türkiye'yi yöneten zihniyetin halkı sindirme amaçlı kendinden olmayanı susturma amaçlı yarattığı kaos durumudur.
insanlar şok operasyonlarla gözaltına alınıyor,
askerler, gazeteciler, avukatlar, iş adamları, parti liderleri...
aylardır tutuklu cezaevinde tutuluyor.
ne ile suçlandıklarını bilmeden, bilinmeden...
(bkz: türkiye de gözaltına alınmayan insan kalmaması)
bir ergenekon lafı atılmış ortaya gidiyor.
ergenekon şöyle, ergenekon böyle, terör örgütü, darbe yapacak...
vazifesi memleketi dahili ve harici düşmanlardan korumak olan ordu mensupları terör örgütü mensubuymuşçasına muamelelere tabi tutuluyor, balyoz aşağı balyoz yukarı...
içerideki isimlere bakıyorsunuz, bu devlet için gerektiğinde canlarını hiçe saymış, her türlü fedakarlığı yapmış isimler. peki ya dışarıdakiler?
acaba dışarıdakiler içeridekilere göz dağı mı veriyor. "bakın bizden olmayanın, bizi eleştirenin sonu bu" mesajı mı verilmek isteniyor?
(bkz: ya bendensin ya kendin bilirsin)
tabi bu sistemli yıpratma politikasında hükümetin en önemli yardımcısı "yandaş medya"yı unutmamak, hakkını teslim etmek gerek. cia ile dirsek temasları harika...
bir yanda sindirilmeye, yıpratılmaya, yok edilmeye çalışılan vatanseverler...
diğer yanda bu korku imparatorluğunca yaratılmak istenen yeni sınıflar;
27 eylül 2010...
içişleri bakanı beşir atalay kuzey ırak'ta.(kimlerle görüştü bilgi yok)
27 eylül 2010...
ırak'taki abd'li komutanlar görüşmeler içi ankara'ya geliyor.(gazeteler)
27 eylül 2010...
mit müsteşarı hakan fidan kuzey ırak'a gidecek. mit kürtçe ve soranice bilen istihbarat elemanları arıyor.(gazeteler)
26 eylül 2010...
30 eylül'de bildiğim herşeyi açıklayacağım.(hanefi avcı)
ve yine 28 eylül 2010...
hanefi avcı'nın yakalanmasını yargı istedi.(beşir atalay)
en güzeli bu zaten.
pkk'yı meşrulaştırıp vatanseverleri sindirmek. yahut sindirdiğini sanmak.
oluşturulacak özel orduyu da pkk militanlarından oluşturursanız tadından yenmez. adamlar dağdan indiğinde işsiz mi kalsınlar?
değil mi ama?
"şu son yıllarda gördüklerimiz, bizde bir şeyi kırdı: insanın güvenini.
o güven ki, insanlığın dilini konuştuk mu bir başkasından insanca karşılık göreceğimize inandırırdı bizi. oysa gözlerimizin önünde yalan söylediler, insanı küçülttüler, öldürdüler, sürdüler, işkencelere soktular. ve bir kez olsun bunu yapanlar, yaptıklarının kötü olduğuna inandırılamadı. çünkü kendilerine güveniyorlardı. çünkü bir ideolojinin adamı (rejimin adamı) başka hiçbir şeye inandırılamaz."