Ben yıllardır söylerim halkın halka yaptığı zulüm’ü hiç bir siyasi oluşum ve politikacı yapmamıştır.adamlar tanzim satışına başladı hoop bütün marketlerde sebze meyve fiyatları aşağı çekildi nedir bu? Biz buna fırsatçılık diyoruz.adamlar kış ılık geçti istediğimiz satışı yakalayamadık diye binlerce kış sezonu ürünü eyvah yandık endişesi ile sezonda sattığının yarı fiyatına topyekün seferberlik ayağına tuz parasına satıyor.böyle bir sürü örnek var.önce biz dürüst olacağız %500 kazanacağız endişesi ile halka zulüm yapmayacağız.bakın bu en basit tanzim satışı olayını sermaye patronları değil devlet başlatmıştır.yani tarımı bitiren ekonomiyi batıran akp...
çoğu şeye bakış açım objektiftir ve tabiki bildiklerimiz medya ve çevremde yaptığım gözlemlerle sınırlıdır.
şimdi, ihracatın ithalatı karşılama oranı belli, 3 te 2. bu yıllardır böyle. son 14 yılda da böyle oldu. kriz zamanlarında bu oran artar çünkü ithalat pahalı olduğundan daha az yapılır.
şimdi bu oran değişmediğine göre batma falan gibi bi durumdan söz edilmez.
daha iyiye mi gitti? hayır böyle bi durum da yok.
işsizlik, belli bir miktar arttı. sanırım geçmiş yıllar ortalaması 10 larda şimdi de 12 lerde.
halkın bilinen hesap yöntemlerine göre geliri bir miktar arttı. 20 000 dolar falan diyorlar. bunun alım gücüne etkisi de oldu. yani sırf hesap oyunlarıyla gerçekleşebilecek bişey değil.
dış borçlar, hatırı sayılır şekilde arttı. 2002 de 150 milyar dolarken bugün 400 milyar dolar. yani tam 250 milyar dolar dış borç almışız ve bunları verimli yatırıma ne kadar dönüştürmüşüz, uzun bi inceleme lazım bu konuda. lakin ihracatın ithalatı karşılama oranında bi değişiklik olamamış.
genel olarak baktığımızda batan bişey yok ama borç alan bir türkiye var.
tabi borc alma kaynakları kesildiğinde ki bunu abd gibi ülkeler bir bildiriyle yapabiliyor, türkiye resmen tıkanıyor.
gözümüzü kapatmayalım. bu ülke hepimizin. başka gidecek yerimiz yok. ülkeyi bir an evvel borç alma bağımlılığından kurtarmaya çalışalım. gerekirse 10 yıl sıkıntı çekelim.
başarılı dönem kemal derviş'in politikalarına uyulan dönemdir.2008 e kadar.
şu anda kimsenin ekonomiyi toparlamak gibi bir niyeti olduğunu sanmıyorum .
işim gereği bir gün iş yaptırmak için dükkanımdan içeri metin feyzioğlu girdi, bana elini uzatıp tokalaştıktan sonra bile yaklaşık 1 dakika konuşamamıştım, "siz" dedim kaldım, rahatlatmak için hemen eşi devreye girdi evet dedi omuzuma 2-3 defa vurdu, feyzi abi demiş kalmışım, hiç siyaset konuşmadık oda birşey demedi, işi bitirdikten sonra feyzi bey, ne olacak sizce bu ülkenin durumu dedim, emin ol şimdikinden daha kötü olacak dedi, adam bunu söylediğinden bu güne neredeyse 5 yıl geçti, ara sıra aklıma geliyor, adam doğru söylemiş diyorum.
Bu olay yaşandığında dolar kuru 1.80 civarındaydı yada 1.90 tam hatırlayamadım, işim gereği malzemelerimizi dolar ve euro üzerinden alıp borçlanıyoruz.
3,5 yıl içinde ortalama 180.000tl kaybettim, ticaret bu risklere katlanmak zorundasınız ama en çok zoruma giden, 3,5 sene yan gelip yatmamama rağmen, eşşek gibi çalışmama rağmen kaybettim, yaşadığım pisikolojime mi yanayım, giden zamanamı yoksa kaybettiğim maddiyatıma mı bakayım bilemedim.
Burada yazıp çizmek kolay, herkesin tuzu kuru gibi ama ben memnun değilim kardeşim.
Buradan siki taşşağına denk olup sabah akşam sözlükte ahkam kesenlerin, dış mihraklar diyenlerin, ona buna çamur atan andavalların, sıkışıp ikide bir föte diyenlerin, alayının gözlerinden öpüyorum adamsınız amınakoyayım adamsınız.
Bir sikik daha vardı ben ekmeği dolarlamı alıyorum diye ahkam kesiyordu, şaka gibiler. Elindeki cep telefonundan tut da, bindiğin arabana, aldığın akaryakıta, evindeki beyaz eşyana, kıçını sildiğin tuvalet kağıdına kadar dolarla alıyorsun, Ulan yavşak ben yaşadıklarıma mı inanayım sanamı inanayım.
Neymiş doları protesto edip kullanmıyalım mış! Et bakayım nasıl yaşayacaksın cahil cühela seni.
Edit: o eksileyen arkadaş çok müslümansa bana msj atsın neden eksiledi çok merak ediyorum yemin ederim. Söylediklerimin en ufak kelimesinde ne yalan ne abartı var. Ben müslümanım eğer ben yalan söylüyorsam yüce allahım beni oturduğum yerden kalkıp 2 adım attırmak nasip ettirmesin.
Senin atacak kitabın bile yok anlaşılan; doğru hayatında iki kitabın olsa bu kadar saf konuşmazdın. TV'de diriliş izlerken mutfaktaki çanak çömlekleri kalkan gibi kullanıp hayde breee diye odanın ortasında üç kez ekseninde dönen tiplere benziyorsun zaten.
Yanlış devlet politikası, Hemen kar getiren ucuz ve çiğ siyaset. Otoriterleşme konusunda bu kadar kafa patlatacaklarına "nasıl üretiriz?" Konusunda düşünselerdi şuan bulunduğumuz tüm coğrafyayı sömürüyor olurduk. Ama şimdi kıçı kırık rumlar bile abilerini yanïna alip senin denizinde petrol arar. Sen de mal gibi seyredersin. Niye? Gücün yok.