amerika olma yolunda ilerlemekte olduğumuzu gösterir.
amerikan halkı yalnızca görmeleri istenen şeyleri görebilir televizyonda. yönetim denilen şey orada büyük şirketlerin patronlarının oluşturduğu büyük bir konseyin elindedir, başkan vs. şimdilik göstermeliktir.
bu şirketler aynı zamanda medyanın da sahibidir.
dilediklerini gösterir, kamuoyunu diledikleri gibi yönlendirirler.
istedikleri filmi çektirirler, istedikleri şekilde haber içeriği verirler.
amerika, fransa, ingiltere, almanya vs. batı ülkeleri bu temel üzerine kurulur. medya, devletin halk üzerindeki egemenliğinin bu denli gelişmesinin önceliklerinden biridir.
bakınız tarihin hiçbir döneminde devlet egemenliği bu boyutta olmamıştır.
elbette devlet de hiç bir zaman burjuvazinin altında bu kadar ezilmemiştir.
yoktur. ekrem dumanlı bir dış mihraklı örgütün nifakçı gazetesinin gyy. dir. ve işlediği iddia edilen suçlar da gazetecilikle bağdaşmaz. hakkında hüküm verilmemiş insanları suçlu ilan edip karara yön vermek suçu hafif bir suç mudur?
yıllardan beri varolan bir durumdur ama şu son zamanlarda iyicene haddi aşan bir noktaya gelmiş durumdur.
açılım ayağına terör şehre inmiş iken, insanların can ve mal güvenliği kalmamışken, bu hükümet buna bir çağre aramak yerine, halkın düştüğü bu korkuyu hafifletmek yerine çıkıp türkiyede olan bu olayları yansıtan medyaya ahkam kesip; " abartmayın, yayınlamayın " diyor.
bir kere iktidarda olan bir gücün medyaya bunu demeye hakkı yoktur ya da bu gücü nereden buluyor.
sanırsam herkesi trt gibi, atv gibi yandaş ve yalaka sanıyor.
biz ne emir verirsek, onu yapacaklar sanıyor.
akp'nin bu kadar oy almasının sebebide bu baskı, faşizan tutumlar olsa gerek.
halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlayıp, yandaş medya ile kendi propagandasını yaptırarak iktidarda kalmaya çalışıyorlar hala.
