40 WATT ampulün karaborsada satıldığı yıllardı.
çok iyi hatırlarım çoban sülü adlı bir kabile reisi " benzin vaadıda ben mi içtim " demişti.
lambaya gaz, ocağa aş bulamazdık.
laik kabileler yasakladığı için, namazı izbe mağaralarda kılardık.
laiklerin yetiştirdiği yarasalar,
biz namaz kılarken üstümüze şeedip abdestimizi bozardı.
gizli gizli oruç tutardık.
zor günlerdi.
Bir benzetme yapacak olursak o çağlarda gaz lambası yeni yeni bulunuyordu. Onun ışığıyla oturuyorduk. Akp sağolsun ondan sonra ışık felan kalmadı etrafta.
ben çocukken istanbul´un göbeğinde resmen "bostan" vardı...ve bugün çok sözü edilen "sivri biber" patlıcan falan vardı dayıda...şaka yapmıyorum, istanbul´un göbeğinde patlıcan, sivri biber falan yetişiyodu, hani bugün ithla ediyosunuz ya...
anadolu´nun o dillere destan verimli arazilerini geç, ahanda istanbul´un göbeğinden bahsediyorum. annem beni bostanlığa gönderirdi, o patlıcanlar resmen kütür kütürdü, annem patlicanlari soyarken mutfak resmen mis gibi kokardı...
böyle bir üplkeyi tanzim satışa getirmek, soğan patates falan ithal etmek gibi, acayip noktalara geldi türkiye. aslında buna hepimizin oturup hüngür hüngür ağlamamız lazım.
çilek, soğan patates, muz...haaa muz...özal muz ithal ettiğinde, demirel çıkıp memleketin heryeri muz kaynıyo kardeşim, sen n´aptığını sanıyosun, demişti, bak mesela ona benim aklım resmen eriyo, kavga etmişlerdi tv´de...demek ki türkiye´de muz bile vardı...
fındık, fıstık, falan zebil gibiydi, babamın yarım kiloluk kağıt torbalarda fıstık aldığını bilirim ben. bugün yarım kilo fıstığı alabilmek için bankadan kredi çekmen gerekiyor.
sayin yazar, sikinti sizin ailede. o donemde benim dedem bir fabrikada calisip cocuklarina karisina bakan evi olan, maasiyla eve meyve alan bir adammis. ama bakiyorum ki seninkiler on binlerce sene sonra bile sicmayi ogrenememis. turkiyeye gelseydiler ataturk gibi bir faktor vardi. aydinliga kavusurlardi dedeciklerin. cografi konumdan olmus demekki.