Türkiye cumhuriyet'i toprakları dışında itibar edilmeyen, güvenilmez, gülünç konuma düşen bir haldedir. iç politikada bir çok şey unutulur ve halledilir ama dış politika asla böyle değildir.
ermenistan
önce karabağ bizim kırmızı hattımız, karabağ meselesi çözülmeden sınırları açmayız dediler. sonra bursa'da azerbaycan bayraklarını çöpe atıp, türk kasabı sarkisyan'ı başlarının üstünde taşıdılar. sonra ne oldu? azerbaycan doğal gaz fiyatlarını arttırma tehdidinde bulununca geri adım attılar. (çuvalladı)
ırak
önce türkmenler bizim kırmızı hattımız, kerkük meselesi ve türkmenlerin vatandaşlık hakları sorunu çözülmeden ne ırakla ne barzani yönetimiyle uzlaşamayız dediler. tayyip erdoğan bizzat kendi ağzıyla ben bir aşiret reisiyle görüşemem dedi. sonra akp kongresine barzani'yi çağırıp, "türkiye sizinle gurur duyuyor" diye slogan attılar. diyarbakır mitinginde başka bir ülkenin kukla yönetiminin liderini konuşturdular. (çuvalladı)
kıbrıs
ecevit'in ve erbakan'ın girişimleriyle bağımsız olan kktc'yi ab'nin baskılarıyla referandumla birlikte rumlarla birleşmeye zorladılar. bizzat tayyip erdoğan'da "yes be annem" şiarıyla desteklediği referandumda her ne kadar kktc halkı %70 oy oranıyla birleşme kararı alsada aynı oranda rum kesimi hayır verince birleşilemedi. şimdi de utanmadan yavru vatan, su boru hattı vs diye ajitasyon yapıyorlar. (çuvalladı)
suriye
suriye hapisanelerinde yüzbinlerce muhalifin yattığını, işkence gördüğünü hatta vaktinde baba esad'ın humus'ta 30.000 muhalifi bir gecede öldürdüğünü bile bile başbakan Beşar Esad ile tatip yapıp samimi dostluklar kurdu. ülkede iç savaş çıkınca da hemen dahil oldular ve önce öso'yu silahlandırdılar. radikal örgütler öso'dan ayrılınca esad'ı yıkabilecek tek güç olarak gördükleri el-kaide, el-nusta, ışid gibi terörist gruplara daha fazla silah yardımı yaptılar. öso'lular hayatında belki ilk kez eli silah tutan insanlar oldukları için onlara güvenmediler, onun yerine bosna'da, çeçenistan'da, afganistan'da, pakistan'da, ırak'ta savaşlara katılmış deneyimli teröristlere güvendiler. bu arada emevi camii'nde cuma namazı kılma iddiasına girdiler, fakat 2 yıl sonra esad onlarla tüm dünyanın gözü önünde dalga geçti. türkmenlere silah verdiklerini iddia ettiler ama peşmergeyi, ypg'nin yanına kobani'ye göndermekten de geri adım atmadılar. ypg fırat'ı geçmeyecek dediler, neredeyse bütün suriye sınırını ypg'ye emanet ettik. (çuvalladı)
israil
mavi marmara baskını sonrası israil'e "gemiyi ben gönderdim" dedi, bu yıl ihh'ya "ben mi gidin yardım yapın dedim" dedi. baskında ölen insanların onuruyla oynandı. kendilerine "israille anlaşma yapın" diyen muhalefet liderlerini "ajanlıkla" suçladılar ve lakin gün itibariyle israille anlaşma sağladılar. onurlu yalnızlık politikaları duvara tosladı. (çuvalladı)
mısır
halkın %70'inin boykot ettiği mısır seçimlerinden birinci çıkan ihvan'ı, ölen karınızla 6 saat içinde seks yapabilirsiniz diyen ruh hastalarını demokrasi kahramanı ilan ettiler. onlara darbe yapan diğer unsurlara ise, fiili durum eski haline gelmeden hiç birşey eskisi gibi olmayacak dediler. bugün ise sisi'yle dolaylı yollardan görüşüp, "akdeniz'e kıyısı olan bütün ülkelerle dostane ilişkiler kuracağız" diyorlar. (çuvalladı)
ülke içinde olan olaylarda yabancı devletleri suçlaması ile bir anlık gerilime neden olan politkadır. çoğu suçlamalarda asılı kalmıştır. çoğu zamanda direk isim vermek yerine biz biliyoruz kimler olduğunu tarzı hödükçe açıklamalarla doludur.
bugün gördüm ki bir ayağı çukurda diye tabir edilen suriye devlet temsilcisi bm toplantısında çatır çatır komşumuz türkiye topraklarında terörist yetiştiriyor diyebiliyor.
cevaben ne alıyor davutoğlun'dan. topraklarımızda 10 yüz milyon suriyeli çocuk doğdu bla bla.
lan yetiştiriyor musun yetiştirmiyor musun, bırak sömürüyü atv haber mi habertürk stüdyoları mı orası.
-konsolos ve konsolosluk çalışanları halen rehin (gazetelerde bu haber yok - sansür)
-kuzey ırak'ta türkmenler, ışid denilen örgüt tarafından katlediliyor. (en az 60 kişi)
-binlerce türkmen ışid korkusu yüzünden göç ediyor. (çoğu kürtlere sığınmış durumda)
-türkiye, amerika'dan yardım istiyor; amerika "ışid, ırak'ın içişidir" diyor.
-mısır'da darbeci general cumhurbaşkanı oluyor, türkiye'nin pozisyonu halen belirsiz.
-iran cumhurbaşkanı; türkiye'de, tayyip'in yanında beşar esed'i övüyor; rte'nin sesi çıkmıyor.
özet olarak, gerek suriye ile ilgili, gerek mısır'la ilgili, gerekse iran ve amerika konusunda tayyip'in söylediği boyundan büyük lafları tayyip'e birer birer yediriyorlar. türkiye'nin dış politikası tam bir keşmekeş içinde. itibarımız sıfır, ne yumuşak ne de sert gücümüz kaldı. 6000 kişilik ışid denilen örgüt bile bizi sikine takmıyor. esed desen kahkahayla gülüyordur. durum çok vahim çok...
abd kuyruğunda ulusal çıkarlardan sürekli taviz vermeye dayanan, amatörlerin elinde günlük duruma göre değişen politikadır. monşer diye alay ettiğiniz diplomatların tırnağı bile olamayacak küstah cahillerin elinde türk dış politikası diye bir şey yoktur. ya da, esen yellere göre eğilmek, aşağılanmak ve sürekli gerilemek türk dış politikası olmuştur.
en acısı da, bu felaketi cahil kitlelere başarı diye yutturmaktır.
hep ver, tam ver olarak özetlenebilir. özellikle ırak'ın kuzeyi, ermenistan derken şimdi krizdeki yunanistan'a karşı adamların düştüğü zor durumdan faydalanmak yerine onlara yardımcı olmak. bu başka türlü özetlenemez.