ak parti'nin olumlu icraatı çoktur, ama öncelikle o gözlüklerinizi çıkarıp bir kenara koyun. misal ben bir tanesini söyleyeyim; bir çok ilde camilerimiz ikişer üçer katına çıktı. çok büyük ve önemli bir icraattır bu. bunun yanında artan imamlarımız, müezzinlerimiz de cabası. ak parti başmızdan eksik olmasın. amin.
bir parti ne kadar kötü olursa olsun mutlaka ama mutlaka iktidarında veya belediyecilikte iyi bir icraatı olmuştur. fakat bu iyi icraatler genelde sosyal hizmetler üzerinedir. kapalı alanda sigara yasağı, devlet hastanesi açma, hastane olanaklarını iyileştirme, yeni metro hatları, ücretsiz ders kitapları, mehmetçik dershaneleri gibi çeşitli iyi icraatlar olmuştur her partinin.
nefret ettiğim akp ise açık konuşmak gerekirse belediye icraatlarında iyidir ve halkın gözünü sırf bu icraatlarla güzelce boyayabilmektedir.
ama öteki icraat konusunda türkiye'yi bir bataklığa sürüklemektedir.
olmayan icraatlardır sahiden sahi ulan herkes objektif bakmak gerekirse diyor sosyal devlet anlayışı çöktü. sağlık hizmeti çöktü. silahlı kuvvetler çöktü. sportif faaliyetler bitme noktasında ama sözlük yazarı bile mallaştı, yok sigara yasağı yok nazım hikmete türk vatandaşlığı, yok sandığa gömmek, yok et fiyatları beyler götünüzden kan alınacak yakında akında mısınız, ülkenin yargı yürütme yasama sistemi çöküyor, doğu kan deryasına dönüyor ülke fakirleşiyor, şakirtler çoğalıyor, din istismarı çoğalıyor, tarikat yargılayan savcılar tutuklanıyor, türk vatandaşı başka bir ülkenin askeri tarafından vuruluyor,terörizm her yere dağılıyor, üniversiteler bağımsızlıklarını hergün daha çk kaybediyor, idealist olması gereken gençler hergün biraz daha kapital dünyanın içine sokulup köpekleştiriliyor, konserler içkili diye basılıyor, tiyatrolar yıkılıyor,spor faaliyetleri stad yapmaktan öteye gitmiyor. halk köleleşiyor, internet yasakları hergün biraz daha artıyor... peki ne yapıyoruz? biz olumlu icraat arıyoruz. koca bir hasssiktir diyorum efendim hasssiktir.
hiçbir zaman olmayacak icraattır. çünkü akp hükümeti sadece kendi çıkarları için icra(!) yapan bir parti(!)'dir. olumlu bir faaliyet yapsa bile mutlaka bir çıkarı olacaktır. çıkarttığı küçük icraları icradan saymıyoruz efenim.
vardır olumlu icraatlar ama yandaşa ve akp'li vekil, bakanlara vardır.
mesela bu icraatlar sonucu bu ak müslümanlar 8 sene içinde inanılmaz şekilde zenginleşmiştir.
onun dışında asfalt dökmekten başka bir meziyetleri yoktur.
başka iktidar görmemiş genç ergenlerin beğenmediği icraatlardır. mesela hayvancılığın bittiğini söylüyorlar. hayvancılık 8 senede yok oldu sanki.
gençler biraz 1990'larda ne olduğunu büyüklerine sorsa, biraz okusa iyi olacak. ben sadece hayvancılığın nasıl bittiğini anlatacağım. eleştirdiğiniz her şeyi de tartışmaya hazırım.
1990 öncesi turgut özal döneminde insanlara karşılıksız teşvikler verilerek hayvancılık ve tarım çok güçlendi. fakat 1990'larda özal'ın ayrılmasıyla bir hayali ihracaat ve hayali teşvik dönemi yaşandı. iyi amaçlarla verilen paralar hiç iş yapmayan, paçavraları ihrac ürünmüş gibi gösteren dolandırıcılar tarafından siyasi iktidarlarca korunarak devleti ve milleti soydu. insanlar haksız yere çok para kazandılar. yolsuzlukların önü alınmadı. her siyasi kendi yandaşlarına çıkar sağlamak için devleti deniz yemeyeni keriz gördü.
daha önce yurtdışına mısır satan bir ülke iken ve kendi kendimize yetebilen bir ülke iken mısır ve benzer tarım ürünlerinin dışardan ucuza getirilmesine izin verildi. kendi ürettiğimiz mısır ve benzeri ürünler(soya gibi) dışardan getirilenlerle rekabet edemezdi. çünkü gavurlar kendi ülkelerinde satılması yasak gdo'lu ürünler yetiştirip serbestçe türkiye'ye soktular. sonuçta bizim çiftçimiz bu tür ürünleri üretmekten vazgeçti. çünkü ürettiği fiyata satamaz hale geldi. bunun sebebi siyasilerin üç beş toptancıya dışardan ucuza mal getirip türkiye'de genetiği bozuk ürünlerle haksız kazanç sağlamaları olmuştur. milletin sağlığı kimin umrunda. aynı toptancılar halen gdo'lu ürünlerin ülkeye girişini zorlaştıracak bir karara nasıl karşı çıktılar gördünüz. gdo'lu ürünlere sınırlama getiren kanun sanki gdo'lu ürünlere izin veren kanunmuş gibi tanıtıldı. şu an hala serbestçe giren gdo'lu ürünleri yiyoruz.
türkiye'de mısır ve benzeri ürünlerin üretiminin azalması sonucu dışardan gdo'lu giren ürünler olduğundan da yüksek fiyata bizlere satılıyor. dünyanın çoğu yerinde satamadıkları ürünler bizim gibi üçüncü dünya ülke pazarında yüksek fiyata alıcı buluyor.
neden hep mısır ve benzeri ürünler dediğimi açıklayayım. hayvanlar için yapılan yemlerin %70-90'ı mısırdan oluşur. geri kalanı soya yağı ve diğer ıvır zıvırlar. gdo'lu ürün üreticileri artık dışarda üretmeyi bırakıp bizim çiftçimize fason ürettiriyor. tohumunu kendi veriyor, ürünü kendi alıyor ve satıyor. çünkü kendi ana ülkelerinde gdo'lu ürün satmak yasakken artık üretimini bile devletleri yasakladı. diğer tohumlara zarar verdiği için... bizde ise gdo'lu ürünlerin çevresine benzer ürün ekilmesini gdo'cular devlete baskı yaparak yasaklatıyor. bizim sayemizde verim alıyorlar diyerek... dünya ile ters yönde ilerliyoruz.
yani özetlersek yem yapılacak ürünleri artık dışardan çok pahalıya alıyoruz. çünkü ülkemizde yem üretecek ürün ekimi yok oldu. eski siyasiler sağolsun.
bir hayvanı iki şekilde beslersiniz: 1- yem ile, 2- otlak ile.
bizim doğu bölgelerimiz hayvanlar için ideal topraklara ve bedava yetişen otlakların olduğu geniş meralara sahip. doğu bölgelerimizde 2002'ye kadar ohal olduğunu biliyorsunuz. ohal'de birçok köy ve mezra boşaltıldı. insanlar terörü engellemek için meralara sokulmadı. mezra dediğiniz şey geniş otlakların içinde kurulmuş beş-10 tane ev. bunları terör nedeniyle yok eden devlet, uçsuz bucaksız doğu topraklarında hayvancılığı bitirmiş oldu. diyarbakır'da kırsaldan göç etmiş yüzbinlerce insan var. bunlar eskiden hayvancılık yaparken köylerinden, mezralarından sürülen insanlar. doğru dürüst geçim kaynakları olmadığı için hem işsizliği artırıyorlar, hem işsiz oldukları için yeşilkartla, sosyal yardımlarla yaşayarak devlete ek yük bindiriyorlar. sonuçta aç sefil yaşamak da terörü artırıyor. işsiz, aç kalmalarını kendilerini süren devletten biliyorlar. şimdi 1924'ten beri köyden kente geçişi destekleyen kanunlarımız değiştirilip kentten köye dönüş için kanunlar ve yeni planlamalar yapılıyor. bunları akp hükümetinde köylerinden kovmadı ama onlar geri döndürme masrafını karşılıyor.
eskiden kaçak olarak iran'dan hayvanlar getirilir ve sıkıntılı zamanlarda bu kaçakçılık artarak piyasa dengelenirdi. fakat şimdi kaçakçılık yapılamıyor. hayvan kontrolünün sıkı denetimiyle her hayvanın nerden geldiği biliniyor.
et fiyatları yüksek ise;
1- önce hayvanlara yem üretimini sağlamak için sağlığımız için zararlı gdo'ların yasaklanmasını isteyeceksiniz(ama geçenlerde gördük gdo için çıkarılacak yasaya katı muhalefet edildi). çiftçi ürününün para ettiğini görürse yem hammaddesi ürünleri tekrar eker. olmazsa devlet yem hammaddesi üretenlere sübvansiyon verebilir
2- doğu'da hayvancılığın tekrar kurulması için gerekirse karşılıksız teşvik vereceksiniz.(sanırım yeni yapılan bir düzenlemeyle devlet %40 hibe şeklinde hayvan veriyor. ama bizim faşizanlar kürtlere bedava yardım ediyorlar diye veryansın edip duruyorlar)
3- kendi hayvanımız oluşuncaya kadar eskiden kaçak girebilen hayvanlar yerine yakınımızdaki ülkelerden resmi yollarla hayvan alımı yapılmalı. uzak ülkelerden alınan hayvanların yol masrafları nedeniyle daha pahalı olacağı aşikardır.
akpli falan değilim ama hiç icraatı yok demek "laikçi teyze" kılığına bürünmektir. salaklıktır.
herkes tek tek şu var falan demiş toplasanız onlarca icraat çıkıyor zaten. ha yine de 1000 yıl geçse oyumu bu partiye vermem orası ayrı bir şey.
karşı olduğum şey sırf bir grubun fanatiği olduklarından dolayı bir partiyi icraatı olduğu halde icraatı yok diye eleştirmek. sizin gibi salaklar yüzünden millet böyle gruplar halinde yaşıyor zaten. aferin devam edin.
Seçimle başa gelmesidir hem de benim karşı oyuma rağmen ezici bir çoğunlukla..
Körü körüne kötülemek çok haince bir yaklaşım..Her ikdidarın olduğu gibi AKP nin de olumsuz icraatları vardır..Bu toprağın insanlarına düşünmeyi - gerçekleri sezmeyi çoktan unutturdular..
Akp ye 2 dir oy vermeyen bir Türk vatandaşı olarak şahsen haksızlık ettiğimi düşünüyorum artık..Dünya devletleri batarken ekonomimiz dimdik ayaktaysa , dünya siyasetinde el pençe duran liderlerimizden sonra parmak sallayan bir başbakanımız var iken ve aşağılık kompleksimizin sonucu olarak AB kapılarında yalanırken asıl gücümüzü aldığımız doğuyu keşfetmeye başlarken işin içinden şeriat tehlikesi aldı başını gidiyor diyerek çıkamazsınız..
Farkettim ki aslında Mustafa Kemal Atatürk'ü hiç anlamamış ve okumamış en büyük kitle maalesef hem ADD de hem CHP de var ve inanılmaz bir faşist/ırkçı görüşlere sahipler.
Objektif olun beyler,bayanlar..bu işin analizi lafla yapılmaz!
şimdi akpnin olumlu icraatlarını sayan arkadaşlara soruyorum sizce bu para akışı nereden gelmiş olabilir. peki ya ülkenin kaybettiği değerler nere gitmiş olabilir. bekleyin yakında götümüzüde özelleştirecekler.