3 5 tane zengin piçin sözüyle iktidar belirlenmiyor artık bu ülkede .
koç holding belirlemiyor lan bu ülkede iktidarı ben belirliyorum benim gibi milletim belirliyor yiyosa hadi geçin başada göreyim bi .
noldu normal yollardan başa geçemiyosunuz hayırdır ? tabi o yolların hepsini kapattık artık alayınız bir papuça doluştunuz atatürkünüzde size uşaklık etmez oldu nolcak şimdi ?
israille dost olun şimdi belki o size darbe yolu açar geri zekalılar .
sandık var lan sandık bak o sandıklar size daha neler yapacak rezil yafşaklar sizi . hak ettiniz bunları kimsenin yaptığı yanına kalmayacak fitil fitil ödeyecek bedelini .
gezi parkındaki yaşananlara herkes şahit ol ne nok olduğunuzu şaak diye ortaya koydunuz teroristlerden bölücülerden komunistlerden daha beter çıktınız allah belanızı versin lan sizin .
size türk diyenin ben türklüğüne tüküreyim . türklermiş hangi osmanlı padişahını tanıyosunuz ki türküm diosunuz yafşaklar . alayınız inkardasınız alayınız .
oruç ağız beni günaha sokuyosunuz allah belanızı versin lan sizin .
Kimse AKPnin, IMF dâhil 130 milyar dolarla devraldığı dış borcu, 2013 Nisan itibarı ile 340 milyar dolara çıkardığından bahsetmeyecek.
Gazetelerin hiçbir yerinde, 60 milyar dolar tahvil ve bonoda, 15 milyar dolar mevduatta, 75 milyar dolar hisse senetlerine yatan sıcak paranın bizim dış yükümlülüklerimiz olduğunu, yaklaşık 150 milyar doların her an kanatlanıp gidebileceğini okuyamayacaksınız.
Özelleştirmelerden, lisans devirlerinden, vergi aflarından, zamlardan, ihalelerden, arsa satışlarından gelen milyarlarca doların nereye harcandığını kimse söylemeyecek.
Başbakanın yıllardan beri tekerlediği ne? IMFye borçları sıfırlıyoruz Diğer iktidarlar borçlandı, biz ödedik. Dahası IMFye borç verir hale geldik.
IMF soruyor; Acil paraya ihtiyaç duyarsam, üyelerimin bana ne kadar para verme yeteneği olur? Biz de o gün müsait olursak, 5 milyar dolar arka çıkabiliriz demişiz. Diğer 36 ülke gibi
Kıbrıs ikiye ayrıldı. Kuzey Kıbrıs, Batık Kıbrıs Borçlarını ödeyemeyen Batık Kıbrıs bile 600 milyon dolar ödemeyi taahhüt etmiş. Bu durumda IMFye borç vermek henüz söz konusu olmadığı gibi iş de değil
Kısaca yaşlı, genç herkes IMFyi bilir. IMFye borcu bitirmek, Türkiyenin borçsuz olduğu algısını getirecektir. Ucuz bir yol ama ne yalan söyleyeyim, oldukça etkili.
elbette taraflıdır. elbette makul görülmeyendir. yalnız zannediyorum ki esas mesele bizim toplum olarak tartışma adabına pek aşina olmamamızdır. "imfye borç sıfırlanmış" diyen adama ben de itiraz ederim. neden ederim? çünkü adam kaldırıyor, "imfden borç alıyoduk, inim inim inliyorduk. şimdi onlara borç verir hale geldik. bunu bile görmüyor bazı körler" diyor. o zaman da diyorum ki amca,dayı, abi, kardeş her neysen. yahu imfye borcu kapattılar, Allah razı olsun. ama dış borcumuz da katlanarak büyüdü. kimse imfye olan borcumuzun bitmesinden rahatsız değil. ama bunu söyleyen adam, göz göre göre yalan söylüyordur. çünkü sırf hasana olan 30 bin lira borcunu ödeyerek fazladan 200 bin lira borca giren adam mesela, "hasana olan borcumu ödedim. daha ne yapayım? size de yaranılmıyor canım." dese bu adam sahtekarlık yapmış olmaz mı? olur. işte mesele burada. ben bunu söylediğim vakit, karşı taraf "size de hakkaten yaranılmıyor" diyorsa o adam tartışma adabını bilmiyor demektir. çünkü ben senin bir argümanını çürütmüşüm. sen de buna karşılık de ki mesela "türkiyenin dış borcu gsmh'na göre çok da fazla artmadı." veya de ki "olsun, imfye borçlu olmaktansa başka yerlere borçlu olmak daha iyidir. imf borç verdiği zaman ekonomik faaliyetlerine de karışıyor çünkü" vs. yani bir şey söyle de benim argümanımı çürüt. yoksa kuru kuruya başbakandan duyduklarını bana satmaya kalkışırsan elbetteki o tartışma tıkanır. daha doğrusu sen tıkanırsın.
sağlık alanında bu hükümet döneminde yapılanlar mesela, gerçekten takdire şayan. ama ben akplilerle konuştuğum vakit bunları söylemek pek çoğunun aklına bile gelmiyor. neden? çünkü adam sadece başbakanın söylediklerini biliyor. onun haricinde pek bir bilgisi yok. başbakan "biz şu kadar hastane açtık, şöyle yaptık, böyle ettik" deyinceye kadar hiç bir akpliden kolay kolay bunları duyamazsınız. o zaman ben de ister istemez diyorum ki başbakanın söylediklerini tekrar etmek dışında bir vasfınız yok mu ki sizin? dikkat edin, ne zaman bir kaç istatistiğe, verilere dayanan bir şeyler yazılsa çizilse, başbakanı savunan vatandaşlar hemen orayı terk ediyor. veya olmadı, ekmek kuyruklarından, tüp kuyruklarından bahsediyorlar. hatta bazıları "madem bu hükümeti sevmiyorsunuz, o zaman onun yaptığı trene binmeyin" falan şeklinde çocukça laflar ediyorlar. böyle tartışma mı olur? ondan sonra da bir kemalist çıkıyor diyor ki "siz de atatürkün kurduğu ülkede kalmayın, defolun gidin." anaokulu terk.
dediğim gibi. asıl mesele tartışma adabını bilememek. tartışma adabını gerçekten bilen insanlarla tartışma, sohbet etme imkanı bulduğunuz vakit dünyaya farklı gözlerle bakmayı öğreniyorsunuz. sosyal medyada bu tarz akplilere çok sık rastlayamıyorum ne yalan söyleyeyim. ama günlük hayatta hiç de az değiller.
ama ister akpli olsun, ister başka partili, bu memlekette insanlarla belirli veriler üstünden tartışamıyorsunuz. sadece siyaset de değil üstelik. bilim de tartışamıyorsunuz. osmanlı hakkında konuşuyorsun mesela, bir tarafında halil inalcıkın, diğer tarafında ilber ortaylının, öteki tarafta von hammerın kitabı. akademik makale yazar gibi konuşuyorsun, anlatıyorsun. adam kaldırıyo "yalan hep onlar, boş şeyler onlar." diyor ve çekiliyor kenara. yahu kamil amca, bizim haberimiz olmadan bir kaç cilt yazdın da biz mi okumadık? ne ara bu kadar kaynağı çöpe atacak kadar alim oldun? veya söylediklerime dair neler biliyorsun da bunların hepsini külliyen yalan ilan ediyorsun? sen bu kafada olursan senin torunun da ateist adama kurandan deliller sunar pek tabii. burada mesele haklı ya da haksız olmak değil. tartışma adabını bilmemek. çünkü tartışma adabını bilmediğin vakit kendini haklı çıkarabilecek her türlü akıldan, fikirden ve söylemlerden de uzaklaşıveriyorsun.
o değil de uzun entri girme geleneğimi bir kez daha devam ettirdim ya. kendime ne desem az. şu sözlüğe sınav zamanlarında iki dakika stres atayım diye geliyorum, yılmaz özdilin bir senede yazdığı kadar yazı yazıp çıkıyorum anasını satayım. bak demek ki bende de kısa yazı yazma adabı yok.
sgk sistemi ağızla tutulan bir kuştur. ingiltereden kurul gelip bu sistemi incelemiş, siz bunu nasıl yaptınız demişlerdir. ama bir allah kulu çıkıp da övmedi bu sistemi.