2002 seçimlerinde meclise 3. bir parti girmiş olsaydı oluşacak koalisyondu. ancak 2007 seçimlerinde böyle bir tablonun ortaya çıkması mümkün gözükmemektedir. 2007'de akp yine 1. parti çıkar ancak tek başına iktidar olamaz, chp %4-5 gibi akp'den daha az oy alarak 2. parti olur. dyp ve mhp hemen hemen aynı oranda oy alıp meclise giren 3. ve 4. parti olurlar. anap bir sıçrama yapmazsa meclis dışında kalır. akp'yle, dyp haricindeki hiçbir parti koalisyona gitmez. dyp de akp ile koalisyona gitmezse akp hükümeti kuramaz ve hükümeti kurma görevi chp'ye verilir, chp de diğer iki parti ile birlikte veya biriyle birlikte hükümet kurar ve akp mecliste ana muhalefet partisi olarak kalır. sağ ve sol ideolojinin aynı çatıda olduğu bir koalisyon ne gibi bir istikrar sağlar o da ayrı bir muamma...
en olası görünen senaryo akp-dyp koalisyonu ancak, o da olmazsa akp, ana muhalefet partisi olarak mecliste yerini alır....
birinin ak demesiyle, diğerinin hemen kara cevabını yapıştırması münasebetiyle, memleketin takriben bi elli yıl kadar daha geri gitmesiyle sonuçlanacak, kaos dönemi hükümeti...
olmayacak koalisyondur. chp'ye atılan oyların pek çoğu, akp'ye tepki oyu olacağından * chp böyle bir risk alamaz. seçimden çıkacak en güçlü sonuç; akp-dyp koalisyonudur. 2. güçlü ihtimal de diğer partilerin koalisyona gitmesi ve akp'nin ana muhalefet partisi olarak hükümet dışı kalmasıdır.
bush-bin ladin koalisyonunun gerçek olmasıyla aynı şansa sahip koalisyondur. iki parti arasında çok temel ayrılıklar hatta yarıklar varken böyle bir koalisyon olabileceğini düşünmek üstün bir hayalgücü gerektirir.
(bkz: laiklik)
akp ve chp zaten gizli bir koalisyondadır. modern değerlerden uzaklaşmakla korkutulan halk chp ye, inançları nedeniyle 2. sınıf insan muamelesi görmekten korkan halk ta akp de toplanmaktadır. koalisyon yaparlarsa bunu açığa dökmüş olurlar o kadar. ayrıca bush ve ladin gibi aynı gövdeden çıkan iki eldir bunlar.
siyaseti objektif olarak ciddi ciddi takip eden ve siyaset biliminden biraz anlayan kişilerin gerçekleşme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu görebilecekleri, fakat savunulan politikanın uygulanabilmesinin de iktidar olmaktan geçtiğini unutmamak kaydıyla, gerçekleşmesi durumunda da "şerefsizlik ya da döneklik" olarak alandırılmaması gereken durum. neticede her şey stratejidir beyler.
olasılıkların sınır noktalarında dolaşıldığı , başta abd ve akp nin arkasında varsayılan diğer güçlerin (medya , fg...) desteğini çekmesiyle oluşabilecek , bir nevi kıyamet habercisi sayılabilecek ve büyük ihtimal hüsranla sonuçlanacak egzantrik olay...
olası koalisyonun olası bitiş sahnesi
başbakan rte : deniz'cim . nasısın ?
dışişleri bakanı ve başbakan yard. db : bilmiyorum . koalisyonun ilk günlerindeki heyecan kalmadı . bana eskisi gibi davranmıyomuşun gibi gelio .
rte : ayrılmak mı istiyosun .
db : ya onu demek istemiyorum . ya bilmiyorum . bi iki bakanlık daha versen . nası olur tayyip'çiğim .
rte : topla pılını pırtını ,ananı al da git .
db : annenin evine git demek istedin heralde .
rte : kusura bakma . alışkanlık oldu .
db : sonra ne olcak peki ?
rte : ya erken seçim , ya azınlık hükümeti .
db : bi daha mı denesek ?
rte : ...........
"laisez faire, laisez passer" "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" olarak özetlenen klasik liberal felsefenin "bırakmayınız yapsınlar, bırakmayınız geçsinler"e dönüşeceği karşılığında da e-muhtıra'dan fazlasını getirebilecek durumdur.