sevgisi olmayan bir bireye dönüşmüştür ama objektifliğinden ödün vermeyen bünyem bazı konularda da iktidara gerekli teşekkürü etmeyi borç bilir.
istanbul metro hattı, istanbul metrobüs hattı ve belediye otobüsü hatları olmak üzere türkiye ulaşımda çağ atladı bu bir gerçek.
istanbul metro hattı; örnek olarak şu dönemde avrupa'da 200 km'lik metro hattı var bizde 40 km falan diyen hiç bir kimseye itibar etmemekteyim. kısa süre içerisinde beni bulunmam gereken yere bırakan metroya sonsuz teşekkür.
istanbul metrobüs hattı; rehavetin çok fazla olduğu metrobüs hattı diğer bir teşekkür konusu. belki çok sıkışık veya rehavetten dolayı zor binilen bir sistem olsada kısa süre içerisinde avrupa'dan anadolu'ya geçişte bir numaradır ve konu hakkında hala büyütme çalışmaları yapılmaktadır.
belediye otobüsleri hattı; 2 veya 3 sene öncesinde göz zevkini bozup çıkan dumanıyla mide bulandıran körüklü otobüslerden çoğu yerde bizi kurtaran ak parti'ye tekrardan teşekkürler. son model ithalde olsa konforlu araçlarla bizi tanıştırdıklarına mutluyum.
birilerinin zannettiği gibi hiç yok değildir. başka birilerinin zannettiği gibi "göt kılı" olmaya değecek kadar fazla da değildir.
sağlık sektöründe gerçekten iyi işler yapılmıştır bu hükümet döneminde. daha doğrusu, sosyal güvenliğin kapsamı genişlemiş, sağlık hizmetleri halkın tabanına daha iyi ulaştırılmıştır.
bu hükümet döneminde 2001 krizi gibi bir ekonomik kriz yaşanmamış olması da hem hükümetin başarısı, hem de şansı olarak görülebilir. şu an tek başına iktidarda olmasının en temel sebebi de budur.
ilk entride de belirtildiği üzere ulaşım alanında, özellikle istanbulda büyük işler başarılmıştır.
bu hükümet döneminde özel sermaye güçlendirilmiş, ülkenin üretim gücü artırılmıştır.
diyeceksiniz ki, madem bu hükümetin kadar geniş bir yelpazede yaptıklarını beğeniyorsun, o halde neden onlara oy vermiyorsun?
cevap partinin isminde saklı: adalet! tüm bu yapılanlar adaletsiz bir şekilde yapıldı. bu ülke olimpiyatları alamadı diye zerre kadar üzülmedim. normalde olsa hüngür hüngür ağlardım. çünkü adım gibi eminim ki olimpiyatların türkiyeye gelmesiyle birlikte inşaat sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde ciddi gelişimler, yatırımlar görülecekti. ama bu büyümenin kaymağını yandaş sermaye yiyecekti. yandaşlar daha fazla güçlenirken, vatandaşlar daha da küçülecekti. ülkedeki payımız azalacaktı. söz hakkımız da buna paralel olarak azalacaktı. böyle bir şeyi neden isteyeyim?
ihaleler adeta peşkeş çekmelere dönmüş. inşaat sektöründe bir yerlere gelen adamların hiç bir vizyonu yok. anca millete kazık atma peşindeler. çünkü bu adamlar yaratıcılıklarıyla, vizyonlarıyla, akıllarıyla, tırnaklarıyla gelmediler oralara. ihalelere adam sokarak, belediye başkanına hediyeler göndererek geldiler. bu adamların daha fazla zenginleşmesini neden isteyeyim?
esnafa krediler, hibeler dağıtıldı. ama yandaş olanlara.
öğrencilere verdikleri bursları artırdılar ama bir yandan da eklediler: "eğer hükümeti protesto ederseniz, keseriz bursunuzu." bir takım aklı yarım kesim de destek çıktı bunlara: "hükümeti beğenmiyorsan verdiği bursu neden alıyorsun" diye. ulan bu adamlar babalarından miras kalan parayı mı veriyorlar burs diye? devletin kasasındaki paraları veriyorlar. hükümete destek verenin de vermeyenin de hakkı var o paralarda. kim ki kafasına göre, sırf hükümeti eleştirdi diye, bir yoksul çocuğa o parayı vermiyorsa, o bursu kesiyorsa hak yiyor demektir. islamda bu suçun affı yoktur. kim de buna destek çıkıyorsa, hak yiyenleri savunuyorsa, o da zalime yardım ediyor demektir. o da zalimlerin safındadır.
işte, görüyorsunuz ya. adalet olmayınca, geriye kalan her şey teferruat oluveriyor bir anda.
hastanelerdir. tıpta son zamanlarda buyuk gelismeler yaşıyoruz. ama uzaya mekik gonderme falan hikaye. daha astronoumuz yok amk. ama kendi urunlerimizi yaratmaya baslamamız da olumlu bi olay. objektif olarak dusunursek.