inanılmaz bir tahrik unsurudur. bazıları hiç içine sindiremezler, türkiyeden kaçmak istediklerini de söyleyenler olmuştur. türkiye halkının yarısının göbeğini kaşıdığı anlamına gelmektedir. son iki seçimdir, oyları düştü takke düştü kel göründü denilmesine rağmen değişmeyen gerçektir...
2002 de cem uzanın çakma partisinin sağ oyların içine etmesi (olası bir yabancı gizli örgüt operasyonu)
2007 de mehmet ağarın dyp anapın birleşmesi engellemesi (olası bir yabancı gizli örgüt operasyonu)
başka alternatif bırakılmaması sebepleriyle seçilmiş parti.
"dağdaki çobanlar, bidon kafalılar ve göbeğini kaşıyanlar oy kullanma hakkına sahip olursa tabii birinci parti de olur tek başına iktidara da gelir. yaa acaba ülkede yaşayanları mı değiştirsek, dışarıdan halk mı ihraç etsek yok yok bu demokrasi denen şey yüzünden oluyor bunlar ben anladım..." üstüne ergenekon sosu dökülmüş sahte demokratın içinden geçen cümlelerdir yer yer dışarıya da yansır. doğal karşılamak gerekir sonuçta düşünce özgürlüğü var di mi a dostlar!
hepimiz biliyoruz ki halkın en az %40 ı aşiret ve tarikat mensubu. bir aşirete ve tarikata mensup olan adama birey denemez. birey olmayan yerde de özgür irade olmaz. özgür irade olmayan yerde de yapılan seçimin meşruluğu tartışılır. türkiyedeki seçimler tiyatrodur.
tarikat veya aşiret mensubu olanların birey olamadığını öğrendiğimiz başlık...
ee tabii böylece tarikat ve aşiret mensuplarına fikir sorma gibi bir zorunlulukta olmuyor , demokrasiye de gerek yok!
birey ve özgürlük anlayışı ardından gelen demokrasi iması , hakikaten ne dehalar var arkadaş...
birden aklıma genç sivillerin "ironileri" geldi :
chp seçimleri kazanana kadar seçimler iptal edilsin,
chp seçim kazanınca bir daha seçim yapılmasın,
hatta chp tek parti olsun seçime hiç gerek kalmasın...
ne ilginç bir coğrafyadayız arkadaş...
genelkurmaybaşkanıyla tv ekranlarında dalga geçen mine kırıkkanatlar,
"bu selamun aleyküm ile merhabanın" savaşıdır şeklinde türkiyenin durumunu özetleyen bekir coşkunlar,
dilinin kemiği olmayan ama "bari omurgası olsa" iyi olacak olan yılmaz özdiller,
kendisine oy vermeyen halkı "anlaşılmaz" ilan eden parti sözcüleri,
pkk renklerine pek bir hoşgörülüyken başörtüsüne karşı ortalığı aya kaldıran mustafa akaydınlar,
ve nihayet bunları görüp gaza gelen , ve bunca yıllık birey-özgürlük-demokrasi kavramınlarını bir çırpıda harcayan "sözlük guruları"...
makarna ve kömür dağıtma krizi devam ettiği sürece kaçınılmaz sonumuzdur. he arzdır talepdir.arz eden ne kadar suçluysa talep eden de en az o kadardır. ancak talep edeni, talep edecek duruma getiren de yine akp dir.
akp iktidar ve neticesinde, azınlığın çoğunluğun fikirlerini ve iradesini sindirememesi, kendi kendine mantık yürütmesi, yürüttüğü mantığı insanlara hitap etmeye çalışması, neticesinde güçsüz azınlık olarak sesini duyurmaya çalışma çabası...
atalar demiş benle alakası yok: it ürür kervan yürür.