Her balonun kaçınılmaz akıbetine uğruyor olmasıdır.
Malum, bunlar yola çıktığında sanki klasik bir yobaz parti değilmiş ayaklarına yattılar. Ab üyelik girişimi, idam cezasının kaldırılması, zinanın suç olmaktan çıkarılması, açılımlar, saçılımlar filan falan... Allem kallem refah partisi'nin geleneksel tabanının dışına yayılmayı başardılar.
Peki bir süredir ne görüyoruz? Ancak mhp'nin koltuk değnekliğinde ayakta duruyorlar, zamanında sırtından bıçakladıkları Erbakan'a övgüler düzmeler, fetö olayından sonra ters bakıyor ayağına yattıkları cemaat ve tarikatlara tekrar yüz vermeler, kendi imzaladıkları istanbul sözleşmesininden caymalar...
Olan şu: asıllarına dönüyorlar. Biliyorlar ki kaybedecekler, biliyorlar ki merkez seçmene yaranmaları mümkün değil (zamanında değil merkez seçmeni, ebleh liboşları ve bir kısım ebleh solcuyu bile kafalamışlardı), anap'ın, dyp'nin haline düşecekler, hiç değilse geleneksel tabanlarının Saadet'e veya davutoğlu'na kaymasını önlemeye çalışıyorlar.
Özetle, büyük olma derdine hiç olmaktansa, küçük olalım ama hiç değilse olalım diyorlar.
