- telekomun beleşe ermeni asıllı hariri ailesine satılması.
- unakıtan gibi devlet adamlarımızın ortaya çıkması.
- devleti yönetenlerin ananı da al git gibi söylemlerde bulunması.
- sağlık reformu adı altında, sağlık sektörünün içine edilmesi.
- dinin geniş kitlelerce benimsenmesinin sağlanması ve insanlarımız arasındaki çatışmaların son bulması (!).
- işsizliğin 0 olması (!).
- dış borçların azaltılması, hatta japonya ya dış borç verilmesi (!).
Ne söylersek söyleyelim sadece ironiden ibaret şeylerdir.* Cumhuriyet dönemi siyasi tarihi halk iradesi geyiğine dayalı bir ilahi komedyadır.
(bkz: Karakomedi)
akp dönemi en iyi (!) şekilde kotarılmış şeylerdir. mesela;
siyasetin en kara ve en vahim halini sunmak. din ile siyaseti muazzam bir şekilde biraraya getirip yine muazzam bir şekilde sömürüye gitmek.
devamında ise çok daha mühim bir konuyu "en iyi" şekilde kotardılar;
namus.
oy neydi ?
oy, namustu. siyasiler kendi rantlarının peşlerinde koşarken yine olan halka oldu. noldu ? millet fakr-u zaruret içinde eridi gitti. öyle ki "oyum namusumdur" diyemedi bu güruh.
biraz kömüre, biraz pirince gitti bu duruş...
kendine olan saygı ya da vs...
a bir de; anamızı da alıp gitmemiz söylendi, ona hiç değinmiyorum bile.
bunlar işte, en iyi yaptıkları tam olarak bu.
akp dönemi boyunca alttan aldığım bütün dersleri verdim, gayet iyi birşey bence fakat gıda sektörünün geldiği durum nedeniyle nasıl bir maaşa çalışıcağımı düşünmek istemiyorum şu an. kendilerine teşekkürlerimi iletiyorum.
akp döneminde yapılmış kötü şeyler olmadığından, böyle bir kategori yoktur. yapılan şeyler bizim insanımıza iyi gibi gelmiyor ne yazık ki, ahh şu at gözlüklerini çıkarta bilsek.. gelmiş geçmiş en iyi iktidar partidir, nihayetin de beraber yürüdük biz bu yollarda..
çiftçiye haddini bilmesi gerektiği öğretilmiştir.
bazı milletvekili, bakan veya başbakanların oğullarının yan gelip yattığını kanıtlamıştır.
karpuz kabuğundan gemicikler yapılmıştır.
3 ve daha fazla çocuk için halk teşvik edilmiştir.
telekom gibi bir marka çok çok çok çok yüksek meblağlara alıcı bulmuştur.
kadrolaşma neredeyse sıfıra indirilmiştir.
sırf "biz yaptık" demek için yapılan şeylerle savunulamayacak olan eylemlerdir. mesela birileri demiş ki bedava kitaplar dağıtılıyor, bir kere elinize alıp baktınız mı o iğrenç ingilizce kitaplarına? böyle bedava dağıtılacaksa hiç dağıtılmasın daha iyi, en azından insanlar kaliteli kitaplarla çalışsınlar. kendi alanım olduğu için bunu herkesle tartışabilirim ve diğer kitapların da pek farklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası..
hastaneler süper diyenleri ise günde 2 kez şişli etfal'e davet ediyorum, hergün oradan geçiyorum. ne halde olduğunu da çok iyi biliyorum. muhteşem hizmetiyle parmağı kırılan arkadaşımın komple kolunu alçıya almışlardır. yani öyle "vaoov hastaneler süper, hepsi özel hastane oldu!" gibi bir durum yoktur, aynı tas aynı hamam devamdır. ayrıca bu hastaneleri birleştirirken sosyal güvenlik haklarının bir çoğunu tırpanlamışlardır ve bir b.ka yaramamıştır bu iyileştirme.
yaptıkları en iyi şey içinse: (bkz: sigara yasağı)
ancak nedense içimden kötü bir ses bunun sadece olası bir alkol yasağına karşı insanları alıştırma evresi olduğunu söylüyor, hani türkiye'yi adım adım, yavaş yavaş muhafazakarlaştırdıkları gibi bunda da bir esnaf kurnazlığı sezmiyor değilim.
yani akp'ye hiç mi hiç güvenmiyorum. iyi bir şey yaptılarsa bile mutlaka menfaatleri vardır, ya da göstermeliktir. benim bunları söylememse benim suçum değildir, bilin bakalım beni inandıramayan kimlerin suçudur?
büyük bir çoğunluğu doğan medyasının gazına gelen bazı insanların ne kadar karamsar, bazılarının ne kadar kötü niyetli, bazılarının da ne kadar sığ olduklarını anlamamızı sağlamıştır akp dönemi.
chp'nin ve bürokratik elitin millete gerçek bakış açılarının bu grubun dışında kalan herkes, hatta görme özürlüler tarafından ble tüm çıplaklığıyla gözlemlenebilir olması.