önce görüntüleri izledim daha sonra da istemi kağan türkoğlu'nun açıklamasını okudum. şimdi iki konuya değineceğim.
emniyet teşkilatı mensuplarına açık mektup:
polisin her haltı yiyecek hakkı kendinde görmesi ne büyük bir yanılgıdır! devlet memuru olduğunu unutup kocaman bir yanılgıya düşen polis memurlarının derhal silkinmesi ve kendine gelmesi gerekmektedir. siz kimsiniz ki vatandaşı tehdit ediyorsunuz? ulan siz kimsiniz ki kafanıza göre adam dövüyor ve size tost yapmayan birinin üzerine üç dört kişi yürüyorsunuz? benim ödediğim vergiyle çoluğuna çocuğuna ekmek götüren zavallı! evet senden bahsediyorum. sen kimsin ulan bana kafa tutuyorsun? (görevini layığı ile yerine getiren ve bu tarz olaylara bulaşmayan memurlarımızı tenzih ederim)
vekilin oğluna açık mektup:
yahu arkadaşım ben bugün savcılığa gitsem bu kadar rütbeliyi sıraya dizdiremem. önce bunu kabul et lütfen. ha bunu kabul ediyorsan eğer kendi yaptığın yanlışı da fark edeceksin. madem sen babanın mevkisini kullanma niyetinde değildin o halde babana mevzuyu haber vermeden bir vatandaş olarak direk savcılığa giderdin. ya da şu olayın asıl kahramanı tostu yapmayan arkadaş gider savcılığa suç duyurusunda bulunurdu. öyle ya; mevkiyi kullanma niyetinde değilsen aklını kullanıp ne babanın ne babanın mensubu olduğu partinin ve parti üyelerinin isimlerine gölge düşürmüş olurdun.
sonuç itibariyle görmüş olduk ki ülkemizde adalet vekilin oğluna ayrı bakkal ismet efendiye ayrı bir şekilde işliyor. ve ayrıca yine görmüş olduk ki polisler çok olmaya aşırı tehlikeli olmaya devam ediyor. askerin vesayetini polisin zulmü alacak sanırım. allah yar ve yardımcımız olsun.
arkadaş mal gibi silahını teslim edip, testi gibi dizilen adamın (ne kendine ne de mesleğine saygısı olmadığının göstergesidir bu) bu koyunluğundan bile mağduriyet damıtmaya kalkmışlar...
çöşşş!!!!
tamam empati şart ama bu kadarı empati değil altı okkalamak. bir de yetmemiş "eh artık polis de bundan sonra çalışmaz, haklı da" noktasına getirilmiş.
bugünümüzün özetidir bu uzlaşmacı-fırsatçı kafa.
öncelikle merak etmeyin polis zaten çalışmıyor. gece açık mekan işlettim yıllarca, izmir'in geceleri çok hareketli bir semtinde yaşıyorum. amirinden memuruna her kademeden onlarca emniyet mensubu tanıdım,ağırladım hala görüştüğüm insanlar da var aralarında. amirin gece telsizden bas bas bağırdığını bilirim alsancak karakolundan kemeraltı girişine kadar ilaç için bir tane polis olmadığına da şahidim. cmuk çıktı "biz tutuyoruz mahkeme salıyor bundan sonra ne uğraşçaz" diye tutturdular, "travestiyi basın koruyor, biz bişe yapamıyoruz ne haliniz varsa görün" ayağına yattılar. sokakta pompalı tüfeklerle tabancalarla bir saate yakın çatışmaya 3 sokak öteden gelmediler. örnekler çok...
ama şöyle anlatayım eviniz, dükkanınız soyulursa çok da kasmayın. sigortadan para alacaksanız çağırın sadece zabıt lazım çünkü. onun dışında emniyet amirinin veya ensesi kalının biri soyulmadıkça hırsız kovalamıyorlar.
yakınınız kaybolursa kendi imkanlarınızla buldunuz, buldunuz yoksa anca ölüsünü (o da kolayda bir yere atıldıysa) bulur getirirler.
artık asayiş görevlerinden tamamen feragat etmiş, bütün mesaisini kitleleri baskılamaya haşretmiş bir toplum polisi var türkiye'de.
salla başı al maaşı. miting,toplantı vs. olursa bas copu...
çoğu zaten onun bunun torpiliyle mesleğe girmiş çöpçü olamayacak tipler. dolayısıyla ne bir mesleki idealleri ne de bir duruşları var.
silah namustur öyle elalemin tosunu yüzünüze bakçak diye teslim edilmez. azıcık haysiyeti olan biri o silahı vermez, ısrar edilirse istifa eder gerekirse de çeker vururdu. hem kendini, hem de kendisini bu duruma düşüreni.
tabi bu yeni nesil fırıldaklara ters geliyor. devir avantana bak, gerisini kasma devri. domaltıp sikseler umurunda olmayacak bazı yazarların demek ki... yeter ki maaşları ödesinler...
Polisin gücünün sadece gariban öğrenciye sahipsiz işçiye yettiğinin göstergesidir. Işin diğer bir vahim tarafı emniyet kantin işletme ihalesini ak parti gençlik kolları başkanının kazanmış olması. Her ihaleyi mi bunlar kazanır ?
benim anlamadığım teşhis yönteminin normal bir prosedür olduğunu söyleyip durmaları. vekil çocuğuna tecavüz mü etmişler de teşhis ediyorlar. çünkü zaten olay sırasında vekilin danışmanı polise adı ile hitap ediyor alper sen beni tanımazsın diyerek.
nereden bakarsan bak köylü ikiyüzlülüğü ve dinci konformizmi.
o değil de vekil çocuğu kaç yaşına gelmiş hala babam seni döver diyor çok ilginç lan. götümle gülüyorum polisine vekiline çocuğuna devletine demokrasisine hakkaniyetine. alın götünüze sokun lan salak sisteminizi. midenizi sikiyim. hahahah.
