kendi liderinin bir yüzüğü vardı. yarın öbür zengin olursa bilin ki haram yemiştir demişti o biat ettikleri liderleri.
Ayrıca o ırgatları ilk önce kendileri sokmadı mı meclise?
ne diyor? mealen "bu halk bu kadar hizmete layık değildir" diyor!... sizi gidi elitler sizi!.. işte bunlar, boğaza karşı zemzem yudumlayan, mekke'nin yedi yıldızlı lüks otellerinde, "kabe ayaklarımın altında" manzarası eşliğinde hacceden elitler...
küfürbaz yandaşların "bunlar daha düne kadar koyundu, ne zaman elit oldular?" diye babalanmasına vesile olan elitlerdir.
valla orasını siz bizden iyi bilirsiniz! değil mi ya? düne kadar kıçı kırık arabalarına "huzur islam'da" yazarak dolaşan tipler, nasıl elit oldular? neden yüz milyarlarca liralık ciplerinin arkasına hala aynısını yazmıyorlar? yoksa huzuru başka bir şeyde mi buldular? yoksa onları huzursuz eden o ciplere binememeleri miydi? "islam, huzur..." filan derken "altımıza cip çekmek istiyoruz" mu demek istiyorlardı aslında?
ve de şimdi neden halka bu lafları ediyorlar? neden halka tepeden bakıyorlar?
hükmetmek isteniyorsa maalesef kendi sermaye çevrenin olması gerekiyor bu ülkede dünde böyleydi şimdi de böyle. ak parti'de kendi sermaye çevresini oluşturdu ve ortaya böyle bir ucubelik çıktı.
madenlerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için tanınan süreyi 2019'a kadar uzatan elitlerdir. öyle ki kağıt üzerinde 2006'dan beri geçerli olan yangına dayanıklı malzeme kullanma zorunluluğu için bile 2019'a kadar süre tanımışlar:
bilmeyenlere anlatayım, soma katliamındaki can kayıplarının en önemli sebeplerinden biri, o madende bulunan kilometrelerce uzunluğundaki konveyörlerin bantlarının ısıya dayanıklı malzemeden olmamasıydı. bantlar kolayca tutuştular, eridiler, erirken çıkardıkları ölümcül gazlar bir çok işçinin sonunu getirdi.
oysa "devlet işletmesi" diye ideolojik saplantı yapılıp, beğenilmeyen ttk'nın işlettiği ocaklarda konveyör bantları ısıya dayanıklı malzemeden yapılmıştır.
akp halka o kadar tepeden bakıyor ki, fakir halka kömür dağıtıyor.. o kadar tepeden bakıyor ki, sakatlar için, bakıcı, öğretmen tutuyor.. o kadar tepeden bakıyor ki, cumhurbaşkanı, bir iş adamının cenazesinde tabutu omuzlayabiliyor.. iftar için bir fakirin kapısını çalabiliyor onunla iftar açabiliyor.. o kadar tepeden bakabiliyor ki, kurulmuş olan içki sofrasına oturmuyor,,
akp halka o kadar tepeden bakiyor ki, kendi yandaslarina komur dagitiyor, kendisine yakin yardima muhtac insanlara yardim ediyor, cumhurbaskani gostermelik sov yapiyor. iftar icin kapi caliyor, olen cocuklarimizin ailesinin kapisini calmiyor. o kadar tepeden bakiyor ki, halki sadece koltuklarindan kalkmamak icin kullaniyor, o kadar tepeden bakiyorlar ki, halk gozlerinde sadece bir oy.
elitten öte lümpendir o kesim. türbanı vakkodan alır, üstü başı hep lüks kıyafetler, takılar v. s. bunlar ve bunun gibiler yiyor senin benim paramı. ihaleyi, arsayı peşkeş çek, zengin olsunlar sonra da geldikleri yeri unutsunlar. fakirlere kömür dağıtıyormuş da sofrasına oturuyormuş da... babasının hayrına mı dağıtıyor ? kendi parasıyla mı dağıtıyor ? çok sevdiği için mi dağıtıyor ? fakirin sofrasındaki 3 lokma yemeğe bile ortak olacağına adam akıllı bir çalışma ekonomisi ve yatırımlar olsun, adam fakirlikten kurtulsun.
en başında sucukçu muhasebecisinin geldiği elitlerdir.
söz konusu şahıs işine geldiğinde "milli irade"den dem vurur malumunuz üzere... fakat 7 haziran seçimlerinde halk koalisyon dediği halde tüm koalisyon seçeneklerinin önünü tıkamak için elinden geleni ardına koymadı. milli iradeye "senin kararını beğenmedim, bidon kafalısın" dedi.
asıl niyeti sürekli seçim tekrarlatarak, akp tabanı dahil, milli iradenin karşı olduğu bilinen başkanlık sistemini dayatmaktır. milli iradenin söz konusu elitin kendisini hiçe saymasına ne karşılık vereceği konusudur.