gelelim esas başlığa:
- bunca yıllık köklü partiyiz. daha tek başına iktidarlığımız yok. müzmin muhalefetiz. siz ise daha partiniz kurulmadan iktidara geleceğiniz ortadaydı. nasıl başardınız?
+ biz bir şey yapmadık. bizi siz iktidar ettiniz. tarihten ders çıkarmadınız. nasıl ki cehepenin yıllarca halkı perişan etmesinden sonra dp tek aşına iktidar oldu, nasıl ki 27 mayıs faciasından sonra üçe bölünmüş dp'ye rağmen cehepe yine tek başına iktidar olamadı, nasıl ki inönünün faşizan baskılarına kafa tutan ecevit halkın sevgilisi oldu, nasıl ki 1980 darbesinden sonra tsknın kurdurduğu partilerin tek alternatifi olan özal tek başına iktidar oldu, işte aynı şekilde 28 şubattan sonra da halk size tepki olarak bizi seçti.
- iyi güzel de bu birinci döneminizde oldu. peki ya ikinci dönemi nasl başardınız?
+ her şey ortada değil mi? siz senelerce imfden aldığınız paraları yatırıma çevirmek yerine yandaşlarınızı beslediniz. ülkeyi krizden krize götürdünüz. yeğenleriniz bankaları hortumladı gıkınızı çıkarmadınız. onlarca milyar dolar bu dile kolay. biz ise yolsuzlukların üzerine gittik. çalanın cebine elimizi soktuk. vergi hırsızlığı yapan medya kartellerinin karşısına durduk siz "aman hakkımızda kötü şey yazmasınlar." diye korkarken. cumhuriyet tarihi boyunca onlarca iktidarın zamanında yapılan hizmetin toplamından fazlasını götürdük. sizin zamanınızda devlet dairelerinde kırtasiye malzemesi sıkıntısı yaşanırken biz bütün daireleri modernize ettik. ülke çapında yüzbinlerce bilgisayar dağıtıldı hizmetlerin daha hızlı götürülmesi için. hastaneler sizin zamanınızda ahır gibi iken, sağlam giren insanın hasta çıkması ihtimali varken biz insanlara insanca sağlık bulabilecekleri modern teçhizatla donattık. adliyelerde 10-15 metrekarelik odalarda davalar görülürken biz ülkenin dört bir yanına modern ve ihtiyaçları karşılayacak adliye sarayları inşa ettik. sizin zamanınızda okullarda tebeşir sıkıntısı yaşanırken biz bilgisayar laboratuarlarıyla, projeksiyon cihazlarıyla donattık okulları eğitim daha iyi olsun diye. onca ile doğalgaz götürüldü. binlerce kilometrelik duble yol ve demiryolu yaptık hala projesi süren otobanlar ülkeyi ağ gibi saracak. onca iktidar zamanında çivi dahi çakılmamış hızlı tren projesini biz bitirme aşamasına getiriyoruz. kişi başına düşen gsmh tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. enflasyon tüm zamanların en düşük seviyelerine düştü. şimdi eline al kalemi kağıdı bunların maliyetini çıkar. sizin zamanınızdaki birilerinin cebine cukka olarak kaçan paralar bütçede kalsaydı yıllar öncesinden vatandaşı insan gibi yaşatmaya başlar mıydınız başlayamaz mıydınız? üstelik bir de ülke içindeki bu başarıya dünya çapında yükselen itibarımız da eklenirse bu halk bizi seçmeyecek de sizi mi seçecek? siz bu ülkenin gelişmesine destek dğeil her dönemde köstek oldunuz.
-ya hepsi iyi güzel de bütün bunları yaptınız ama ülkenin borcu o kadar arttı.
+sen ekonomiden hiç anlamıyorsun değil mi?
-olur mu hiç ben x üniversitesi işletme fakültesinden yüksek lisans sahibiyim.
+okumuş mezun olmuşsun da kafan çalışmıyor be güzelim. sen bu kafayla simit dahi satmaya çalışsan iflas edersin. ekonomiden zerre kadar anlayan birisi toplam borç stoğu üzerinden hesap yapmaz. toplam borcun gayrısafi yurt içi hasılaya oranı üzerinden hesap yapar. şimdi bir bakkalın 1000 tl borcu olsa bir gros marketin 100.000 tl borcu olsa marketin bakkala göre borcu 100 katı he mi? ama marketin toplam karı bakkalın toplam karından 120 kat fazlaysa hangisi daha karlı bir işletmedir? ya da daha basit bir örnek vereyim sana. kafan almaz şimdi bu örneği. asgari ücretle çalışan birisinin 1000 tl borcu varsa, ama diğer yandan aylık geliri 10.000 tl olan birisinin toplam borcu 10.000 tl ise hangisinin durumu daha iyidir? biraz mantık değil mi? üstelik işletmecilikte bir mantık vardır. borcum bitti dediğin zamanan iflasa en yakın olduğun zamandır.
-hmmm mantıklı. bir de siz vatandaşa kömür dağıtarak oy aldınız.
+e benim kendisiyle çelişen eblehim. daha demin sen demedin mi partiniz kurulmadan iktidar olacağınız kesindi diye? kömür dağıttınız da iktidar oldunuz neyin nesi? ihtiyaç sahibine yardım yapmak benim görevim değil mi? hem yapmasaydık bu sefer de vatandaş perişan diye bağırmaz mıydınız? siz niye iktidarsınız niye bu insanlara yardım etmiyorsunuz demez miydiniz? siz kendi zamanınızda insanlara yardım etmediniz mi? ha pardon halk sizin zamanınızda zaten kırılıyordu. siz yeğenlerinizi arkadaşlarınız zengin ettiniz pardon.
-gelelim şu ergenekon meselesine... siz atatürkçüleri içeri attınız.
+biz kimseyi atatürkçülüğü gerekçesiyle içeri atmadık. suç işleyen, bu ülkeye hıyanet içerisinde yaklaşan her kim olursa olsun, isterse babamın oğlu olsun karşısında bizi bulur. kaldı ki biz kimseyi içeri atmadık. bunu yapan bağımsız yargıdır. bir zamanlar köşe başlarını kendi ve yandaşlarının çıkarları için tutmuş, yasadışı yollarla yasa dışı faaliyetlerle insanlara doğrudan veya dolaylı eziyet etmiş, yasaları çiğnemiş, ama sırtını birbirlerine ve güçlü kurum veya kuruluşlara dayamış kişilere dokunmaktan korkan bağımsız yargıya korkmamaları ve sonu nereye gidiyorsa gitsin takip etmeleri için cesaret verdik. o kadar. kaldı ki o insanların atatürkçü olması imkanı yok. sadece atatürkçülük kalkanı ardına saklanan katil, hırsız ve dlandırıcılardır. elbette dava süreci sonunda ortaya çıkacaktır suçlanan kişilerden bazılarının suçsuzluğu kanıtlanacaktır. ama bu denli geniş, büyük ve çetrefilli bir davada araya yanlış bir şekilde suçlananların karışması son derece doğaldı. önemli olan adaletin yerini bulmasıdır. nitekim bu davanın amacı hakkı olmadığı halde başkalarının hakkına el uzatanların ellerini kollarını kırmaktır ama. hakimiyeti elitist bir kesimin elinden alıp asıl hak sahibi olan millete iade etmektir amaç.
-başörtüsü sorununu çözeceğiz dediniz çözmediniz.
+siz muhalefet partileri götürmediniz mi aym'ye?
-ama aym de sonuç olarak uygun bulmadı yaptığınız değişikliği.
+aym bağımsız mı hüküm veriyor yoksa siyasi mi hüküm veriyor peki? tabi ki siyasi parti gibi düşünüyor değil mi? şaka şaka tabi ki bağımsız kararlar veriyor. o bu ülkenin en güzide en saygın kurumlarından birisidir ne de olsa. değil mi?!?
-deniz feneri davası?
+bana ne deniz fenerinden? hasızlık veya yolsuzluk yapan her kimse cezasını çeksin. yapanlar cezasını Allah'ımdan bulsun. ama akp ile nasıl bağdaştırıyorsunuz anlamıyorum ki? yani senin mahallende hırsızlık yapan olunca seni de hırsızlıkla mı suçlamak lazım?
-terör arttı?
+bunlar terörün son çırpınışları. beslendikleri damarları tek tek kestiğimiz için debelenmektedir. bu hareketliliği ügçlendiği için değil ölmekte olduğu içindir. sonu yakındır. ah bir de siz şu nefret dolu ırk düşmanı tavrınızdan vazgeçseniz de aynı ülkede yüzyıllarca kardeş kardeş geçindiğimiz gibi yeniden kardeş gibi yaşasak.
-youtube u kapattınız?
+hadi ordan. add dilekçesini vermiş atatürk'e ve türklüğe hakaret eden videolar var diye şikayette bulunmuş. mahkeme uyarmış, youtube silmeyince de mahkeme tamamen kapatmış. bu dava ile uzaktan yakından ilgimiz yok.
-80 anayasasında sahte ve saçma sapan değişikliklerle gündeme devasa bir değişiklikmiş gibi gösteriyorsunuz.
+değil zaten bu değişiklik paketi ve referandum sembolik bir kavga. 12 eylül 1980in gaddar şövalyesinin zırhında ufak bir delik açacak küçük bir darbe. gaddar şövalyeyi yere yıkmayacak ama arkadan atılacak oklar için deliği atacaktır zaten kısa zaman içinde geniş bir dğeişiklik çalışması da sürmektedir.
-aman ya neyse ne. ben sizi sevmiyorum işte. bu kadar olumlu icraatlerinize rağmen size yine de oy vermeyeceğim.
+e yormasaydın beni baştan. dur konuyu bir hikayeyle bitirelim de okuyucularımız da gülümsesin. "kuzu dereden su içmektedir. derenin yukarısından kurt der ki. kuzu kardeş ben seni yiyeceğim. iyi de neden? ben de su içiyordum sen suyumu kirlettin. ama kurt abi ben derenin alt tarafındayım sen üst tarafındasın. su buradan oraya akmıyor ki. ben senin suyunu nasıl kirleteyim ki? olsun ben seni yine de yiyeceğim." yani özetle: kuzuyu yiyecek ya bahaneye ne gerek var? sen de zekası olan ve bu zekasını kullanan her insan gibi bilirsin ki(!) bu ülkede 50-60 yılda yapılamamış icraati biz yaptık. ama sen yine de bize vermeyeceksin oyunu. varsın olsun. biz bu halkı kucakladık bağrımıza bastık. seçim sandığı kurulduğunda da onlar bizi bağrına basacaktır nasıl olsa.