çok belirgin sebepler yüzünden olması gerekendir...içlerinden çıkan yukarıdaki lafları söyleyen şerefsizler ve buna göz yuman zihniyet yüzündendir...apronda deve kesen amcanın göreven alınıp akabinde londra görevine terfi ettirilmesi gibi...
suç olmayan, herhangi bir hukuki probleme de yol açmayacak bir histir.
isteyen herkes akp'den nefret edebilir.
edit : bu başlığın açılma sebebi polemik yaratmak değil, daha önce aynı başlığın bir başka kullanıcı tarafından açılmış ve sonra bir şekilde silinmiş olmasıdır.
dünyada iki tür insan vardır; akp den nefret edenler ve akp den nefret etmeyenler.
nefret edenler grubu her ne kadar çoğunlukmuş gibi görünseler de her nasıl oluyorsa anketlerde seçimlerde hep bu nefret edilenlerin oyları fazla çıkıyor.
demekki neymiş, nefret eden isterse 5 buçuk milyar adam olsun. iki kişinin sevmesi yetiyor;
1 aydın doğan
2 george bush
Gümrükler uyuşturucudan silaha, et, şekerden, sigaraya, akaryakıta, yol geçen hanı haline geldi. Kaçak akaryakıtın 20 milyar doları bulduğu hesaplanıyor. Ülkeye yılda 1 milyon ton kaçak şeker giriyor.
- Özelleştirme adı altında Petkim dahil tüm "Stratejik" sektörler yabancılara satıldı.
- AKP iktidar olduğunda, giren ve çıkan döviz arasındaki aleyhimize fark, 1.5 milyar dolarken, bugün 31.5 milyar dolar.
- AKP iktidar olduğu zaman, ithalat-ihracat açığımız 15 milyar dolarken, bugün 53 milyar dolar.
- AKP iktidar olduğunda ülkenin toplam borcu 222 milyar dolarken, bugün 400 milyar dolar.
- AKP iktidar olduğunda her çocuk 3187 dolar borçla doğuyordu. Bugün 5458 dolar borçluyuz adam başı, doğduğumuz gün.
- AKP iktidar olduğunda, ailelerin bankalara borcu 4.3 milyar lirayken, bugün 24.4 milyar.
- Kredi kartları borçları, 2002'de 4.3 milyar lirayken, bugün 21.2 milyar.
- AKP iktidar olduğunda bankacılık sektörümüzde yabancı eli, yüzde 3. Bugün yüzde 42.
- 2002'den bugüne, karşılıksız çekler yüzde 102, protesto edilen çekler, yüzde 204 arttı.
- AKP iktidar olduğunda 8 milyon vergi yükümlüsü varken, artan nüfusa rağmen, bu sayı 7.5milyona indi. Sebep işsizlikteki artış ve iş yerlerinin kapanması..
bu kadar şeyi yapmış bi partiden başka napılır ki
partinin genel başkanının -ki aynı zamanda başbakandır kendileri- "ananı da al git" demesi, bu partiden nefret edilmesi için yeterli bir sebeptir. bir başbakanın ağzına bu laflar yakışır mı merak etmekteyim...
Akp den nefret ederken güdüsel bir duyguyla hareket etmenin sonucunda partinin daha çok güçlendirildiğini farkına vardım, akpliler nefret adlı bir duygudan haberleri yokmuş , sevgi ve anlayışdan yapılmışlar gibi dolanırken ortalıkta nefret edenler ateş saçan gözlerle öfkelerini kusuyorlar hatta sinirden saçmalıyorlar ve bu saçmalamalar ısıtıp ısıtıp önlarine sunuluyor herkesi seven akpliler tarafından. ben yavaştan alıştırmaya çalışıyorum kendimi ne de olsa çevremdeki her iki insandan birisi akpli. Uzaydan düştüm sanırım ben. ya nefret edilmeyecek neleri var onu da soyleseler sevenler de sevmeye çalışsak biz de..
bu zamana kadar ak parti hakkında onlarca söz söyledik yazdık çizdik, hatta şahsım defalarca caylak oldum, uzunca bir süre hem benim yazıklarımı okuyanlardan, hem de arkadaşlarımdan ayrı kaldım, bu yazım da siyaset ile ilgili son yazım olsun, ak parti polemiği benim için burada bitsin.
evet, aylarca yazdık çizdik, yok, ak partinin yolsuzlukları, yok, ak partinin kadrolaşması, aslında bir şeyi ve en önemli olanını unuttuk, bu zamana kadar yazılan cizililen bazı şeyler delille ispatlamadığı için hep havada kaldı ama asgari ücret hakkında hiç birimiz bir şey yazmadık, ben ak partiye olan sempatimden dolayı belki eleştirmek istemedim ama muhalif arkadaşlarımın aklı öyle olmadık işlerin peşindeydi ki bu konuyu en önemli konuyu es geçti, evet asgari ücret.
dört bucuk yıllık ak parti iktidarının başaramadığı, dört bucuk yıl da sadece 115 ytl yükseltiği ve ak partiden nefret etmeme en büyük sebeb.
ülkenin kurucusunu reddedip, kendilerini ülkenin kurucusu gibi görüp, aslen küresel sermayenin desteği sayesinde bu yollara gelen ve iki kare çim ekerek insanların oy alacak kadar gönlünü kazanıp biz çalıştık diyebilen ve bunu çalışma olarak algılayabilen, ayrılıkları ülkedeki bölünmeleri desteklemek adına, ülkede birlik beraberliği destekleyen insaları değil, birlik ve beraberliğin karşısında olan insanlarla sıcak temaslarda bulunup bunun adına dialog diyen, gündemi sürekli değiştirip bütün insanları da kendisiyle aynı düşünmeye zorlayan, insanları özgür medyadan uzaklaştıran, insanları vatandaş olarak değil, sırf oy uğruna görüşü öyle olmamasına rağmen mürit gibi gören, paraya herşeylerini* satabilecek zihniyette olup, akp ismini niteliğini değiştirecekmiş gibisinden ak parti diye empoze ettiren, şehitlere kelle diyen başkanında övgü ile bahsedip, öcalan'a sayın demesinden rahatsız olmayan, insanlar arasına nifak sokarcasına "dindar cumhurbaşkanı" söylemi ile insanları aptal yerine koyabildiklerinden, özellikle de bu kadar çarpık çelişik bir düşünceye sahip olup mecliste ekseriyete sahip olmalarından gelen burun havalığından nefret etmekle birebir dillendirilebilecek duygu.
trafikte arabasını arabamın önüne kıran adamdan, kırmızı ışıkta geçip ne var diyen hödükten, çöpümü almayan kapıcımdan, bana randevu vermeyen asistan hocamdan, 14 şubat'ta hediye bekleyen sevgilimden, eve gelirken içki getirmeyen arkadaşımdan, beni hiçbir zaman takdir etmeyen babamdan, babamın parasını yemeye çalışan halamdan, kendini bir bok sanan ukala bankacılardan, her gittiğim mağazada o mağazanın kartını almam için bana yaltaklanan satış elemanlarından, turkcell de çalışan müşteri temsilcisinden sonra evet olabilir, neden olmasın dediğim eylemdir.
körü körüne bir nefrettir. bu nefretin akpnin çalışmasına nasıl engel olduğu ve ülkemize neler kaybettirdiği** ortada olmasına rağmen insanlar inatla yollarına taş koymaya çalışmaktadır. üstelik ne yazık ki doğru düzgün bir alternatiflerinin olmaması bu nefreti iyice anlamsız hale getirmektedir. *
akp'deki cemaat zihniyetinin ülkeyi kanser hücreleri gibi sarmasıdır.
hırsız akp'li ise: bizdendir, helal olsun, daha çok çalsındır!
sübyancı cemaat üyesi ise: kız çocuğu ''o yolun yolcusu''dur.
''vatana sahip çıkmaktır'' şeklinde yazdığım entryi çaylak olduğum için uzatmam gerektiğinden dolayı, ''vatana ihanet edenlerin karşısında durmaktır'' şeklinde de söylenebildiği ruh halidir.