Bir ayda ortaya atılan iddialar ve uzantılarını araştırmaya ülkede savcı kadroları yetmezken tek soruşturma yok.
Bir mafyatik figür ülkenin dürüstlük, açık sözlülük, delikanlılık sembolü olma halindeyken yanına benzer özellikte bir tane siyasetçi, bir tane aydın konumlanamıyor. Aynı figür sağduyu çağrısı yapıyor, siyaset sus pus veya cinayeti siyasi argüman olarak kullanma peşinde.
Ekonomi yerlerde, salgınla onbinler öldükten sonra yeni yeni mücadele edebiliyoruz, ülke itibarı iki paralık olmuş, kendi siyasi tezlerimizin dünya ülkeleriyle konuşurken gündeme gelmemesine şükreden, ülkede aç insan varlığına şaşıran birisi ülkeyi yönetiyor. Kabinesinde suç makinesi bakanlar varken.
Ne olursa olsun derken? Ne olacak daha, göktaşı yağmuru mu zombi saldırısı mı??
Ne olursa olsun kısmını geçeli 2 sene oldu. Artık "daha ne olabilir ki" aşamasındayız ama sağolsun agabe her geçen dakika daha da şaşırtıp boka buluyor.
arabı ve gürcüyü denedik ülkeyi bir de türk yönetsin düşünceside olabilecek kişidir.
hırsızlık, yalancılık, hainlik, tecavüz olmasa daha iyi olur bence diye düşünüyor olabilir.
ben saygı duyarım o kişilere. fikir özgürlüğünüde özledim ne yalan söyliyeyim.
sokağa çıkıp avazım çıktığı kadar 'nerede lan bu devlet' diye bağırmak istiyorum.
2002 ve 2007 seçimlerinde ak partiye oy vermiştim.
Çünkü adamların bir hayali vardı, çabası vardı ve bunu hissetmiştim.
ilk geldiği zamanlarda memnundum. Üniversitelerde başörtülü kadınlara özgürlük yasası çıktığında desteklemiştim.
Tek taraflı özgürlükten yana hiçbir zaman olmadım.
Apdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilecekken çıkan karmaşada yine ak parti destekçisiydim ve engel olmaya çalışıldığı için acıma duygusu oluşmuştu.
Sonrasında kozmik odaya girilme olayı, askeriyeyi hedef aldıktan sonra iyice güçlenince ak partiyi bıraktım.
Çünkü artık mağdur edebiyatı kalmamıştı.
Artık o mağdur etmeye başladı.
Tekeli sattığında işçilerin grevinde işçileri destekledim.
Birşeylerin kötü gittiğini düşündüm.
PTT’yi özelleştirmesi, Petkim’i satması, sürekli kendisinden önceki hükümetleri karalamasından gına gelmişti.
Bütün kanallarda aynı anda çıkması, bir aptala anlatır gibi saatlerce konuşma yapması artık mide bulandırıcı geliyordu.
CNBC-e, e2 ve bunlar gibi kanalların kapanması, sanatçılara, yazarlara ve hakim avukat gibi meslek çalışanlarına kurduğu baskı akp den beni soğutuyordu.
Köy enstitülerini kapatan ABD artık akp yi maşa gibi kullanıyordu.
iktidarda kalabilmek için Türkiye’nin bütün marka ve değerlerini satıyordu.
Akp gitmeliydi. Yerine kim gelirse gelsin bu despotlardan daha iyi yönetirdi.
Pırlanta gibi CHP ve iyi partili milletvekilleri ülkemizi yeniden saygı duyulan, üreten bir ülke yapabilirdi.
Ülkemi seven bir vatandaş olarak artık akp nin ülkemi satmasına izin veremezdim.
Deniz feneri, 17-25 aralık olayı 750 bin dolarlık saat, 301 somalı mağdenci olayındaki korumanın vatandaşımızı tekmelemesi kanıma dokunuyordu.
inşallah gider.
Amin.
Cehalettir. Terörle mücadele ederken hayatını kaybetmiş polislerimize ve askerlerimize karşı yapılan adi bir ihanettir. Çünkü AKP gittikten sonra neler olacağına hiç ama hiç emin değiliz...
CHP'nin artık Ulu Önder Atatürk'ümüzün partisi olmadığını kavrayacak zekaya sahip olmayan insanların yaptığı eylemdir.
Daha hükümetin yönettiği devlet, silah bırakması ve ateşkese zorlanması üzere pkk ile görüşürken, chp'nin ise pkk'nın askerimizle savaştığı dönemde onun siyasi ayağı ile ittifak yapmasının farkını anlamayanlara ne anlatsak aynı aslında.
Ama biz yine de son dönemlerde Kemal Kılıçdaroğlu chp'sinin nasıl ve ne şekilde polislerimizin ve askerlerimizin hayatını kaybetmesine neden olan dhkp-c ve pkk gibi terör örgütleriyle kolkola girdiğini, elele tutuştuğunu anlatalım. Belki birileri okur.
12 yaşında çocuğu tarayan ypg'li video'su (bu şekilde aratarak bulabilirsiniz) internette dolaşırken, sırf kendisi türkiye nusayrisi olduğu ve suriye'de dinine bağlı sünni arapları öldürüyorlar diye birileri "ypg terör örgütü değildir!" açıklaması yaptı. Tahmin edin kim bu.
Ama konuyla alakasız olarak idlib'te genetiği bozuk bir diktatörden kaçarak canlarını kurtarmaya çalışan Sünni Araplara "idlib'ten gelenlerin tamamı terörist!" dedi. Her neyse.
"Ceren Güneş" kod adlı, askerlerimizi vurmak için ypg'ye katılan teröristi, tbmm'ye doktor kıyafeti içinde allayıp pullayıp soktular sonrasında.
Dhkp-c'den 6 yıl yatmış terörist'e chp onur madalyası verildi...
Cemil Bayık isimli pkk'lı terörist başı "Chp etrafında birleşelim" çağrısı yaptı...
Anlayacağınız ne yazık ki bugünlerde Ulu Önder Atatürk'ümüzün partisi Hdp ile elele sıkışıyor...
Kiminle? Pkk'nın siyasi ayağıyla! yazık gerçekten.
Hatta bu da yetmiyor! bir koluna Dhkp-c'yi alıyor. Bunun kanıtı ise Canan Kaftancıoğlu ablamızdır. Hani 23 Nisan geldiğinde 1915'i düşünerek hüzünlenen, "Bir gün sonrası Ermeni Soykırımkongo kanamalı ateşidir unutmayın" yazan kadın.
Arkadaşlar daha çok yazardım bu konu hakkında. Nasıl gerçek vatan sevdalılarının CHP içerisin barındırılmadıklarından, Muharrem ince'nin mezhebi dolayısıyla nasıl iftiralara mağruz kaldığından...
Çomarist düşüncenin karşısındakileri koyduğu bir başka kalıp.
Evet sayın yandan koduğum senin düşüncenden olmayan kimsenin bir düşüncesi ve planı olamaz, ümitli olduğu herhangi bir görüş olamaz onlar sadece akp gitsin de.. diyerek hareket ederler çünkü bir tek siz düşünebiliyorsunuz amk.
Zekasız çomarlar ile aynı şartlarda oy kullanıp ümit beslemekte karşı tarafın ayıbı olsun.