22 mayis 2007 sali günkü sabah gazetesi nde hıncal uluç un köşesine bir mektup gönderen fatih altaylı tarafından derin teferruatları ile anlatılan bağlantı. Konu POAŞ e kesilen vergi cezası. yazı aşağıda :
Önce bu haberin hikâyesini anlatayım.
Haber bazılarının iddia ettiği gibi hükümet tarafından bize iletilmedi.
POAŞ taki vergi incelemesini ve bir rapor yazıldığını bize ilk olarak duyuran POAŞ içindeki bir kaynaktır.
Böyle bir raporun hazırlandığını öyle öğrendik.
Ardından ekonomi muhabirimiz Rahim Ak, raporun varlığını Maliye kaynaklarından teyit ettiğinde tarih 2006 yılının Mart ayıydı.
Bunu takiben raporun yazım aşamasını adım adım takip ettik.
Ağustos 2006 da raporun yazımının istanbul da tamamlandığını öğrenince Gelir idaresi Başkanı Osman Arıoğlu nu aradım ve raporun durumunu sordum.
Vergi gizliliği gerekçesiyle bilgi vermeyi reddetti.
Daha sonra raporun Merkezi Okuma Komisyonu nda ele alınmak üzere Ankara ya gittiğini öğrendim.
Bu arada çeşitli defalar Gelir idaresi Başkanı Osman Arıoğlu ile konuştum. Her seferinde raporun varlığını reddetti ve bunu haber yapmamız halinde yasal yaptırımlarla karşılaşacağımızı söyledi.
Rapor Kasım 2006 da Merkezi Okuma Komisyonu ndan çıktı.
Bu sırada Maliye içindeki bir kaynak, bize bu raporun işleme koyulmasının engelleneceğini Doğan Grubu ile Maliye arasında böyle bir uzlaşma sağlandığını ve raporun 2006, 31 Aralık gecesi zaman aşımına uğrayacağını fısıldadı.
Bunun üzerine defalarca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ı aradım.
Bir yanıt alamadım.
Bu arada köşemde raporun varlığından haberdar olduğumuzu yazdım.
Bu sırada bir vergi uzmanı dostum ziyaretime geldi ve işte aradığın rapor diyerek bir kopyasını gösterdi.
Osman Arıoğlu nu aradım. Raporun zamana aşımına uğratılacağı dedikoduları olduğunu söyledim.
Böyle bir şey olmaz, Ayrıca sizi ilgilendirmez. Her rapor işleme konulur diye bir şey yok dedi.
Bunun üzerine Teke Tek programına konuk olduğu akşam Başbakan a raporun ayrıntılarını anlattım ve Bir işlem yapmayacak mısınız? diye sordum.
Bilgileri not aldı ancak hiçbir yanıt vermedi.
iki gün yanıt bekledim ve zaman aşımına uğramasına kısa bir süre kala raporu yayınladım.
Olayın öyküsü budur. Israrlı bir takipçiliğin sonucu oluşmuş bir haberdir.
Hükümetin Doğan Grubu nu sıkıştırması için bizim yayın yapmamıza gerek yoktur. Rapor tek başına iyi bir sıkıştırma nedenidir. Hatta bu raporun ortaya çıkmadan Doğan Grubu na karşı kullanılması hükümetin çok daha işine gelir.
Grubun gazetelerinin hükümete verdiği desteğin samimi olduğu konusunda daha inandırıcı olur. Bizim yayınımız Doğan Hükümet ilişkisinin su üzerine çıkmasını sağladığı için her iki tarafı da sıkıntıya sokmuştur diye düşünüyorum.
Zaten SABAH a TMSF tarafından el koyulması ile ilgili süreç de bundan sonra başlamıştır.
Normal şartlarda cezası ve gecikme faizleriyle birlikte 3 milyar YTL (Eski para ile 3 katrilyon lira ya da 2,3 milyar dolar) olan vergi aslı ve cezası SABAH ın özgürlüğünün kısıtlandığı bir dönemde kuşa çevrilmiştir.
Tüm vergi uzmanlarının ve Maliyecilerin 1,2 milyar YTL nin altına inmesi mümkün değil dediği borç 275 milyon YTL ye düşürülmüştür.
Vergi borcu neredeyse yok seviyesine indirilmiş olsa da, benim açımdan mesele kapanmıştır.
Yalan dedikleri haber doğru çıkmış, Doğan Grubu vergi kaçakçısı olarak tescillenmiş, kayıtlara geçmiştir. Aydın Doğan şahsen 50 yıl vergi şampiyonu olsa da ödeyeceği miktar, kaçırdığı tescillenen verginin KDV si kadar bile olmayacaktır.
Doğan Grubu ile ilgili haberlerimizde hükümet etkisi yoktur.
Bu haberlerden dolayı bana zaman zaman Şerefsiz eski patronu hakkında yazıyor dendiğini de biliyorum.
Benim eski veya yeni patronlarımın vergi kaçırma, haksızlık usulsüzlük yapma hakkı yoktur.
Eski patronu olduğu için yazmıyor, yazamıyor şerefsiz diyeceklerine, Eski patronu hakkında bile yazıyor şerefsiz demelerini yeğlerim.
Sana sevgilerimi sunuyor, neredeyse bir aydır yazamadığı için kudurmak üzere olan bir gazeteciye köşeni açtığın için teşekkür ediyorum.
Sevgiler.
Fatih Kardeşin.
laiklik-irtica çatışması gündemde tutularak gizlice yürütülmeye çalışılan işbirliğidir. 28 şubattaki irtica bahane hortum şahene konjektörünü kaybeden doğan grubu mevcut siyasi dengeyi ve seçimler sonrası oluşacak dengeyi temkinle göz önünde bulundurma mecburiyeti olduğunu bilmektedir.