tabi birde diyelim ki herhangi bir parti xizm ideolojisini benimsemiş. kim araştırıp da ideolojisinin temelini bilecek ne olduğunu nerden geldiğini öğrenecek. hadi diyelim böyle bir kesim var türkiyede. zaten böyle bir kesim de ideolojinin bir boka yaramadığını bilir heralde.
sadece akp değil türkiyede yüzde 10 15den fazla oy alan tüm partiler için geçerli olan durumdur. akp işine geldiği yerde milliyetçi kesiliyor; gelmediği yerde ahmet kaya türküleri dinletiyor. tayyipin "biz chpden daha soyalistiz" dediği bile oldu. ancak chp bu konuda çok mu farklı bir yol izliyor? veya geçmişte turgut özal, adnan menderes, demirel gibi insanlar çok mu farklı davranıyordu? işine gelince kemalist, işine gelince sosyalist, işine gelince milliyetçi, işine gelince dindar, işine gelince abd karşıtı, gelmeyince al gülüm ver gülüm... türkiyenin siyaseti budur ve bunda çok da anormal bir durum yoktur. çünkü dünyanın "demokrasi beşiği" diye örnek aldığımız ülkelerinde de durum buna benzemekte. hatta abd gibi örneklerde durum daha da vahim. seçimler bir sorumluluktan ziyade şölen, eğlence aracı gibi görülüyor.
esas sıkıntı meselenin ideolojik boyutlarında değil, ideolojiler 21. yyda partilerin sağlam tabanlarını oluşturan tuğlalardan başka bir şey değildir. ancak esas mesele bir gün ak dediğine ertesi gün kara diyen siyasi partilerin ve siyasetçilerin var olması ve bunların çok yüksek oranlarda oylar almalarıdır.
akp'nin ideolojisi recep tayyip erdoğan'dır. akp bir otokrat partidir. başbakan akp'yi bırakıp emekli olsa, yeni akp ilk seçimi oluşan rüzgarla alır, ama 2. seçimi alamaz. parti içinde başbakana olan korkularından sesini çıkaramayan muhalifler ayrılır. kendi partilerini kurarlar. kendi tespitime göre akp'nin yüzde 50'si milli görüşçü, yüzde 40'ı demokrat-liberal, yüzde 10'u da milliyetçi kesim. başbakan bıraktıktan sonra milli görüşçülerin partinin başına geçmeleri en büyük olasılık. yeni bir lider bulamazlarsa çabuk dağılırlar. erdoğan kendisine rakip olabilecek kişileri bastırdığı için bu lideri de bulamayacaklar.