dünyada küresel kriz yaşanıyorken, çin devleti bile piyasaya dolar sürüp iç pazarı canlandırmaya çalışırken hala hamdolsun diyen, doğalgaz-su-elektirkten vatandaşına geçiren, hiçbir önlem almayıp hala imf ye kafa tutup kasımpaşalı havalarını sürdüren hükümet.
ilk başa geldiklerinde özellikle ak parti hükümeti denmesini istemişler ama ancak a ke pe olarak kalacak hükümet. **
son yaşanan birkaç örnekle bile "oha be prekazi" dedirtecek türden.
key ödemeleri denilen olayda "biz ödüyoruz" cakası satıp çalışanın parasının çok cüzi bir miktarını ödeyecek bu hükümet. key adı altında parası kesilen çalışanlardan bu parayı ilk günden son güne kadar ödeyenlerin alması gereken paranın sadece anaparası yaklaşık 4000 ytl. ama hükümet yaklaşık 650 ytl ödeme yapacak ve bunun adı "bakın kimse ödemedi biz ödüyoruz" olacak. tabi bazı düdükler çıkar şimdi "eskiler hiç ödememiş, şükredin bu veriyor bakın" diye.
durun daha bitmedi, bugüne kadar işsizlik fonunda birşken parayı gap'a aktardı bu hükümet. ulan hani ekonomi iyiydi? işsizlik fonunda para kalmayınca şimdi de çalışanın kıdem tazminatına gözü diktiler, buradaki parayı işsizlik fonuna aktaracaklar.
iş katakulliye, dalavereye, üç kağıda geldiğinde üstüne olmayan hükümettir.
- ülkenin öğretmenleri ve üniversitelerin en güzide bölümlerinden mezun olmuş insanları iş bulamazken,
- çalışan esnaf masrafını zor karşılarken ve bir çoğu dükkanını kapatırken
- bu bereketli topraklarda tarım bitmişken
- ormanlarımız şu veya bu kanun altında talan edilirken
- (laikleri şöyledir böyledir diye bir taraftan suçlarken)kendin ab uyum yasaları diye hutbelerden Allah katında yegane din islamdır ibaresini kaldırırken
- hızla trilyonerler çoğalırken ve halkın açlık sınırının altında umutlarını tüketirken
- basının büyük bir kısmı satılmışken
- ülkenin kırım kongolu kenesi pkk siyasallaşma sürecini tamamlama yoluna giderken
- güreşçiyi, televizyoncuyu... millet vekili yaparken.
- lan tayyip ülkenin anası ağlarken...
siz hangi yola devam ediyorsunuz. beyler ülke yönetiyorsunuz ülke, millet yönetiyorsunuz millet...
sadece vakıflar yasası ile vatana ihanetten suclanacak hükümet. buna ses çıkarmayan ana m uhalefet de ikinci dereceden suçlu olacaktır. meydanı boş bulan, muhalefetsiz olduğu için her haltı göster göstere yiyen ve buna ses çıkaranı polis zoruyla, davayla vb şekillerde süründüren hükümet.*
Sayfalarca yazı yazılabilir haklarında hatta ciltlerce ansiklopedi bile. ama en saf haliyle, bir devlet memurunun ağzından çıkan cümle özeti sanırım gerçeğin " 900 lira maaş alıyorum, 500 kira veriyorum, üç tane çocuğum var üniverstede okuyan, yüzde iki zam yapacaklar bin dereden su getiriyorlar, ama zam sırası suya elektriğe geldi mi duraksamıyorlar, acımıyorlar"
bankaların %55'i neden yabancının elinde?
hangi firmalar son 5,5 yılda milyar dolarlık oldu?
hangi trilyon kimlerin cebine gitti -iett arazisini 105 milyon dolara satmak isteyenler kimlerdi?-
hangi gazete ya da tv devlet bankalarından borç verilerek yandaş firmaya peşkeş çekilircesine devredildi?
gelmiş geçmiş en iyi hükümettir.
hangi banka hortumlandı?
hangi çiçek sulandı?
hangi trilyon kayboldu?
hangi gazete yada tv kapatıldı?
lütfen arkadaşlar nankör olmayın.
"belediyelere kaynak aktarıyoruz" cümlesiyle halkın sırtına yeni dolaylı vergiler yükleyecek olan hükümettir.
deli dumrul bile sanıyoruz daha insaflıydı en azından haykırarak zorbalığını gösteriyordu, bu hükümet sinsice zorbalık yapıyor.
yeni tasarıya göre; belediyeler otel, motel, pansiyon ve tatil köylerinden günlük konaklama ücretinin %3'ü oranında vergi alacak. sokağa ve caddeye park edilen araçlardan vergi alınacak. buna göre, her taşıt için saatte 2 ytl, günlük 7 ytl geçici kullanım harcı ödenecek. belediyeler; elektrik, doğalgaz, lpg tüketenlerden satış bedeli üzerinden vergi alacak. ilan ve reklam vergileri de artacak. her türlü eğleneceden de belediyeler, gelir sağlayacak. biletle girilen konser, at yarışı, sirk gibi yerlerden alınacak verginin oranı %10 olacak.
tabi bu üstteki vergi iş yerleridnen değil, vatandaştan alınacak. yani her şeye fark ettirmeden zam oturtulacak.
ayrıca; ekmeğe, doğalgaza ve elektriğe yeni zamlar bekleniyor.
bu zamlardan şikayet eden akp'ye oy vermiş vatandaşıma "iyi oldu" demekten başka bir şey demiyorum.
ayrıca, ilginç bir bakana sahiptir. zafer çağlayan enflasyonun yükselmesini merkez bankası'na atmıştır. merkez bankası'nın enflasyonun yükselmesinde baş sorumlu olduğunu belirtmiştir.
böylesine ilginç bir hükümettir. başbakanı borsa 60.000'e dayandığında "bu ak parti hükümeti'nin başarısıdır" der, borsa 42.000'lere düşünce de "bu dış dalgalanmalara bağlı bir sonuçtur" der.
enflasyon kağıt üzerinde düşünce "bu hükümetin başarısıdır" olur, enflasyon yükselince de "merkez bankası'nın sorumluluğundadır bu" olur.
ekonomik krizle başımız bir dönsün hele.
11 eylül sonrası dünyada büyümeyen ekonomi hemen hemen yoktur, dünyadaki likidite bolluğunda üstelik haraç mezat ne kadar kar eden para kazanan kurum, kuruluş varsa satıp üzerine "ekonomiyi biz büyüttük" denilmesi komik. eğer ekonomiyi siz büyütmüşseniz, borsayı siz çıkarmışsanız, enflasyonu siz düşürmüşseniz şu anki taban tabana zıt tablonun da tek sorumlusu sizsiniz. ha diyorsanız ki, reddi miras yani her ikisini de ben yapmadım, o zaman orada ne işiniz var?
gerçi haklısınız, siz olmasanız rizeli müteahhitler nasıl ihale alacak, siz olmasanız enerjide nasıl dışa bağımlı olacağız, siz olmasanız bop'un işleme süreci nasıl hızlanacak, siz olmasanız kıbrıs nasıl verilecek, siz olmasanız nasıl petrolümüzü brezilyanın "ulusal" petrol şirketi çıkaracak, siz olmasanız kuzey ırak'ta bir taşeron devlet nasıl kurulacak, siz olmasanız birçok devlet nasıl sözde ermeni soykırımını tanıyacak, siz olmasanız sami ofer gibi adamlar nasıl binlerce dönüm toprak alacak, siz olmasanız nasıl ab ve abd kuklası olacağız, siz olmasanız nasıl iç-dış borç toplamı %100'ün üzerinde bir artış gösterecek, siz olmasanız halk nasıl fakirleştirilip sadaka politikası izlenecek, siz olmasanız?
halk iradesinden dem vurup, demokrasiden dem vurup, seçilmişlikten dem vurup, kendilerinin seçmediği kişileri indirmek için ellerinden geleni artlarına koymayan hükümetler topluluğudur.
spor branşlarının ne kadar federasyonu varsa ele geçirmek için mücadele verildi, gençlik spor genel müdürü mehmet atalay, akp'nin memuru olduğundan, bütün federasyonlarda akp'ye yakın adayın seçilmesi için canla başla uğraştı, federasyonlar biat ettirilmek için uğraşıldı.
en çirkini ise, futbol federasyonu'nda gerçekleşti ve gerçekleşmekte. haluk ulusoy iyidir, kötüdür bna göre kötü yanları iyiliğinden daha fazla ancak, burada seçim sürecine bakın! babaları eleştirin, kirliliklerini ortaya çıkarın, muhalefet edin ancak aklınızca darbe yapmayın.
haluk ulusoy'u yıkmak için elinden geleni ardına koymadı akp, levent bıçakçı geldi, yasaya "iki kere başkanlık yapan bir daha yapamaz" diye madee eklendi, kamu yararı gözetilmedi, haluk ulusoy'un adaylığı engellenmek istendi, yargı bu kararı iptal etti, bir seçim süreci yaşandı, sakaryaspor başkanı alenen basın önünde açıklama yaptı, "büyük baskı var üzerimde, eğer seçime girip haluk ulusoy'a oy atarsam, belediye başkanıma karşı gelmiş olacağım, ulusoy'a oy atmazsam kendime ihanet etmiş olacağım, bu yüzden hem başkanlıktan hem de delegelikten istifa ediyorum" dedi. ne yaptı dönemin içişleri bakanı? hiç. hani soruşturma? yok. ne kadar akpli belediye varsa, şehir takımlarının delegeleri ulusoy'a muhalefet etmesi telkin değil, emrediliyor, desteği çekeriz deniliyor. denizlispor başkanı ali ipek, iyidir-kötüdür o ayrı, haluk ulusoycu olduğu için, denizli belediyesi, takıma destek vermiyor. bugün yine sarıyer başkanı istifa etti, isim de verdi, ama kimse yalanlamıyor, "ben bu adama oy atma arkadaş demedim" demiyor. sarıyer neresi, giresun neresi? ama giresun belediye başkanı adamı arayıp, seçim isteyin, ulusoy'u devirelim diyor. ulan sen git önce şehrin için çalış?
federasyonu kayyuma iten kim? kayserispor ve istanbul büyükşehir belediyespor. siyasetin hiç olmadığı iki takım(!) değil mi?
spor bakanı başesgioğlu da konuşuyor, "biz dedik ki, seçiminizi yapın biz çekiliyoruz artık futbol sizin dedik" çıkar yasanı, geçici madde ekleyip, seçim istemek neyin nesi? çıkar yasayı, yasa güzel tamam da, ne bu acele, seçim normal süresinde yapılsın. her 3 ayda bir ulusoy'u devirme çabaları. şehir takımları belediyelerin baskısı altında, ondan sonra "seçilmişler" sen önce kendinden başka seçilmişlere de bir saygı duy hele.
yine başladı ulusoy'u devirme çabaları, bu defa muvaffak olunacak, çünkü önceki seçimde trabzon ve beşiktaş kilit rol oynamıştı, şimdi trabzon'a yeni stad, beşiktaş'ın stad projesine onay, galatasaray zaten aslantepe olayından yırttı, fenerbahçe ezelden muhalif ulusoy'a.. herkesin ağzına balı çal, ulusoy'u devir.
demokrasi hepimize lazım, kendine olunca var, kendine olmayınca diktatorya ne kadar güzel kuşlar, vapurlar falan?
türkiye cumhuriyeti'nin 58., 59. ve 60. hükümetlerini, adalet ve kalkınma partisi'nin tek başına kurmasından dolayı, bu hükümetlerin hepsi, akp hükümeti olarak adlandırılır.