herhangi bir biimsel yolla ölçülemeyecek seviyedir. çünkü insanlar akp'nin malı değildir, fikirleri yer değişebilir.
faşistlerce yapılan dikkat çekici bir genelleme. faşistlerin temel problemi genellemelerle kendilerine karşı gördükleri her insanı bir kefeye koymaları, onlara göre karşıt gruptaki her insan aynıdır ve kendileri daha üstündür. bir faşistten de ancak bu beklenir zaten. sonra solcuyum diye salak salak konuşurlar. solculuğun temeli bireyselliktir, maalesef bunlara solculuğu soksan geçmez. *
büyük ihtimal fındık kadardır. inanmayanlar referans için büyük fındık tüccarı cüneyt zapsu'ya sorabilirler. bişey anlamadınız mı?
ee peki açıklamaya çalışayım o zaman;
haliyle cem karacanın raptiye rap rapşarkısını anımsatırım. hala birilerinin birilerinden zengin olup da, ülkenin anasını belleyen siyasetine dini referans gösterip ses çıkarmayanın beyni, belki de, o verimsiz geçen bir senenin sonundaki fındık mahsulününün içine girmeyecek kadar bile yoktur.
yuksek bir ticari zekaya sahiptirler. ayrica insanlari islamci, amerikan karsiti olduklarina inandirmayi becermektedirler.
soyle yapilanlara bir goz atalim :
emperyalist sermaye girişi 1.1 milyar dolardan 22 milyar dolara yükseldi.
1954-1999 arasında 4 bin, sadece akp iktidarında 14 bin emperyalist şirket kuruldu.
amerikan sermayesinin yatırımı 10 milyar dolara, şirketlerinin sayısı 964e yükseldi.
emperyalist şirketler, 2002-2009 arasında ülkemizden 35 milyar dolar kâr tranfseri yaptı!
1954-1999 yılları arasında ülkemizde 4 bin 141 uluslararası sermayeli şirket kurulurken, 2003-2007 döneminde bu sayı 17 bin 756ya yükseldi. bunların yüzde 68,7'si akp iktidarı döneminde kuruldu. 2009 temmuz sonu itibarıyla ülkemizdeki emperyalist sermayeli şirket sayısı 22 bin 250ye ulaştı.
baska bir soze gerek yok. akpliler super tuccarlardir. ulkeyi insanlariyla birlikta pazarlamakta ustlerine yoktur. bir nevi pezevenk yani. biz de bu durumda xx oluyoruz.
ama bu durumumuzdan utanacak degiliz. bizi bu duruma dusurenler utansin.
cok ust suzeyde bir ticari zeka ve serefsizlige sahip bir partinin yandasi olabilmek sadece bir akil isi degildir.ayni zamanda vicdan isidir.durust olan insan akp'nin yaptiklarini gormezden gelemez.pastadan pay kapmaya calismaz. halki icin cabalar, kendisi icin degil.
Ece Temelkuran yazmis :
peki, kuran sizce kapitalizme mi yoksa sosyalizme mi yakındır?
yazar i̇hsan eliaçık, müsi̇adın kurucu başkanı erol yarar ile birlikte katıldığı karşıt görüş programında, balçiçek pamirin sorusuna cevaplarken en ihtimamlı sözcükleri seçti.
kuranın sosyalizme yakın olacağını, hiç değilse kapitalizme uzak olacağını, hele abdestli kapitalizme ile hiç uzlaşamayacağını anlattı. elbette, burberrys kravatıyla programa katılan, müslümanların zenginleşmesinin i̇slamiyetin başına gelecek en iyi şey olduğuna inanan yarar, olaya komünist komünist konuşma! tarzında yaklaştı.
eliaçık, yoksulun zengin malında hakkı olduğunu ve eşitleninceye kadar vermek gerektiğini, sadakanın yoksulluğu yeniden ürettiğini anlatırken, yarar hâlâ veriyoruz ya işte malımızın 40da birini zekât olarak savunmasını yapıyordu. programın kilit noktasına böylece gelindi. ama önce bir kısa bilgilendirme.
ebu zer ve isyan hakkı
eliaçık, i̇slami hareket içinde yiyecek ekmeği olmadığı halde kınından sıyrılmış bir kılıç gibi isyan etmeyen insanın aklına şaşarım! diyen, peygamberin kardeşim dediği ebu zerin fıtratından geliyor. marksizme yakınlığıyla bilinen ve i̇slam dininin devrimci yanını öne çıkaran i̇ranlı düşünür ali şeriatinin geleneğinden.
bu sebeplerle eliaçık, türkiyedeki sermayeyi ve siyasi iktidarı büyük bir hınç ve hırsla ele geçirmek isteyen ekibin pek görmek istemediği bir yüz. hayattaki söz hakkını vicdandan, eşitlikten yana kullanıyor. daha açık söyleyeyim:
artı değer ve kuran
i̇slami çevrelerin son derece belirsiz bir biçimde sarf ettikleri ve akpnin adında da geçen adalet kavramını eşitlik olarak da yorumlayan, bu nedenle de i̇slami muhafazakâr çevrenin hazzetmeyeceği bir insan.
i̇slami çevrenin yazarlarını, söz söyleyenlerini topyekûn gerici sananların mutlaka tanıması gereken bir yazar. abdestli kapitalist de kendisine ait bir kavram. kapitalizmin, abdest suyuyla meşrulaştırılmasına karşı çıkıyor. ne ki referansları i̇slami kaynaklar.
örneğin yarar, ne yani? zenginliği de yoksulluğu da allah vermiyor mu? deyince, kuranda da maalesef adlı adınca artı değer kavramı geçmediği için konuyu i̇slami bozulmayla anlatmak zorunda kalıyor. neyse...
müslüman aydının kırgınlığı
geldi çattı programın kilit anı. eliaçık dayanamadı ve şöyle dedi:
bakın, ben 80 darbesinde mamakta yattım. 28 şubatta da hakkımda onlarca dava açıldı. ama biz bunları böyle olsun diye yapmadık!
eliaçıkın kırgınlığı çok tanıdık. cumhuriyet gazetesi taşıdığı için vaktiyle dayak yiyenler i̇lhan selçukun i̇şkencecimi affediyorum yazısına nasıl kırıldıysa, deniz baykalın konuşmalarında, sosyalist ya da sosyal demokrat mücadeleyi taşra şehirlerinde canı pahasına vermiş eski chpliler nasıl kırılıyorsa, o da belli ki aynı yerinden kırgın.
akp ile cisimleşen kapitalist hırsın i̇slami hareketi ele geçirişini, adalet kavramı üzerine düşünen insanların bir anda ihale peşine düşüşünü, insanların camiye bir ekonomik ağın dışında kalmamak için gidişini gördükçe kalbi kırılıyor olmalı. bunu anlıyor ve insanlığın vicdansız aynasına bakılırken ben de aynı yerimden kırılıyorum. ama merak ettiğim bir şey var.
müslüman aydın! konuş!
neredeler? ebu zerin yoldaşları, ali şeriatinin türkiyedeki öğrencileri, dior örtülerin, versace kravatların ardında yeniden üretilen eşitsizliğin karşısında, bahçe sahiplerine karşı, neredeler? bu soruyu sevgili cihan aktaşa ve ümit aktaşa da sormuştum.
yoksa i̇smet özelin bu manzaraya bakıp söylediği gibi toparlanıp gittiler mi? telefon kablolarından hayatlarımıza girildiği, lüks i̇slami hayat sitelerinin cam duvarlarla yoksullardan ayrıldığı, bunlara yapılacak muhalefetin sınırının bile iktidar tarafından belirlendiği bugünlerde... neredeler? tenezzül etmiyor olabilirler, anlarım, ama bugünlerde onların yeri, ana akım medyadır. konuşmalılar. i̇nançlıların, sermaye hırsıyla çıldırmış bu ekipten ibaret olmadığ
üstünde araştırmaya deymeyecek bir konu. fakat akpnin özünün gerici bi insan topluluğu olduğunu anlamak için zeki insan olmaya gerek yok. bir google bi de 30 dakikanızı ayırdığınızda her şey ortada ama bu adamlar ikna olmuş ne google nede zaman işe yaramaz. ekpye oy verenler aptaldır diyemiyorum çünkü ülkenin %47 si bu adamlar ama demeyi çok isterdim.
oy yüzdesine göre düşünürsek %47 ama zeka seviyesi ile bir partiye mensup olmanın bağlantısı yoktur. o zaman kamer genç gibi bir adamı meclise seçen türkiyenin en çok kitap okunan yeri olan tunceli ile ilgili bir karar vermek gerekir.
normal bir insan zekasıdır. tartışılması gereken konu, bir faşist in zeka seviyesi ve iç çelişkileridir. aldatılmaya neden bu kadar meyyal olduklarıdır, hangi çocukluk sanrıları ile bu kadar öküz, insanların giyimine kuşamına karıuşıp vatan hainligi ile itham edebildikleriniherşey günlük gazetelerde, internet sitelerinde boy boy açıkca yazıldıgı halde nasıl bu kadar mal takliti yapılıp, yönlendirmek için kuruldugu açıklanan sitelerde gördükleri haberleri hala dogru kabul edebilmeleri irdelemekidir.
bu ülkeye ihanet için gece gündüz plan yapan cuntacılara koşulsuz destek veren postal yalayıcılardan her halukarda daha zeki ve feraset sahibi insanlardır.