Sonu bir tarafın kazanmasıyla son bulacak ittifaktır.
Birbirleriyle belli bir yere kadar ittifak halinde olan iki partidir akp ve hdp. Ama bu öyle bir ittifaktır ki iki tarafta bunu tabana belli edip tepki çekmek istemezler.
Peki bundan akp ile hdp nin dost olduğunu çıkarabilir miyiz? Kesinlikle hayır. Şuan çözüm süreci denen olgu her ne kadar vatandaş içeriğini bilmese de öyle bir hale geldi ki iki tarafta istediğini alıp müttefikini bertaraf etmenin planlarını yapıyor içten içe. Ama daha o aşamalara gelinmediği için belli bir yere kadar ittifak halinde olmak zorundalar.
Mesela başkanlık sistemi ülkeyi eyaletlere bölmek zorunda değil. Ama eyaletle yönetilen devletlere en işlevsel sistem başkanlıktır. Başkanlık tartışmaları bu yüzden akıllar bolunmeye getiriyor.
Tersi bir örnek iç güvenlik paketi. Akpnin bu yasayı diretmesinin bir sebebi de 6-7,ekim olayları tekerrur ederse polise bir kaç yuzu maskeli molotofçuyu vurdurarak eylemi kan ve korkuyla bastırmayı planlıyor. Ama bu işin içeride ve dışarıda ters tepme ihtimali de var. Bu da hdpnin ekmeğine yağ surer Tabi ki bu ihtimaller çozum süreci defterinin kapatılıp ittifakın bozulmasından sonra.
Sonuç olarak bu ittifaktan her iki tarafta istediğini alamayacak ve korkarım ki o gün geldiğinde sokaklar karışacak. Tabi ki böyle bir şey olmasın isterim ama ben bile oturduğum yerden bu ihtimalleri dusunebiliyorsam inşallah devletin içinde kafayı paralelle akpyle yememiş aklı başında adamlar bunları ongoruyordur.
akp'nin cemaat ile bile arasının açık olduğunu düşünürsek fazla ömür biçmediğim ittifaktır. hocaefendi de bir zamanlar saygı duyulası, gel ülkene dön denilesi, ittifak yapılası bir insandı. bir de şimdiki hale bakın.
buraya da yazıyorum. tayyip değil hdp'yle, eğer çıkarına değilse peygamberle bile ittifak yapmaz. akp seçimlere kadar çözüm süreci bozulmasın yeter diye bakıyor. ama hdpyle gizli bir anlaşma yapılmış olabilir tabi. hdp baraj altı kalıp da tayyip meclis onayıyla ilelebet başkan olup, tüm yetkileri üzerine alınca hdp'ye de ihtiyacı kalmayacak. o saatten sonra isterse dediklerini yapmasın, çözüm süreci bitsin, şehit cenazeleri gelsin, umrunda olmayacaktır. o ölene dek ele geçirdiği sınırsız yetkileriyle yaşayıp gidecektir.
hoş mevcut ittifakları da zaten tamamen ortak düşman olan türkiye cumhuriyetini bitirme üzerine kuruludur. aradaki pürüz de hdp önce özerk sonra bağımsız bir kürdistan isterken; erdoğan ben türkiye'yi, kürdistan'ı anlamam, hepinizi ben yönetip düzeceğim demektedir. siz esas çözüm süreci bozulunca görün ittifakı. provası 6-8 ekim olaylarında olan köprüleri koparma olayını.
bizim çok bilmiş akpliler de halen ama adam köprü yaptı, yol yaptı deyip dursun. akp'nin jübilesi 2015 genel seçimleridir. partinin gidişatından da bunu anlıyoruz. başkanlık sistemi haricinde hiçbir yenilikleri ve çözümleri de yok. muhalefet iktidar olmadığı takdirde bile akp kendini feshedip bitirecektir. çünkü akp türkiye'nin üç dönemini şekillendirmek üzere getirilmiş bir partidir. tıpkı 80 sonrası anavatan, 90ların ara geçişi dyp gibi.
muhtemelen seçimlerden sonra da ülke karışacak. erdoğan pkk'ya verdiği ağır sözleri yerine getirmeyecek ve çözüm sürecinin bitmesiyle ülke de karışacak. zaten bop'un en son ayağı da türkiye'nin karışıp güneydoğusunda bir kürt devletinin kurulmasıydı. bunu ya erdoğan eliyle kurduracaklar ya da o kurmazsa bizzat kendileri yapacaklar. madem siz anlaşamıyorsunuz bm gelip müdahale etsin diyecekler. sonra da bir bakmışız her halkın kaderini tayin hakkı maddesi ve hop tam bağımsız birleşik kürdistan!! esas amaçlanan da bu! yol verenler utansın.
kim kime dum duma birleşimi. akp başkanlık derdinde; hdp güneydoğu'da rahatça at kosturma amacında. abdullah öcalan'ı diyarbakır'a getirme ve hatta af, özerklik, anadil hamleleri ile sınırları zorlayacak. bu sayede kandil yani pkk ve abdullah öcalan daha saygın olacak. zaten pkk'nın başında ışid belası var. yönü o tarafta. hdp yüzde 10 barajına takılırsa b planı hazır. meclis dışında kalınca bölgede yalnızlaşıp daha sert, katı hale gelecek. bu naz ile seçim barajını bile düşürürüm diyebilir. akp ilk fırsatta sattığında ittifakı görecekler.
tv'lerde barış süreci diye bir şeyler atıp tutuyorlar. akp ve pkk'nın durumu ortadadır. bu ikiliden barış beklemek ahmaklıktır. her iki taraf birbirinin arkasından iş çeviriyor. sağlam temeller üzerine oturan bir şey yok.
Birbiriyle zıt görüşte takılırlar. Her fırsatta birbirini yeren demeç vermekten çekinmezler. Bi tarafta çakma sosyalist parti diğer tarafta sözde halkın partisi.
Ancak her iki tarafında çıkarları olduğu için mecliste birbirine en yakın olan kanattır. Hdp meclise girse bile kendi çıkarları için oylarını akp den yana kullanacaktır. Kimse kendini kandırmasın.
aynı anda hem çok mümkün olan, hem de çok imkansız olan, hem var olan, hem de olmayan ittifak. nedir bu çelişki?
şöyle; hdp de akp de kemalist cumhuriyetle sorunları olan iki farklı siyasi kanadı temsil ediyorlar. işte bu iki kanadın yeri geldiğinde ittifak kurarak "eski türkiye" aleyhinde genişlemeleri ve birbirlerinin çıkarlarına zarar vermeden karşılıklı kazan-kazan (bkz: win win) poltikası yürütmeleri çok mümkün. zaten dikkatinizi çekmişse şeyh sait meselesinde kürtlük ve islamlık birbirine karıştığı gibi, said nursi örneğinde de bunun kalıntılarını görmek çok mümkün. bu topraklarda nasıl ki atatürkün kurduğu türkiye cumhuriyeti ile barışık, az çok laik ama bir yandan da muhafazakar bir türk-islam sentezi yeşerebilmişse, aynı şekilde o cumhuriyete karşı düşmancıl hisleri olan bir kürt-islam sentezi de yeşermişti.
fakat öcalanın liderliğini ettiği bir grup, tutup da bu islamcı-kürtçü kesimleri sözüm ona marksist-leninist bir örgütün çatısında birleştirince ortaya karman çorman, ne idüğü belirsiz, kimyası bozuk bir sentez çıktı. hadepler, dehaplar silsilesi halinde bugün de varlığını hdp olarak sürdüren ve genişleten siyasi partiler ise tabanlarını ciddi oranda pkkya karşı sempati duyan bu "kürt" kesimlerde buluyorlar. işin ilginç yanı, elit kadrosunda maksimum ölçüde islama bağlılığı zayıf, güya marksist ve bir o kadar da kürtçü olan kesimleri barındıran bu siyasi hareket, diğer taraftan da türkiyenin en islamcı, en fazla şeriat yanlısı kitlelerini tabanında barındırıyor. buna rağmen bu kitleler, kolaylıkla manipüle edilebiliyor, pkk ya da hdp adına kullanılabiliyorlar.
diğer tarafta da çok farklı bir durum söz konusu değil. akpnin elit grubunun aşırı derecede pragmatist ve bir o kadar da değişken söylemleri, politikaları kendi seçmen kitleleri tarafından hoş karşılanmanın da ötesinde destek bulabiliyor kendisine. bu durum da aslında liderleriyle çok farklı düşünebilen ancak onlara aşırı sadık, dolayısıyla da kolaylıkla manipüle edilebilen iki büyük kitleyi bir araya getiriyor.
bu durum da iki kitleyi yöneten insanlara geniş bir politika yapma serbestisi getiriyor. yapılan anketler, aponun serbest bırakılması durumunda bile akpyi destekleyeceğini beyan eden yüzde 38lik bir kitlenin varlığını ortaya koyuyor. aynı şey hdp için de geçerli. hdp ve öcalan 15-20 yıllık süreç içerisinde ciddi evrimler geçirdi. ancak buna rağmen kürtlerin desteğini hiç kaybetmediler, aksine hep arttı.
şu durumda iki siyasal hareketin yeni bir anayasa ve "yeni türkiye" için gerektiğinde ittifak yapamayacağını iddia etmek gerçekten ahmaklık olur. ama öte yandan bunun çantada keklik olduğunu, tartışılmaz bir gerçek olduğunu söylemek de aynı şekilde mantıksız ve temelsiz kalır.
hdp bir dönüşüm içerisinde. bunu inkar etmek anlamsız. bu değişim basit bir "şimdilik milleti kandıralım, istediğimizi alınca aslımıza döneriz zaten" pragmatistliğiyle açıklanamayacak kadar derin. bunu gösterilen adaylardan da anlamak mümkün. demirtaşın açıklamalarının kırılganlığı ve öcalanla uyumsuzluğundan da yorumlamak mümkün. öte yandan akpnin iktidarını elinde tutabilmesi için türk-islam sentezinden nereye kadar uzaklaşabileceği konusunda da muğlaklıklar mevcut.
kısacası kısa vadede yeni bir anayasa ve "yeni türkiye" için iki tarafın ittifakı tek çözüm yolu gibi gözükse de uzun vadede böyle bir ittifakın her iki tarafa da kaybettirebileceği pek çok şey var gibi görünüyor.
Olmayan ittifaktır, şimdi çözüm süreci falan var, bir tarfta akpliler diğer tarafta hdpliler görüşüyor, mecbur yani, bu süreçte akp hdp ittifakı oluyor tamamen yanlış, herhalde barış için görüştüğün birileri var çıkıpta dışarda onlara sayamazsın ama bu ittifak değil.
Akp hdp niye ittifak kursun ittifak kurunca ne olacak bunları düşünen yok zaten. Bu iki parti anlaşabilseydi 2,5 senedir çözüm süreci yerinde saymazdı.