işin esası sivil iradenin kendisine yetki verildiğinde kendi aydınlıkçı düşünceleriyle gidip iktidarın yanlışlarına karşı ona gereken tepkiyi göstermesidir ancak roosevelt'in dediği üzere demokrasi fakir toplumlar için lükstür...demokrasi kendini koruma ihtiyacını hukuk ile sağlayacaktır.akp'nin kapatılışı geç kalmış bir uygulamadır ki türkiye cumhuriyeti yargısı kendi tarihi ile çelişmesin.
daha çok adalet ve kalkınma partisini kapatılmasını demokrasi adına kınamaya kalkmayacak kadar bilinçli yazarlardır. ne lan bu adam kendi görüşünde olanlarla kadrolaşıyor çığ gibi, kurumları kendi gibi olanlarla dolduruyor, azınlık üzerinde diktatörlük uyguluyor sonra bir de demokrasi adına savunuluyor. ne utanmaz şeylersiniz anlamadım, anlayamadım. ülkeyi kapatmak üzereyiz siz hala ama bu bir demokrasi ayıbıdır falan diye zırvalamaktasınız. zaten herkes birbirine girmiş, bölünmüş, düşman olmuş, keskin farklılıklar tahammülsüz birbirine siz hala ama demokrasi diyorsunuz hem de demokrasiyi çatır çatır yiyenler adına. bu işte bir saflık var ama anlamadım tam olarak. sakin kalayım diyorum, keşke bu aşamaya gelmeseydi diyorum, kapanır mı kapanmaz mı siayeset yasakları uygulanır mı bilmiyorum ama biliyorum ki bu olayı bu aşamaya getiren adalet ve kalkınma partisidir. sadece kendine özgürlük isteyen, sadece kendi görüşünden olana iş veren partinin huzur getirdiğine, istikrar getirdiğine nasıl inanırsınız. adamlar ülkede satılmadık kurum bırakmadı yahu. nasıl görmezden gelebiliyorsunuz bunları. sizi şeriat mahkemelerinde yargılayacağız, adım adım ilerliyoruz laflarını nasıl unutursunuz.
diyorsunuz ki paranızı alıp susun! oldu satın alın milleti devamında satın ülkeyi. alış veriş süper lan. terör durup duruken hortladı, parti yıllardır iktidarda ve sadece maaşları kısıp, işsizliği körüklemekte, zaten doğru yaptıkları tek bir şey yok ve biz bunları görmezden geleceğiz. adalet ve kalkınma partisinden nemalanmadığım için olsa gerek parayla satın alınamıyorum.
bir de şu var; sizlerin nasıl kınamaya hakkı varsa benim de hak verme özgürlüğüm vardır. tam olarak onaylamıyorum evet ama gerekçeleri babalar gibi ortadayken görmezden de gelemiyorum, yok sayamıyorum. sizler denizler iyi ki asılmış diyenler değil misiniz yahu? ne demokrasisi dersiniz?
yüzde 20'lik başı bozuk tayfanın uzantılarından olmalarına rağmen sözlüğün büyük bir bölümünü oluşturmaktadırlar, hepsi birbirinin fotokopisidir, onlara göre işsizlik, terör gibi sorunlar hava cıvadır, laiklik karın doyurmaya yetendir, vural savaş ve sabih kanadoğlu'nun farklı türevleridir, demokrasi, halk iradesi gibi kavramlara da ezelden fransız kalmışlardır zaten...
(bkz: akıl fikir)
şehit askerine kelle diyenlerden, kanlı mı olacak kansız mı olacak hesabı yapanlardan, kürt federasyonuna yeşil ışık yakıp ülkeyi bölünmeye doğru götürenlerden, dinler arası dialog palavrasını enjekte edenlerden, liselere türban sokarak ortalığı karıştıran ve atatürk ilke ve inkılaplarını öcü gibi görenlerden, abd desteği ile ılımlı islam projesini başlatarak ülkenin temel dinamikleri ile oynayanlardan nefret eden yazar türüdür.
Aynı yazar türü, ulusalcılık ve kemalizm kisvesi altında ülkeye ayrı bir zarar veren diğer abd uzantılarından da nefret etmektedir.
Akp'nin kapatılmasını isteyen, ancak sadece kapatmanın yeterli çözüm olmayacağını düşünür bu yazarlar. Dincileri bertaraf edelim derken ülkenin masonik ibnelerin eline teslim edilmesinden endişe duyar bu yazarlar.
Ülkesinin karanlığa gömülmesinden endişe duyar bu yazarlar.
Her türlü abd ve siyonist parmağının kırılmasını ister bu yazarlar.
Liseye türban sokmak isteyen ile "namaz kılacağınıza bale yapın" diyeni aynı düşman safhında görür bu yazarlar.
Vazifeye atılmak için mevcut şartları gözönünde bulundurmayacaktır bu yazarlar.
Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır diye düşünür bu yazarlar.
Hiçbir zümre ya da grubun menfaatine çalışmadan sadece ve sadece milletin bağımsızlığı ve egemenliğini düşünür bu yazarlar.
Atatürk'e tapmazlar ama onun yaktığı ışığın doğru yolu gösterdiğine inanır bu yazarlar.
(bkz: bilmem anlatabildim mi)