edit: merhaba sözlük, işbu entry'yi sanırım bir gazeteci de köşe yazısında izin almadan, alıntı göstermeden kullanmış, bir kaç forumda, şurada burada yayınlanmış falan. biline ki, bu yazı tamamiyle benimdir. övünmek için falan söylemiyorum, zaten bence öyle çok ahım şahım bir yazı değil ama, intihal yapmış gibi gözüken taraf ben olmak istemem doğrusu.
geçen hafta mail box'ıma, başka bir ismin imzasıyla "olm şunu bir okusana ne doğru yazmış adam" diye geldi ulan bu yazı, ayıp değil mi?
ikitidar yanlıları tarafından sebebi ''kurumların devlet kontrolünde kendi kendini yenileyememesi'' olarak gösterilen iktidar politikası. bu itiraf devletin acizliğini anlatmaz mı allah aşkına?
(bkz: kemal bak bi satcak başka şey var mı)
türkiye ye has şekilde yürüyen işlerden yolunu bulan akp lilerin yapmaktan haz aldığı olaydır. nedir bu türkiye ye has şekil;
akp li bir bakanın dıdısının dıdısı nasıl olmuşsa bir anda bir şirket kurar yada yıllardan beri bir konfeksiyon işinde dikiş tutturamamış şekilde yaşamaktadır. e ama olur mu ? hem bakanın dıdısının dıdısı olacaksın hemde orta halli bir konfeksiyon olacaksın.
ihalelere biranda bu dandirik firma girmeye başlar ve hiçbir teminat olmadan ihaleler o firmaya gider * sonrasında hızını alamaz bu firma bütün işlere dalar. türkiye de ne yapılacak devlet yordamıyla orada bitmiştir herkesten önce çünkü artık ihaleleri bile o düzenliyordur. kapalı kapılar ardında onlar rakip kızıştırıp işe yaramayan işlerden şu kadar dolar ile çıkarız diyip durduk yerde * para kazanırlar. sonra bi bakmışsın türkerler işbitirmede başı çekiyor.
atamız dan kalan yagane devlet kuruluşlarını iyileştirmek yerine üç kuruş paraya elden çıkarmaktır.
çünkü kolay olan budur ve bazı kimselerin kesesi dolar. *
merak değil tamamen planlı, projeli özelleştirme maskesi altında kurum/kuruluş ve toprakların satılması durumudur. akp'nin iktidara gelebilmesini sağlayan, arkalarında duran, destek veren dış güçler, **** bunun karşılığını elbet isteyeceklerdir ve alacaklardır. bir ülkenin iletişim ağını çok ucuz bir fiyata satmanın hiçbir akıl mantığı yoktur. o kadar ilerledi ki bu durum kuruluşlar, bankalar yetmedi adamlar ülkenin akarsularını bile satmayı düşünüyorlar. nasılsa karşıların da herşeyi çok çabukça kabullenen bir halk mevcut. ayrıca özelleştirme satılan kurumdan gelen paranın daha iyi yerlerde kullanılması demektir. hani nerde kardeşim? tüpraş, petkim, telekom, bankalar hepsi satıldı. karşılığı ne oldu peki? hiçbir şey söz de özelleştirmeden gelen para akp tarafından dış borca yatırılıyormuş o yüzden dış borç sürekli artıyor sanırım.
aslında akp'den değil kapitalizmden kaynaklanan durum. zira global kartellerin paraya ihtiyacı var! e bizim de zenginliklerimiz ve dış borçlarımız var. artık kemal abi öldüm fiyatına satar gözü neyi görürse. telekom'u, tüpraş'ı, mehmetçikler'i.... birileri de kalkıp akp'ye "islamcı" diyor. islamcılık buysa ben müslüman değilim.
şirket özelleştirdikçe vatandaşın götünü daha da genelleştiren, gelen yabancı sermayenin giden yabancı sermayenin vurup kaçmasına neden olan meraktır kendisi.
akp'ye has bir merak değildir. eğer ki seçimlerde başka bir parti hükümeti kurabilseydi, aynı şeyleri o da yapacaktı. belki kendisine yakın isimlere satacaktı ama gene genel mantalite bir gıdım farklı olmayacaktı. kaldı ki 12 eylül ve turgut özal'dan bugüne gelen hükümetler de özelleştirmeye çalıştılar devlet şirketlerini. satılan şirketlerin fazlalığı küresel likidite diye tanımlanan son 5-10 yılın olgusunun sonucudur. talep arttı.
ayrıca şirket sahiplerinin etnik kökeninin önemi ne var ki? aydın doğan tc pasaportuna sahip ancak sahip olduğu ana akım basın-yayın kurumları 9-11 sırasında abd'den çevirme canlı yayın yapmadı mı? veya yörsan daha mı az kapitalist? türk şirketleri daha mı çok pay-sosyal hak veriyor çalışanlarına? aynı ekonomik sömürü altyapısı devam ediyorken artı değeri cukkasına türk patronlar atsın'ı savunmanın pek bir anlamı yok.