son zamanlarda akp adına izlediğim en küçük düşürücü harekettir. kaddafinin türkiyeyi arabulucu olarak göstermesinin ardından petrol leşçilerinin libyaya üşüşmesi ülkemizin aslında avrupadaki gerçek imajını gösteriyor(!) o kadar önemli bir ülkeyiz işte, öyle bir ağırlığımız oldu(!)
(bkz: biz türkiyenin dünyadaki imajını değiştirdik diyenlere nerdeler?)
an itibariyle başbakan tarafından sessizlik bozulmuştur, seyirciliğin yerini başrol almıştır. başkomutanımızın recep bey ordularına emri vermiş ve hain avrupa ile savaş resmen başlamıştır;
türkiye'nin geleceğine, türkiye'nin varlığına karşı yapılan bir eyleme sessiz kalmasıdır aslında.
mesele müslüman bir ülkeye yapılan müdahaleye göz yumulması değildir.
olaya böyle yaklaşırsak, geçmişte türkiye'nin de cezayir'e karşı fransa'nın yanında durduğunu unutmuş oluruz.
ve eğer olaya yine "cezayir'in yanında durmuyorken neredeydiniz ey laikçi/kemalist/ulusalcı/ülkücüler" şeklinde yaklaşırsak, türk devletinin dış politikasının çerçevesini çizen istikrar daha da açarsak sınırların değişme korkusunu görmemiş oluruz.
sınırların değişmeme korkusunu da anlamak zor olmasa gerekir. hele de türkiye gibi milli mücadelenin neden yapıldığını iyi hatırlayan ülkeler için.
mesele libya'nın müslüman bir ülke olması değil. kimse unutmasın ki o libya lideri bize kıbrıs'ta ne kadar destek verdiyse de çadırında yanında erbakan varken bir o kadar küstahlaşmıştır.
ama dediğim gibi mesele bu değildir. mesele türkiye'nin çıkarıdır ve türkiye'nin çıkarları yabancı ülkelerin müdahalelerine karşı olmayı gerektirir.
mısır'da tahrir meydanında toplananlar gibi diyarbakır sokaklarında; bingazi'de gösteri yapanlar gibi şırnak caddelerinde gösteriler bir şekilde yaptırılabilir .
nevruz görüntülerini gördüğümüzde pek de imkansız olmadığını görüyoruz bunun.
akabinde çıkacak bir iç karışıklık ve sonrasındaki bir devlet müdahalesi de libya'nın başına gelenleri bizim başımıza açabilir.
türkiye libya değildir, evet. ancak bu sefer müdahale eden fransa da olmayabilir.
ordusunun yönetim kademesi içeride olan, moralsiz bir ordunun ise böyle bir durumda ne yazık ki başarılı olması kolay değilir.
başka bir girimde yazdım, yine yazıyorum.
bu operasyonu örtülü/örtüsüz destekleyen herkes vatan hainidir.
akp hükümeti de bu ihanetin bir parçasıdır.
arap ülkelerinin şuan ne kadar müslüman olduğunu hepimiz biliyoruz. filistin vurulurken de katar ve arap emirlikleri uçakları hazırlamıştı dimi, pardon, biz unutmuşuz(!)
(bkz: petrol nerdeyse abd oradarır)
(bkz: ırak, afganistan, libya)
hadi akp seyirci kalıyor peki siz çok seviyorsanız libya yı siz neden seyrici kalıyorsunuz. madem libya aşkınız kabardı gidin libya ya amerika, fransa, ingiltereye karşı savaşın. tutan mı var sizi? ulan vazgeçin artık her olayda akp ye sallamaktan. seviyeniz de iq nuz gibi düşük.
bir grup garibanı gemilere doldurup yardım yollar sonra onlar koyun gibi boğazlanırken havaya bakarak ıslık çalarlar. bülent arınç ağlar, recep efendi çok üzüldük der, abdulah efendi bir şeyler geveler, emine kalfa gözyaşlarına mani olamaz ...
müslümanlık bahane, amerikanın kucağında milleti kandırmak şahane ...
iktidar yanlılarının gücüne gitmesi nedeniyle, kendilerini iktidarın bu yoz davranışına chp'yi bulaştırarak çocukça hedef şaşırtma girişimine sokan durumdur.
cuntacı dedikleri kaddafi'den pek sevgili başbakanlarının insan hakları ödülü aldığını unutuvermişlerdir. aslında çok normal; referandumda yargılansın diye oy verdikleri 12 eylül generallerinin, bundan bir ay kadar önce yargılanmasına engel olan da iktidardaki akp değil midir?
şimdilerde o insan hakları ödülü pek bir ağır geliyordur durduğu yerde. bakalım yandaşların son zamanlardaki bozum davranışları nereye kadar ilerleyecek...*
sadece seyirci kalsa gene bir şey demezdik. alıştık artık ırak'tan, afganistan'dan, filistin'den, lübnan'dan. bu harekata ayrıca destek vermektedirler. libya'daki işbirlikçilerle harıl harıl görüşmekte şu an dışişleri bakanlığı. yapılan hava harekatının isyancılarla koordinayonunu ayarlıyorlar şu an. bu ülkenin alnına bir kara leke daha sürüyorlar.
sırf akp karşıtlığı olsun diye kaddafi manyağını olmanın luzumu yoktur.
akp karşıtları herdaim çelişkiye girmektedirler; hüsnü mübarek e git diyen başbakana kaddafiye niye git demedi diye soruyorlar, sonrada
(bkz: BM Güvenlik Konseyi nin 1973 sayılı kararı) na dayanılarak yapılan hava harekatına hükümetin sessiz kaldığını söyleyebiliyorlar.
akp karşıtlarının bir karar vermesi gerekir (bkz: kaddafi) kendileri için ne ifade ediyor?
[Gazeteci Nuh Gönültaş, 9 Ekim 1996 tarihinde kaleme aldığı "Kaddafi Türk Harbiyesi nden mezun" başlıklı yazısında şunları yazar:
"Kaddafi askeri eğitimini Türkiye de yaptı. (bkz: 27 Mayıs 1960) darbesi sırasında Kaddafi bir harp okulu öğrencisiydi. Kaddafi Ankara daki Kara Harp Okulu nun 1962 mezunudur. Kaddafi ile birlikte Libya da ihtilali gerçekleştiren Abdüsselam Callud da Türk harbiyesinden mezun. 1962-63 eğitim yılında Harbiye nin dil okulunda da kurs gördüler. Talat Aydemir Türkiye de ihtilale kalkıştığında Kaddafi ve arkadaşları harp okulunda eğitimlerini sürdürüyorlardı. ihtilal için havalanan savaş uçakları gökyüzünde dolaşırken Dil Okulu nun yetkilileri onları koruyabilmek için sığınaklara gönderdi."]
-alıntı-
kaddafi önünde diz kırıp oturanları alkışlayanlar şimdi de "kaddafi kötü adamdı rererö" demeye başlamışlar. kimsenin kaddafi'ye bayıldığı yok. emperyalist batılılar ve akp işbirliğiyle kalleşçe saldırılmış ve masum vatandaşlarına bomba yağdırılan bir ülke var ortada. biz vicdanımızı ayak kokulu yurt odalarında kaybetmedik, tuhaf gelmesi belki ondandır. "vicdan" dediğin şey bir parti ya da cemaate ipoteklenmeyen "insani" bir haslet ...
bebekler ölmeye başladı gene, başımı öte tarafa çevirip unutamıyorum ben. sahi, siz nasıl beceriyorsunuz bana da anlatsanıza ...
