akp nin gerçek hedefi bop ve 2015

    1.
  1. dünya siyasetinde söz sahibi olan ülkeler siyasi anlamda manevralarını 10 yıllar öncesinden planlar ve uygulamaya geçirirler...
    bu bir dönemin "güneş batmayan imparatorluğu" büyük britanya için de böyle idi,
    roma imparatorluğu için de, osmanlı için de...

    günümüzün efendisi(!) abd'nin dış politikadaki satranç hamleleri de bu paralelliktedir.
    abd'nin dünya siyasi haritasında bir rengi olan her ülke için uyguladığı bir planı, bir siyaseti mevcuttur. hem de 10-15 yıl önce yapılan bir plan...

    şimdi biz bu dev planların en önemlilerinden biri olan "büyük ortadoğu projesi" (bkz: bop) hakkında ve bop'un türkiye'ye olan yansımaları hakkında abd arşivlerinden aşırdığımız örneklerle değinelim...

    bir varmış bir yokmuş...
    o zaman türkiye'de koalisyon hükümetleri varmış, terör sıfıra indirgenmiş, marmara depremi henüz yeni olmuş ve tayyip ile saz arkadaşları henüz iktidara gelmemişlerdir...

    dönemin abd başkanı bill clinton'un 1999 ekim ve kasım aylarında yaptığı konuşmalardan;
    --spoiler--
    türkiye modelinin, hem islam dünyası, hem ortadoğu, hem de batı dünyası için çok büyük etkileri olacaktır. 21. yüzyıl büyük ölçüde türkiye'nin bugünkü ve yarınki rolunü nasıl tanımlayacağına bağlı olarak şekillenecektir.
    --spoiler--
    bu açıklamalardan bir buçuk yıl sonra ise cia ve abd ulusal istihbarat konseyi(nic), türkiye'nin uluslararası önemine dikkat çeken bir rapor hazırladı,
    --spoiler--
    türkiye'deki her gelişme, global oluşumları dolaysız olarak etkileyecektir. 2015 yılına kadar türkiye'nin iç istikrarı ve jeopolitik konumuyla ilgili gelişmeler ortadoğu, batı dünyası ve abd menfaatleri üzerinde büyük etkiler yapacaktır...
    --spoiler--
    o dönem türkiye'sini düşündüğümüzde global anlamda abd beklentilerini nasıl karşılayabiliriz sorularını akıllara getirmemek mümkün olmasa gerek...
    abd'nin ve küresel çete'nin türkiye'ye, aslında türkiye'ye değil de türkiye'nin jeopolitik önemine ihtiyacı olduğu ve küresel çete'nin planları için vazgeçilmez bir coğrafyada olduğu aşikar.
    bu rapor ve görüşlere ab de katılmış, abd ile hemfikir olduğunu daniel cohn bendit şu konuşmasında betimlemiştir;
    --spoiler--
    türkiye iki yoldan birini seçmelidir;
    barselona yolu yahut bağdat yolu...her iki yol da mümkündür, her iki yolun da kendi şans ve imkanları vardır. barselona yolu, türkiye için kemalist köktenciliğin parçalanması anlamına gelmektedir. bu durumda türkiye türk devleti içindeki kürtlerin kendilerini yönetmesini de içeren bölgesel yerel yönetimciliği kabul etmek zorundadır, bağdat yolu ise kemalist merkeziyetçilik ve otoriteciliğin güçlenmesi, böylece de avrupa ve batı dünyasından vazgeçmesi anlamına gelmektedir...
    --spoiler--
    yani burada açıkça belirtilen,
    türkiye'de varolacak iktidarın ab ve küresel çete çıkarları doğrultusunda nasıl bir yol izleyeceğinin altını çizmek ve türkiye'de bu çıkarlara hizmet edecek iktidarı bulmaktır...

    washington'da abd hava harp akademisi türkiye masası şefliği tarafından 2000 kasımında açıklanan raporda ise alenen türk ordusu hedef alınmış, 1997 yılında değiştirilen ve genel anlamda atatürk'Ün bölge merkezli barışçıl dış politikasına yönelen mask(milli askeri strateji kavramı) değişikliği adeta sorgulanıyordu...
    --spoiler--
    kararların brüksel ya da washington'da değil de ankara'da belirlenmesi, diğer nato ülkelerinde askeri harcamalar azalıyorken türkiye'de artması ve türkiye'nin mask'ı abd'ye sormadan değiştirmiş olması kabul edilemezdir.
    türkiye'nin bölgede bağımsız bir güvenlik faktörü olarak güçlenmesi ve artan askeri gücü, bölgesel istikrarsızlığı arttırmaktadır, ankara'nın post-kemalist dış politika denemesi ile tsk'yı modernize ederek tüm komşularından daha fazla kabiliyet kazanması aynı dönemlere denk gelmiştir. türkiye'nin ihtiraslı ulusal güvenlik stratejisi ve kanıtlanmış askeri yetenekleri tüm bölgede(bop bölgesi) jeopolitik yeni bir yapılanmayı gerektirmektedir...
    --spoiler--
    yeni bir yapılanma...
    evet yeni bir yapılanma. hem türkiye devleti ve hükümetinde, hem de türk silahlı kuvvetlerinde...
    zira türkiye'nin bölgesinde istikrarlı ve sözü geçen bir güç olması ab, abd ve küresel çete'nin çıkarlarına fevkalade aykırı...
    ve yine cia ile nic'in raporlarına geri dönüyoruz.
    bu sefer karşımıza bir tarih çıkıyor. 2015...

    bu raporda;
    türkiye'nin iç istikrarında ve jeopolitik konumunda 2015'e dek meydana gelecek değişikliklerin batı dünyası ve global oluşumlara çok büyük etkisi dile getiriliyor, ırak'tan sonra iran ve suriye'nin işgalinin de 2015 te tamamlanarak ortadoğu'da sınırların değişeceği ve genişletilip meşrulaştırılacak olan kürt devleti'nin 2015'e dek israil ile stratejik birlikteliğe gideceği ve türkiye'nin bu şartlar gerçekleşmeden yani 2015 ten evvel ab'ye giremeyeceği açıkça dile getiriliyordu...

    son olarak abd eski dışışleri bakanı madeline albright'ın şu sözlerine yer verelim;
    --spoiler--
    biz(abd) dünyanın en güçlü devletiyiz, yeryüzünün en önemli unsuru olarak, dünyayı çocuklarımız, torunlarımız ve tabii ki bizim kurallarımıza uyan diğer ülkelerin insanları için daha güvenli hale getirmek için gereken herşeyi yapmalıyız...
    --spoiler--
    işte abd dış politikası ve bop'un ana hedefi sanırım gayet açık...
    ve artık 2015 hedefinin gerçekleşmesine sadece 5 yıl kaldı.
    peki ırak'ın işgali ve bop'un ortaya çıkışından beri türkiye'de neler değiştirildi?

    milli ve bağımsız bir türkiye'nin adımlarını atan dsp-mhp hükümeti, ecevit alaşağı edildi.
    önce nifak tohumu olarak yetiştirilmiş kemal derviş gönderildi, sonrası ise malum...

    akabinde abd çıkarları doğrultusunda türkiye'ye yön verecek bir hükümet ihtiyacı hasıl oldu.
    akp ve tayyip erdoğan bu hedef için biçilmiş kaftandı.
    kendisine bop eşbaşkanlığı da bahşedildi...

    nitekim sıra orduya gelmişti,
    aslı astarı olmayan belgeler, kasetlerle ordu yıpratıldı, kahraman komutanlar cezaevlerine gönderildi, emekli edildi...
    artık küresel çete türkiye coğrafyasında engel tanımıyordu.
    üstelik terör örgütüne de kolaylıkla hükmedebiliyorlardı.
    çıkan her çatlak ses türkiye'ye terör eylemi olarak geri dönmeye başladı.

    şimdi ise daha radikal değişiklikler ile 2015'e tam hazır olmak gerekmekteydi.
    yeni bir anayasa ile türkiye'nin kemalist kurum ve ideolojisi kökten değişikliğe uğramalı böylece 2015 ten yıllar önce taşlar tamamen yerine oturtulmalıydı...

    işte bu,
    günümüzde akp'nin hedeflediği, daha doğrusu küresel çete ve abd'nin direktifleri doğrultusunda uyguladığı bu...
    pkk ile yapılan gizli anlaşmalar, bel altı vurmalar, korku imparatorluğu yaratmalar...

    hepsi yıllar önce bizlerin haberi dahi yokken uygulamaya konmuş senaryolar...
    gözünü açanlar bu senaryoyu doğru okuyor, lakin gözü tamamen kapalı olanlar ve ulufelere aldanıp ruhunu satanlar ve hatta aslında ruhlarını şeytana satanlar ise dolaylı olarak efendilerine hizmet ediyor...

    bizler ruhumuzu şeytana teslim etmeyenleriz.
    bizler yüreğinde atatürk sevgisi dolu, vatan, millet sevgisi dolu bireyleriz...
    bizler bu oyuna, bu senaryoya gönülden "hayır" diyebilen bireyleriz...

    ne mutlu türküm diyene...
    71 ...
  2. .
  3. libya'da olanları gördünüz...şimdi libya'dan dünyaya bakalım.

    yıl 2015...
    son nato müdahalesi ile ülkesine demokrasi getirilen bir libya vatandaşı televizyonundan haberleri izliyor;

    --spoiler--
    türkiye'nin güneydoğusunda başlayan kürt isyanı, ülkenin batısına doğru yayılıyor, muhalif güçler başkent ankara'ya kadar geldi.
    türkiye hükümeti günler sonra duruma hakim oldu ve isyancıların ilerleyişi durdu...
    isyancılar ülkenin güneydoğusundaki isyanın çıkış noktası diyarbakır kentinde abluka altında...
    birleşmiş milletler güvenlik konseyi acil toplantı yaptı, konseyin aldığı 3438 no'lu karar üzerine türkiye hükümeti'nin derhal ateşkes ilan etmesi ve isyancı kürtlerle müzakere yapması, müzakerelerin uluslararası gözlemciler eşliğinde yapılması kararı alındı.
    türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan bm genel kurulunun aldığı karara uyacaklarını açıkladı ve ateşkes ilan etti.
    akdeniz'de bulunan abd 5. filo'dan kalkan jetler mersin, adana, gaziantep ve iskenderun'u bombaladı, yunanistan'da bulunan larissa nato üssünden kalkan koalisyon uçakları türkiye'nin batı bölgesini bombaladı, kuzey ırak kürt ordusu abd askerleri ile birlikte kara harekatı hazırlıklarını tamamladı...
    türk dışişleri bakanı ahmet davutoğlu "biz uluslararası gözlemci beklerken bombalar geldi" açıklaması yaptı.
    bm'nin her müdahalesine muhalif olan rusya ve çin ise "bırakın ne halleri varsa görsünler, yıllar yılı çevresindeki ülkelere ses çıkarmayan türkiye bunu çoktan haketti" açıklaması yaptı...
    ve en acı olanı;
    türkiye'ye yönelik nato müdahalesine norveç, danimarka, estonya, letonya'da savaş uçakları ile destek veriyor...
    --spoiler--

    tabii bizim über akp sempatizanlarına göre bunların hiçbiri olmayacak.

    neyse ki türk ordusu ve türkiye'deki milyonlarca gönüllü paramiliter bu savaşa hazır. akp sempatizanları ise böyle bir müdahalede ellerinde amerikan bayrakları ile conileri selamlar artık...
    33 ...
  4. 2.
  5. fikri olmayanların boş bakınızlarla zikir yaptıkları hedeftir efendim.
    bizler onları bu boş beyinleri ile de seviyoruz...
    12 ...
  6. 12.
  7. üzülerek yazıyorum ki malesef gerçekleşmiş plandır.

    keşke ben haksız çıksaydım, keşke ben bir rüya görmüş, kıçım açık kalmış olsaydı.

    bakınız, dün avrupa konseyi parlementerler meclisi pkk'yı resmen terör örgütü listesinden çıkarttı ve "aktivist" olarak tanımlamaya başladı.

    eli kanlı ve silahlı bir örgütü ve bunların mensuplarını "terörist" değil de "aktivist" olarak tanımlamak ancak ve ancak ülkemize ve milletimize düşman olan kesimlerin yapabileceği bir şeydi. bu da oldu sonunda.

    makarnacılara göre bu durumda büyütülecek birşey yok belki. "silahlar sussun, analar ağlamasın" diye diye kimleri tepemize çıkardılar ortada.

    şimdi bu durumda son birkaç gündür haber sitelerinde çıkan haberlere göz atıp bir senaryo üretelim.

    bakınız, pkk çekiliyor, silahlar susuyor diye bangır bangır neşriyat yapılıyor.

    evet, şehit haberi gelmiyor uzun zamandır. ama pkk bu süreçte bir siyasi kimlik kazanıyor.

    son günlerde şu tarz haberlere çok rastladım.
    "pkk'lılar köye gitti ve köylülere şunu yapın, bunu yapmayın dedi"

    bu tarz haberler.

    evet burada artık pkk silah kullanmıyor. ama yine de inkar edilemez bir gücü var bölgede.

    ve bu illegal güç, barışla, demokrasiyle değil, ancak ve ancak ondan daha güçlü bir iradenin vereceği bir mücadele ile pasifize edilebilir.

    biz bunu yapmadığımızda, askerimize, polisimize "kışladan çıkmama" talimatı verdiğimizde ise pkk gidip zaten yeteri kadar cahil ve yoksul olan bölge halkı üzerinde hem pisikolojik, hem de siyasi bir angajman yapabilir.

    bu durumda pkk gerçekten aktivist bir örgüt olur çıkar meydana.

    sonrasında ise gerekli hallerde yapılacak bir askeri operasyon türkiye'yi dünya nezdinde "insanlık suçu işleyen diktatöryal bir ülke" haline dönüştürebilir.

    bakınız son zamanlardaki uluslararası güçler tarafından askeri müdahalelerde bulunulan tüm ülkelerde benzer durumlar yaşandı.
    hatırlayınız, tunus'ta, afganistan'da, ırak'ta, mısır'da, libya'da ve halihazırda suriye'de bu ve benzeri senaryolar gerçeğe dönüştü.

    bu ülkelerde de hükümete karşı gelenlerin hepsi aktivistti unutulmasın.

    yarın bir gün türk ordusu yaptığı bir iç operasyonda "turkish army killed many activists" tarzı altyazı geçebilir uluslararası medya.

    pkk'yı terör örgütleri listesine almak için yıllarca uğraştık. ama onu listeden çıkarmak için birkaç ay bile beklemediler.

    uyanın artık.

    ayık olun.

    tehlikenin farkında mısınız?
    7 ...
  8. 5.
  9. son demokratik özerklik ilanı ile tıkır tıkır işleyen plan.

    12 haziran'da koyunları kandırdılar ve yine iktidar oldular, türkiye'yi bölmek için önlerinde hiçbir engel yok artık.

    ordu mu?

    evet ordu süper lige çıktı.
    7 ...
  10. 16777207.
  11. "bize de bop konusunda görevler düştü. biz de bunları kabul ettik. bop ortadoğunun kalkınması ve barışı için çok önemli bir projedir. türkiye de bopun eş başkanlarındandır."

    Recep Tayyip Erdoğan

    edit: eksi veren arkadaşım recep tayyipin söylediğini mi beğenmedin. anlaştık o zaman ben de beğenmedim.
    7 ...
  12. 16777214.
  13. işte plan tıkır tıkır işliyor...

    kıbrıs...

    verecekler kıbrıs'ı.

    bu yüzden kktc'yi türkiye kamuoyunda bir asalak olarak gösteriyorlar, "verelim kurtulalım"cıları tetikliyorlar.

    sanırsın ki kıbrıs türkü'ne milyarlarca dolar akıtıyorlar.
    yahu sen kktc'ye yapılan senelik 1 milyar dolar yardım yerine yabancı sermayenin son 1 ayda türkiye'den hortumladığı para kaç milyar dolar onu lanse etsene millete ki gerçekleri öğrensin.

    ab istedi, abd istedi şimdi kktc gidiyor.
    açın gözünüzü...

    orada türkiye aleyhine slogan atan bir avuç yavşak tüm kıbrıs halkı gibiymiş gösteriliyor.
    ayıp.
    günah...

    kktc ve kıbrıs türkü türkiye için asalak değil, candır...
    bu senaryo elbet bozulacak. cahil halk elbet uyanacak. ama uyandıkları dakika memleket diye bir şey kalmayacak.
    yazık...
    üç tane badem bıyık türkiye ile oyun oynuyor.

    onun için aziz nesin de haklı, müjdat gezen de, yılmaz özdil de...

    siz aptalsınız, cahilsiniz...
    ama size aptal ve cahil olduğunuzu hatırlatanlar tu kaka...
    9 ...
  14. 16777198.
  15. 16777201.
  16. o değilde haklı olabilirler. bu topraklar altında 45 trilyon dolarlık bor madeni var. herşey o yüzden. bi de tanımadığınız insanlarla sevişmeyin, sonra böbreklerini çalarlar.

    (ara: frw: vatanını seviyorsan)
    5 ...
  17. 1.
  18. rte dayatılanları yapmak için abd den bir dönem daha müsade istemiştir. başlığı yüklenen arkadaşın tespitleri doğrudur. 12 haziran seçimleri sonrası her şey tam anlamıyla ve daha açıktan bop için olacaktır.

    peki somuta inelim, nedir yapılmak istenen. "büyük kürdistan" dedikleri abd ve israil kuklası olacak bir devlet senaryosudur. planın türkiye'yi ilgilendiren kısmı, ülkenin doğusunun istenen hayali "büyük devlet" in coğrafyasında olmasıdır.

    bugünü anlamak için hiç olmazsa soğuk savaşın sonundan başlamak gerekir. sovyetlerin dağılması ile dünya tek kutup haline geldi. önce yugoslavya parçalandı ve şimdi yedi ülke var o refah ve güçlü ülkenin yerinde. eski günlerini aramayan bir sırp, hırvat, boşnak, makedon, sloven, karadağlı, kosovalı hatta arnavut zor bulursunuz. elbette değişimden memnun olan ve kazançlı çıkan küşük bir kaymak tabakanın dışında.

    yugoslavya avrupa'nın tam ortasında olduğundan batı önce kendini sağlama almalıydı. zaten karışık bir yapısı olan ülke böylelikle pek de zorlanmadan parça parça edildi. şimdi o küçük ve etkisiz ülkelerdeki çoğu insan kapağı batı avrupa ya atma derdinde.

    11 eylül 2001 ikiz kuleler ve afganistan'ın işgali. sonrasında 2003 ırak ve "demokrasi". taliban ortalarda yok, saddam öldürüldü habere göre. işte bu tarihten sonra kürt hareketinin ırak'taki yükselişi ve abd nezdinde gördüğü yüksek itibara dikkat etmek önemli.

    dünya sandığımızdan çok daha küçük. bu sıralarda türkiye'de akp iktidara geliyor, 3 kasım 2002. erken seçim tarihini ilk kez telaffuz eden kişi de ilginçtir ki bahçeli. olaylar birbirine bağlı ilerliyor, görmek isteyen görüyor.

    akp nin ıraktaki bölgesel kürt yönetimine olan ilgi ve şevkati sır değil. talabani, barzani peşmerge liderliğinden kırmızı halıya bu dönemde geçiyor.
    bu arada ülkemizdeki bölücü kürt hareketi de destek buluyor iktidardan.
    2007 seçiminden sonra cin şişeden çıkıyor. ümraniye soruşturması ve kürt açılımını birbirinden bağımsız düşünmek olanaksız.

    yıl 2011 ve kuzey afrika karışıyor. türkiye de gelinen nokta ortada. ve yarın bop eşbaşkanı erbil i ziyaret edecek. cumhuriyet tarihinde bir ilk bu. akşam oynanacak milli maç havasıyla vatandaş bu olayı tam anlayamayacak. her zaman yapıldığı gibi.

    tüm bunları birleştirince ve yaşananları doğru okuyunca büyük ortadoğu projesi ve nihayetinde "büyük kürdistan" hedefine doğru yol alındığı görülüyor. bunları yapanların "müslüman" kimliğiyle ortaya çıkması da işin acı tarafı.

    tayber doğan işte haziran seçimlerine bu yüzden fazla asılıyor. sonrasında yeni anayasa ve fedaratif türkiye ve özerk kürt bölgesi. suriye de bu aralar karışıyor, geriye kalıyor iran'dan alınması planlanan kürt bölgesi.

    şimdi tüm bu olaylardan sonra türkiye'de olanlara hala "paranoya" diyenleri bir kaç gruba ayırmak lazım:

    1. bu işten para kazanacak ensesi kalın tabaka.
    2. emperyalist destekçiler, güce tapanlar.
    3. vatansız, güçsüz, zayıf ve faydacı kimseler
    4. akp ye iman etmiş, kendi halindeki sorumsuz vatandaşlar.

    elbette bunlar plan ama gerçekleşmesi halinde vatandaşa refah değil gözyaşı getirecek olan hain emperyal emellerdir. her planın gerçekleşene kadar başarısız olma ihtimali vardır. inancım ve dileğim türk milletinin bu oyunu bozacağı yönündedir. *
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük