kemal kılıçdaroğlu' nun son iddiasıdır.
akp hükümetinin darbe karşıtı(!) politikaları göz önüne alındığında bu muhtıraya tepki vermeyişi ya da arkasını aramaması "danışıklı dövüş" hissiyatı uyandırmaktadır.
yaşar büyükanıt ve akp yetkilileri açıklama yapmazlarsa, şemsiye olacaktır bu iddia.
gariptir ki o zamanın chp'si bu muhtırayı yüzünde güller açarak karşılamıştı. şimdi ise aynı chp "ama o akp'yi başa getirmek içindi" diyebiliyor.. e tabi sandığa gömülünce insan ne dediğini şaşırabiliyor..
bakın o zamanlar chp ne demiş muhtıra için; "e tabi siz böyle yaparsanız askerin de demokratik uyarı hakkı var yani"
ayrıca kemal efendi 27 nisan gecesi tam olarak neredeydi? aklı başına yeni mi geldi? al işte şimdi bizim ülkedeki müthiş teorisyenler ben demiştim ama yeaaa diye çıkıverdi ortaya.*
sokakta büyük bir adamın küçük bir çocuğun kulağından tutup hırpaladığını görüyorsunuz, sonra çocuk gidiyor çalışıyor eline ekmeğini alıyor tam yiyeceğinde 367 kararı alıp sen ekmek yiyemezsin diyorsunuz, sonra toplanıp bir mahkeme tiyatrosu kurarak çocuğun elinden her gücünü almaya kalkıyorsunuz(anayasa mahkemesinde akp kapatma davası), ne yapmaya kalksa anayasa mahkemesi gelip kafasına yumruğu vuruyor. tüm bunları alkışlayan, seyirci olan, daha ileri gidip iyi yaptın diyen chp sonunda çıkıp o çocuk büyük adamla anlaştı, anayasa mahkemesi ile anlaştı. kendine menfaat sağladı diye veryansın ediyor.
insanda biraz karakter aranır, inandırıcılık aranır.
bunu yapan kişi şu anda krallar gibi yaşıyor. zamanında ne konuştukları da belli değil. sen böyle gizli kapaklı işler yaparsan sonra benim kafamda vatandaş olarak soru işaretleri belirir. erkek ol, adam ol, harbi ol, şeffaf ol da açıkla. adam ol kısacası.
muhtıra verildiği zaman bu iddiayı gündeme getirdiğimde herkes gülüyordu bana, "uçmuşsun sen, çok fazla hollwood filmi izliyosun" diyorlardı. şimdi yıllar sonra artık başkaları da bu iddiayı dillendirmeye başladı.
olayın gelişim şeklini dikkatle analiz ettiğimizde büyükanıt ve akp arasındaki danışıklı dövüşün farkına varılabiliyor. ayrıca akp bu gibi konularda zaten sabıkalı ve adamlar çok iyi çalışıyorlar oy toplama yöntemleri konusunda. büyükanıt ise bu işin parçası olabilecek zihniyette birisi. doğal olarak bu iddia gerçek olması son derece muhtemel bir iddiadır.
işlerine gelince tsk söz yok işlerine gelmeyince akp ile iş birliği içindedir demek ne kadar inandırıcı bilemiyorum bence çakma gandi daha mantıklı şeyler düşünsün ona göre konuşsun.
"akp için danışıklı dövüş yapıldı da, chp neden hemen götünü açıp domaldı muhtıraya" sorusunun sorulmasına neden olan, dandigin gündeme getirdigi cümlemsidir, sahibi kadar degersizdir, zira kürt ve alevi takliti yaparak milletvekili olan çakma insan dandi, chp ye genelbaşkan olabilmek için, hem aleviligini sattı hem kürtlügünü, o aslında türkmenmiş horasan dan gelmişmiş, peki yalanını s..yim demicektim ama aynı aşiretten akraba olan kamer genç i nereye soktun, tunceli tunceli diyerek ölecek adam, aslında o da mı horasan diyemedigi için tunceli diyor, ulan amma karışık heriflersiniz, lan peki dersim neresi horasan mı?
...
bir gün olsun akp'nin neden halk tarafından tercih edildiğine dair mantıklı açıklama bulamadılar. hep "halk kandırıldı veya kandırılacak kadar salak" diyerek halka hakaret ediyorlar.
kısaca açıklayayım. terkedilen insan gidenin ardından böyle öküz gibi bakar. aslında beni seviyor ama öbürü kandırdı der. güya gidenin vücudu gitse bile aklı kendinde kalmıştır.
akp iktidara gelsin diye muhtıra vermediler ama akp'nin işine geldi. aynen aşağıda yazacaklarım gibi;
akp iktidara gelsin diye deniz baykal'ı harcadılar,
akp iktidara gelsin diye kemal kılıçdaroğlu gibi birini chp'nin başına getirdiler,
akp iktidara gelsin diye gürsel tekin'i harcadılar,
akp iktidara gelsin diye mustafa sarıgül'ü yolundan çevirdiler,
akp iktidara gelsin diye devlet bahçeli gibi birini mhp'nin başında tuttular,
akp iktidara gelsin diye erbakan saadet'e müdahale ediyor.
akp iktidara gelsin diye anayasa mahkemesi chp'nin kuyruğundan ayrılmıyor,
akp iktidara gelsin diye faşizan medya her gün faşizmin ne kadar tehlikeli olduğunu konuşmalarıyla gözümüze sokuyor.
akp iktidara gelsin diye hukuk profesörleri her gün hukuku ayaklar altına alıyor,
akp iktidara gelsin diye chp darbecileri koruyor,
akp iktidara gelsin diye chp faşistleri korumakla görevli anayasa mahkemesi ve hsyk'nın konumunu sürdürmesini istiyor,
akp iktidara gelsin diye chp halkı "salaksınız, akp sizi kandırıyor" diyerek hakarete boğuyor.
akp iktidara gelsin diye chpliler 367 kararına imza atıyor ve delice savunuyor.
akp iktidara gelsin diye chp 411 milletvekilinin onayladığı bir düzenlemeyi anayasa mahkemesine götürüyor.
akp iktidara gelsin diye anayasa mahkemesi akp'yi kapatmaya kalkıyor.
akp iktidara gelsin diye chp atatürk ilkelerine sıkı sıkı sarılıyor.
daha çok şey var da bir çırpıda akla gelenler bunlar. akp iktidara gelsin diye değil, gelmesin diye yapılmış olsa da akp'nin işine geliyor. neden mi?
akp demokrasi ve insan haklarının yanında ve ona karşı yapılan her şey otomatikman demokrasi ve insan haklarına karşı oluyor.
yani doğruları söyleyen birine karşı çıkarsanız, savunduklarına karşı gelmiş olursunuz. halk da doğruyu savunanın yanında olur.
referanduma gidilecek ama doğru dürüst içeriğine giremeyen bir muhalefet var. çünkü "hayır" demek için savunabilecekleri hiçbir demokratik yön yok.
bu referandum da akp'yi tekrar iktidar yapmak için yapılmış bir oyun. millet kim demokrasiden yana, kim değil görecek ve ona göre seçimlerde oyunu kullanacak.
ama ortada tek bir soru var, sonsuz boşlukta yankılanıp duran;
neden en ufak detayı dahi darbe planı olarak niteyelerek üzerine gitme yeteneğine sahip akp hükümeti bu muhtıranın üzerine gitmedi ? hem de yapılan bu kadar ayan beyan, açık olduğu halde.
neden akp e-muhtıra'nın altını eşelememektedir ? telefon kayıtlarından, çakma imzalardan darbe senaryoları üretebilen bir hükümetin ortada belgesi bulunan bir anti-demokratik müdahalenin üzerine mal bulmuş magribi gibi atlaması gerekmez miydi ?
dolmabahçe görüşmesinde konuşulanlar ve "benimle birlikte mezara gidecek" denilenler ortaya çıkmadıkça, soluduğumuz havada bile salınmaya devam edecektir bu soru;
insanın karşısında otu boku ergenekona, derin devlete, muhalefete, israil'e ve bazı dış güçlere bağlayan paranoyak bir iktidar olunca ve ülkede bunu yiyen de büyük bir kesim olunca bir siyasetçi olarak yapılması gereken bir manevra olarak görüyorum bunu ben. kömür, erzak filan da yüklenirse oyu oldukça yükselecektir. türkiye'deki siyaset böyle malumunuz.
ha, bu iddiada hiç mi gerçeklik payı yok?
bahsi geçen paşamız krallar gibi yaşıyor, kimse ona dokunmuyor. rte de paşamız da "bu benle mezara gidecek" diyorsa... insan biraz kıllanabiliyor tabi.