referandum da eğer "evet" sonucu çıkarsa akp bundan sonraki yıllarda değişen bu yasayı kullanarak dolaylı yollardan hsyk üyelerini ve anayasa mahkemesi üyelerini bizzat kendisi atayacak ve sonuç olarak bağımsız olması gereken yargı alenen akp nin eline geçmiş olacaktır. yaptıkları usulsüz işlerin mahkemelerden dönmemesini sağlamak için bundan daha iyi bir yol olamaz zaten...
akp'nin hsyk planı başlığında bu planı anlatacak bir tek entry yok. chp ve taraftarlarının söylediği tek şey böyle bir plan olduğu. bu planın nasıl yürürlüğe konduğu hiç söylenmiyor. süheyl batum ve bir başka chp yanlısı anayasa profesörü bayan hocamız akp'nin hsyk'yı ele geçireceğini söylüyor. nasıl diye sorulduğunda cevap her ikisinin de aynı;
1- hsyk başkanı adalet bakanı olacak.
2- akp'li cumhurbaşkanı kurula 4 üye seçecek.
bir akıl tutulması var. şu an;
1- hsyk başkanı zaten adalet bakanı,
2- akp'li cumhurbaşkanı tüm üyeleri seçiyor.
eğer akp'nin planı buysa eskisinden daha zor etkileyecekleri bir kurul oluşturmuşlar. hsyk başkanı konusunda değişiklik yok ve cumhurbaşkanı daha az adam seçebiliyor. 22 kişiden 4 kişi seçerse mi daha çok etkiler. yoksa 5'te 5 seçerse mi? bülent arınç bu tür savunmalar için delilik diyor. hakikaten delilik ve algı bozukluğu...
akp'nin hsyk planında yukardaki dışında bir değişiklik varsa onu eleştirmek lazım. ama her iki anayasa profesörümüzün takıldığı değişiklikler bunlar. kurulun üye sayısına karşı çıkmak işlerine gelmiyor ve antidemokratik olduğundan savunamayanlar yanlış şeyleri savunuyorlar.
keşke bunu daha önce söyleselerdi ve itiraz etselerdi. o zaman anayasa değişikliği mecliste görüşülürken adalet bakanı hsyk başkanıdır cümlesi değiştirilmez ve adalet bakanı hsyk başkanı olurdu( zaten eskisinde de yenisinde de aynı da ben de onlar gibi değişiklik olmuş gibi yazayım dedim). ayrıca cumhurbaşkanı 22 üyenin tümünü gösterilen adaylar arasından seçer diye değiştirselerdi.( demek ki chp hepsini cumhurbaşkanı seçmeye devam etsin istiyormuş)
(#9326383) nolu entryde hsyk hakkında nasıl bir plan yapıldığını anlayamamıştık. şimdi anayasa mahkemesi hakkında ki planı açıklayalım ve neyine karşı çıkıldığını yine anlayamayalım. cumhurbaşkanı eskiden tüm üyeleri atarken şimdi 17 üyenin 14'ünü atayacak 3 üyeyi meclis seçecek. chp bu konuda ne diyor; chp'li anayasa hukukçuları meclis daha çok üye seçmeliydi diyor. chp yandaşı anayasa ne bilmeyenlerse meclisin atadığı 3 kişiye kafayı takmış.
sonuçta cumhurbaşkanı eskiden 15 seçerken 1 tane azalmış. 14 seçiyor. meclis 3 seçiyor. hepsinin cumhurbaşkanı tarafından seçilmesine devam edilmesini istiyorsanız kendi chp'li hukukçularınız istemiyor. bana kalsa keşke hepsini cumhurbaşkanı seçse. ama avrupa konseyi anayasa mahkemesinde oy veren halkın temsil edilmesini istiyor. bunu da oy verdiği meclis eliyle yapılması gerekiyor. 3 üye az bulunması mı hata? eskiden hiç yoktu.
anayasa mahkemesi ile ilgili değişiklikte karşı çıkılan ne? bazen diyorum keşke değişmeseydi. akp'li cumhurbaşkanı hepsini kendi atadığında üç beş sene içinde orda chp yandaşı adam kalmazdı.
ne hsyk, ne anayasa mahkemesinde değiştirilen maddeler ile ilgili savunulan saçma, kafa karıştırmaya yönelik şeyler söyleniyor ama akp planı diye söylenebilecek bir değişiklik yok.
o değil de chp bunu savunamayacağını bildiği için içeriğe girmiyor. mecbur kaldığında da kafa karşıtırmak için akp beyaz boyalı yerleri beyaza boyamış diyor. yani değişiklik olmayan yerleri söyleyerek laf kalabalığı içinde konuyu kapatıyor. burda buna cesaret edenler çıkabilmiş. pardon diğer entrylere cevap niteliği taşımasın diye ilk entryleri okumamıştım. yine değişikliklerin içeriğine giren olmamış. akp'nin bir planı olduğu ve kötü olduğu söylenmiş ama nasıl ve ne şekilde gerçekleşecek bu plan, hiç girilmemiş.
anayasa değişim paketinde olan plandır. 22 üyenin 2si adalet bakanı ve müsteşarıdır. 4 üyesi, yüksek öğretimin hukuk, iktisat ve siyasal dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileriyle, avukatlar arasından cumhurbaşkanı tarafından seçilir. 3 üye yargıtay, 2 üye danıştay tarafından seçilir. 1 üye adalet akademisi genel kurulunca seçilir. 7 üye adli hakimler arasından, 3 hakimde idari hakimler arasından seçilecektir.
hsyk 3 ayrı odadan oluşcaktır. adalet bakanı başkanlık yapacaktır ve hiç bir odada bulunamaz ve oy kullanamaz. müsteşarda 3 odadan bir tanesinde görev alacaktır.
he bu arada son olarak belirtiyim. seçilecek hakimlerin en az 15 yıl görev alması gerek. belirli bir kıdeme ulaşmak için. yanni akp döneminde hakim yada savcı olan herhangi bir kişi hsykya girememektedir.
akp'nin hsyk planında chp'li hukukçuların eleştirdiği ve akp yandaşı hsyk yaratıldı dediği her iki nokta;
1- hsyk başkanı adalet bakanı olacak.
2- akp'li cumhurbaşkanı kurula 4 üye seçecek.
bunları eleştiriyorlar. sanki eskisi daha iyiymiş gibi. çünkü eskisinde de hsyk başkanı adalet bakanı ve cumhurbaşkanı tüm üyeleri seçiyor. pekala karşı çıktıkları şey saçma olduğuna göre aslında neye karşı çıkıyorlar?
eskiden sadece yargıtay ve danıştay'dan üye seçiliyordu. bu kurumlarda bulunanları da hsyk'yı zamanında ele geçirmiş insanlar seçtiğinden kimse hsyk'da bulunan anlayışın değişmemesini istiyor. hep aynı zihniyette insanların hsyk'ya gelmesini ve danıştay'la yargıtay üyelerini kendi gibilerden seçerek hsyk'yı hep aynı zihniyete sahip bırakmak. yani kısaca özetlersek hsyk, chp'lileri yargıtay ve danıştay'a seçecek. seçtiği yargıtay ve danıştay'da bulunan chp'liler de hsyk da biri emekli olduğunda yeni bir chp'liyi hsyk'ya gönderebilecek. yani hep aynı kafa orda kalsın isteniyor. yoksa başında adalet bakanı olmuş tüm üyeleri veya 4 üyeyi cumhurbaşkanı seçmiş umurlarında değil. fakat hsyk'yı yeni düzende kaybedecekler. başkaları da hsyk'ya girebilecek ve daha çok yerden insanlar girebileceğinden etkinlikleri azalacak. çünkü yargıtay ve danıştay'ı kendilerinden yapmak kolay ama geniş taban olunca kendilerinden olmayanlar da girebilir ve kontrol altına almaları zorlaşır.
alt mahkemeler tamam, sıra yüksek yargının da cemaatin eline geçmesidir.bu taslak kabul olursa "kardeşim ibrahim" diyerek başkan atamalarının önü açılacaktır tek seçiciliğin demokraside yeri varmıdır? yargıç ve savcılar tamamen iktidarın güdümüne girecek ve "acaba başıma bir iş gelirmi" diyerek vicdanı, hukuku bırakarak karar vermeye zorlanacak. ve bu yasa ile her gelen iktidarın arka bahçesi olmanın yolu açılacak. gerçek budur kısaca ve tersini söyleyenleri salla. bu yüzden "hayır".çek elini yargıdan!
vardır böyle bir plan. akp hsyk yı daha katılımcı daha tarafsız daha avrupa birliği avrupa birliği ile uyumlu bir kurum haline getirmek için bir plan yapmıştır.
bu da 12 eylül de halk oylamasına sunulacak zaten.
yetersiz yapılan plandır. ama mükemmel iyinin düşmanıdır. yine de evet vermek lazım. akp'nin güdümüne girecek bir hsyk yaratılacaksa bile bu olması gerekendir. demokratik olan, demokrasilerde olan(belki çoğunuz demokrasiyi bilmediğiniz için garipseyeceksiniz ama) yargının da yasama ve yürütme gibi halk tarafından seçilmesidir. yasama yürütme ve yargı gücünü halktan alır ve halk adına görevlerini yürütürler. halk demokratişk rejimlerde direk başbakan gibi ülke yönetimini seçtiği gibi bazı ülkelerde yargıyı da seçiyor. bir model de halkın meclisi seçmesi ve seçtiği milletvekillerinin halk adına yargıyı ve yürütmeyi seçmesi.
yani meclisin seçtiği yargı olur. yargının denetim altına alınması için meclis görevlidir. halkından kopuk yargı olmaz. diyelim ki akp kendi yargısını yarattı. olması gereken de odur. çünkü zaten ülkenin % 50'sinin oyunu almış bir partinin yargıyı etkilememesi düşünülemez. azınlık kalan partiler mi yargısını yaratacak? akp eğer yargısını yaratır da bunu kötüye kullanırsa zaten seçmen seçimlerde cezasını verip gönderir ve yaratacağı yargıya güvendiği yeni bir meclisi iş başına getirir. bunları öğreneceksiniz.
12 eylül 2010 tarihindeki referandumdan evet çıkarsa istediği mahkemeye istediği hakimi tayin edebilecek, istediği kararı çıkartabilecek.
Evet çıkmazsa bu olmaz.
Ama evet çıkar da sonraki seçimde hükümet ve meclis çoğunluğu değişirse...
Allah yardımcıları olsun...
Çünkü bu milletin sağı solu pek belli olmaz.
Hakkında mecliste bekleyen 200 mahkeme dosyası olsaydı, belki bir çok kişi, gücü varken, böyle bir uğraşın içine girerdi.
Sonra ne olur ne olmaz çünkü...