büyük bir gerçektir. tek partili iktidar ne demektir unuttuğumuz, artık iki, üç partinin birleşerek ancak iktidar kurabileceğini zannettiğimiz dönemde kurulan bu parti. bize nasıl tek ve dik bir şekilde iktidar olunabileceğini göstermiştir. tabii güçlü insanın çok çekemeyeni olduğu gibi, bu güçlü partininde baya bir çekemeyeni ve ona b.k atanı vardır.
siz akp'yi karalamaya devam ededurun, daha çok göreceksiniz bu partiyi başınızda çok.
olağanüstü durumdur. olağan durumlarda gerçekleşemez yani.
bir "milli şef", bir de tayyip zaten. sonra geçip "tek parti dönemleri şöyleydi, böyleydi" demeyelim. nasıl olduğunu sayın başbakanımız sayesinde görüyoruz milletçe.
nerede arkadaşım bu rakipler? biz neden göremiyoruz o zaman? akp'yi sevin ya da sevmeyin adamlar rakipsiz, alternatifsiz. ve bu konuda suçu olmayan tek odak da kanımca akp. sanki adam gibi parti vardı da atmadık.
rakipsiz olanın iyi olmadığını bilenlerin güldüğü saptamadır. evet rakipsizdir çünkü milletçe IQ oranımız avrupanın en düşüklerinden biridir. balık hafızamız ve dini duygularımız sayesinde uyutulmaya en açık milletiz. şimdi bir zahmet yolu açında geçeyim midem bulandı.
aşağıdakileri verileri görünce, gerçekten rakipsizmiş diyesi geliyor insanın.
Cari işlemler Açığı, 1923-2002 dönemini kapsayan 79 yılda 57 milyar dolar iken, 2002-2007 dönemini kapsayan 5 yılda toplam 118 milyar dolara ulaştı.
iç borç, aynı dönemde dış borca oranla daha az artmış olmakla birlikte 2002'den buyana iç borç artış oranı yüzde 70.
Dış borç stoku, 2002'den buyana yüzde 83 artmış. Ancak en fazla artış 2006 yılında gerçekleşmiş.
Toplam borç, 2002'de 221 milyar dolar iken 2007'de 492 milyar dolara ulaşmış durumda.
2002-2007 döneminde iç borçta yüzde 70, dış borçta yüzde 83 artış var.
Dikkat çekici olan özel sektör borçlanması. Bu dönemde özel sektörün dış borcundaki artış oranı yüzde 235... Öyle ki, 2007'nin 3. çeyreği sonunda bile, 2006'nın tamamına göre yüzde 21 artış var.
Dış ticaret açığı da hızla artıyor. Türkiye'nin yıllık ithalatı 2002-2007 arasında yüzde 129 artış gösterdi. Aynı dönemde, ihracattaki artış oranı ise yüzde 139. Buna karşın,
Türkiye'nin 2002 yılında 15,5 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2007 yılında 63 milyar dolara ulaştı. ihracatın ithalatı karşılama oranı da 2002'de yüzde 70 iken, 2007'de yüzde 62,9'a düştü.
Sıcak para... Yabancıların Türkiye'deki sıcak para stoku 2002'den uyana yaklaşık 15 kat artış gösterdi. 2002 yılı sonunda 6,6 milyar dolar olan sıcak para 2007 sonunda 107 milyar dolara ulaştı.
Gecelik faizde Türkiye hala Avrupa'nın en yüksek oranına sahip.
alanları farklı olduğu için yanlış olmayan önerme. el altından ülke pazarlamak, 15 yıl önce söylediklerinin tam tersine dönmek ve ülkeyi sürekli küçük düşürmek gibi alanlarda rakipsiz olduklarını yazan bir kağıdın altına imzamı basarım.
bu kadar basiretsiz ve bi boktan anlamayan muhalefet olursa olacağı buydu dedirten önerme. evet şuanda rakipsizdir ama kesinlikle iyi bir parti değildir.
türk insanın giderek 'haysiyetli, onurlu' niteliklerini kaybederken normal karşılanması gereken durum.
lakin ben akpci olup da adamkayırmacılık,devletin malını sömürme yapmayan bir yönetici henüz göremedim.
lakin örnek aldıkları hz ömerden çok şey öğrenmeleri gerekmiş.adaletmiş evet kesinlikle adalet.
yeni bir adalet kavramı doğuyor
