"türkiye kamu-sen'in yaptığı araştırmaya göre, 2002 yılında maaşı ile ayda 2 bin 655 simit alan memur, bugün ortalama maaşı ile ancak bin 545 simit alabiliyor."
"bazı temel harcama kalemlerinde 2005 ile 2011 yılları arasında gerçekleşen fiyat artış oranları:
ekmek yüzde 77,
dana eti yüzde 85,
koyun eti yüzde 233,
süt yüzde 29,
beyaz peynir yüzde 265,
yumurta yüzde 93,
zeytin yüzde 48,
salça yüzde 243,
ayçiçek yağı yüzde 72,
kuru fasulye yüzde 49,
çay yüzde 56,
su yüzde 57,
elektrik yüzde 65,
tüpgaz yüzde 88,
doğalgaz ise yüzde 47
yani dar gelirli insanlar adeta bir ekonomik buhran yaşıyorlar.
bazı dallamalar da dünyayaya ayar falan diye zırvalayıp duruyorlar. kalkanın üzerine oturmuş, mavi marmara olayında itin götüne sokulmuş ülke ne ayarı vermiş bir anlasam ona da cevap vericem. köleleştirildik ve günden güne yoksullaşıyoruz. büyük kentlerin göbeğinde açlık çeken insanlar var (yetersiz beslenme de dünya sağlık örgütünün açlık tanımındadır) bütün bunlar olurken bu devlet israil ile güya polemiğe giriyor (kapalı kapılar arkasında kaytan bıyıklar nerelerimize sürülüyor çıkıyor tek tek) somali'ye uçak kaldırıp devlet kesesinden ve milletten çarpılan paralarla şhowlar yapıyor turistik gezi düzenliyor.
çünkü buradaki işsize iş bulmak, ekmek bulmak yandaşları zengin etmiyor. toplanan paralarla gönderilen malzeme kimlerden tedarik edildi, kızılay başkanı neden istifa etti, somali'de iş yapacak akpliler ve cemaatçiler kimler o yardımlar kimlere teslim edildi, neden o adamlar seçildi öğrenin de hayretlerden donakalın.
dönekim başlığın konusuna;
memlekette yüz binlerce işsiz var ve bunlara daha da yenileri eklenecek hem de katar katar. iktisat bilmeyen anlamaz ama basitleştirelim birileri para çalıyorsa bir başkaları da bunu ödeyecekler o paralar havadan kendi kendine gelmiyor. sen, ben, biz yoksullaşarak karşılıyoruz o çalınanları.