kupon parasını sürekli türk milletinin ödeyip paranın nereye gittiğini merak etmemesi ile devam eden kumar. ulan bari ganyanlarına bak şunların bi daha oynarken.
hatırlayınız, israilde büyükelçilikte görevli biri(makamı ne olur ise olsun) dil bilmiyor ve israilli görevlinin giydirmelerini "efendim, adam sizi kalaylıyor" diye bir basın mensubunun uyarması ile fark ediliyor.
duble rezalet.
şimdi ise akp iktidarı dış işlerine-elçiliklere istediği adamı atayacak. daha da beter rezaletlere hazır olun.
amerikanın bize atadığı elçiler ve görevlilere türkçe(hatta; argo olarak) sövseniz hemen anlarlar.
hele ki doğu bölgelerine sivil toplum kuruluşu adı altında giden görevlileri kürtçeyi lehçeleri ile konuşuyor.
dışişlerinde akıl ve çıkar gözönüne alınır.
bilgi ve birikim aranır.
konuya ve görev yapacağı ülke dili-kültürü-sorunlarına hakim insanlar görevlendirilir. bölge etnik yapısını bilen akademisyenler ve danışmanlar ile iştişare edilerek öneriler ve durum analizleri çıkartılır.
hükümet bunları mutlaka değerlendirir ve politikalarını oluşturur. günlük hezeyanlar ve iç politika gereği yerel seçimler-gündem vb. anlık durumlar ile sorumluluğunu aldığı ülkeyi kendi istikbali için rezil edemez.
mahallenizde ki bakkal hacı amcaya migrosu verir iseniz sonuç rezaletler ve yönetim hataları ile dolu bir yapı ortaya çıkarır ki; işin acı yönü "bilmediklerinin farkında değiller" ve en tehlikeli durum da budur.
evinize gelen dekorasyon ustasının veya elektronik tamircisinin ya da teçhizatçının siyasi görüşüne mi bakarsınız, işçiliğine mi?
allah hepimize akıl ve sabır versin.
ulusalcıların zannıdır, yanlış bir tespittir, zira türkiye hiç bu kadar aktif olmamıştı uluslar arası arenada,
içimizdeki vatan haini ulusalcılar kabul etmese de böyledir durum.