Bir öğrencinin her çeşit kitap bulabileceği kadıköyde bir pasajdır. Eskiden metal sevenlerin uğrak yeriydi ama artık üniversite öğrencilerin toptan kitap aldığı bir mekandır. Kitaplarını satmak isteyenler için de güzel sahafların bulunduğu bir yerdir.
epey oldu gitmeyeli aslında görmek bile istemediğim yerdir ,akmar pasajının sanat ve edebiyat merkezi olduğu yıllar en son 90'ların başı.
Rıhtım girişinde bilim sanat evi ve kitapevi vardı. boğanın orada ki bir pasajdan taşınmıştı. kitapevine ek,resim galeisi.
bir kaç kitapçı,küçük resim galerileri ,çizim yapanlar,hatırladığım otantik takı ve duvar süsleri yapan bir dükkan. müzik ürünleri satan dükkan vardı plak-kaset .
alt sokakta meyhane ve restoranlar ,kadıköy çiçek pasajı iski tarafında da nezih kitapevi gibi kitapevleri sahaflar,bir iki mağaza banka.
ne zaman satanist tipli cinsler ve ders kitapları satanlar giysiciler bir anda girdi ,sokak iç çamaşırçıları tarafından işgal edildi.sonra askeriyeciler,outdoorcular,önce arkadaşım nevzat'ın bilim sanat evi kapandı ,sonra tek tek entelektüel kitleye hitap edenler olanlar gitti.
iski tarafına ev yemekleri ve türk kahvesi yapan dangalak yerleri açıldı,sahaflar acayip kitaplar satmaya başladı ve ...
kadiköy merkez bitti. bu rıhtıma bakan caddeye ve yeldeğirmen'ine de sirayet etti.
belediyede kekoların elinde olunca kars tayfası tam oldu.
geçen takılmadığım mekan olmayan , dallas dahil yeldeğirmeni'ne gittim.
en güzel mekan mehtap restorandı,kebap-rakı. aydoğdu lokantası. bir tek birahane kalmış tadı yok. yeldeğirmeni'nin üstleri entel dantel mal takımına kalmış.
akmar bozulunca hepsi bozuldu,oturup iki muhabbet yapamayacak tipler.
2012-2016 yılları arası kadıköy'de ana takılma mekânım olan, çoğunluğu kitapçı olan pasaj. buradaki kitapçılardan az kitap almadım, bazı dükkânların elemanlarıyla aram olağanüstü derecede iyi.
Zamanında uğur dündar ın yaptığı bir program neticesinde kasıtlı olmayan şekilde anasını sktiği, lakin halen basılı kaynak olarak istanbul daki en işlevsel 2-3 yerden biri.
ortaokul yıllarımda okulun istediği ingilizce kitapları çok pahalıydı. Annemle akmar'a gidip toplardık kitapları. akşam da birlikte oturur silerdik daha öncekilerin yazdıklarını.
Bir satanistten daha çok severdim akmar'ı. Hala da severim.
Sahaflara tek tek girip eski kitapları karıştırmak, birinden diğerine hediye edilen kitaplardaki zamanında çok kıymet verilen, sonrasındaysa gözden düşen notları başkasının günlüğünü karıştırıyor edasıyla okumak...
Kültür mekanı olması gerekirken kredi kartı vermeye çalışan stand görevlileri otogarlarda yolcu kapmaya çalışanlar gibi soru bankası satmaya çalışan kişilerle dolduğu mekan olmuştur.
buranın alt katındaki ikinci el kitapçılar beni çok çekiyor. nasıl bir kadın avmlerde saatlerce vakit geçirip sıkılmıyor, deneme kabinlerinden kasalara koşuşturuyorsa, beni de burdaki kitapçılar ve özellikle o kağıt kokusu cezbediyor. eski kitapların eski hikayelerin yaşanmışlıkların arasında kayboluyor insan, sanki bir antika dükkanı gibi.
ilk plağımı aldığım ergenken cepte parasız olarak turladigim şimdilerde ise yolum düşmese bile ayaklarının beni götürdüğü kutsal mabedim diyebileceğim mekan dilerim kentsel dönüşüm olayına maruz kalmaz.
Ortaokul ve lise dönemimin neredeyse tamamını geçirdiğim, zamanının bütün metal ve Rock müzik tutkunlarının buluşma noktası sayılan, zamanının en iyi zaman geçirme noktası. Bu pasajın içinde villa cafe vardı o zamanlar, devamlı gelen mekan gedıklılerının verdiği kasetleri çalar, içerdeki müşterilere müzik festivali yasatırdı. Tam karşısında bulunan uzun saçlı, uzun sakallı kaset satan amca, zamanla teknolojiye ayak uydurup cd satmayada başlamıştı. Herşey çok güzel dönen muhabbetlerın alayı müzik üzerine iken, çıkan satanist olayları sonucu bu güzelim pasaja giden içinden geçen herkez satanist ilan edilmişti. işte o zaman bazı şeyler değişmiş, artık akmar pasajı eski büyüsünü kaybetmişti.
90 sonlarında istanbul'un en güzel sahaflarını barındıran, tr'de başka hiç bir yerde bulamayacağınız cd,kaset,plakları bulabileceğiniz güzel mekandı. Evet, villa internet cafede uyuşturucu kullanan gençlerin çok takıldığı doğrudur,fakat satanizm filan külliyen yalandır. Sahaflar gitti, yerine okul kitapçıları geldi. Neyse ki ritmo çerçeve, takıntı ve hammer müzik gibi eskiden kalan bir kaç dükkan hala duruyor.