kavafis'in şehir şiirini** okuması gereken insandır.
Şehir
'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
bana benzer.
çünkü bile bile zincirler geçiremez kendine.etrafında olup biten her şeyi özgürlüğünü kısıtladığını bilirken başka duvarlar örmek istemez.
(bkz: önemli olan başlamaktı)
(bkz: önemli olan katılmaktı)
bunu sürekli dile getiren insandan daha gerçekçidir. fikrini kendine saklar çünkü. içten içe memnuniyetsizliklerine, hayalkırıklıklarına karşı son kozunu elinde tuttuğunu bilir. yaşanan günü sonuna kadar yaşar, ya hep ya hiçtir hayat onun için. tamamiyle elde edemediklerinin kırıntıları ile oyalanmaz. onu tatmin etmez bunlar. fakat kimseye de kendi için "elde var bir" garantisi vermez. her bitişin yeni bir başlangıç olduğunun farkındadır.
insanlarla kurduğu kalıcı ilişkiler değil demek ki onu tatmin eden. aynı şekilde yaşadığı yerde bir ömrü geçirecek huzuruda yakalayamıyordur. yolun heyecanını tatmıştır zamanında. o bu dünyadan gitmeden daha çok insanların hayatına girmesine izin verecek, hayatın onun önüne serilmesini beklemeyecektir.
gitse ne değişeceğini bilmediğinden gitme fikri aklının bi kenarında kalmaya mahkum olan insandır.
belki gitmeyi göze alamayacak kadar korkak,belki de kalmayı göze alacak kadar cesurdur,kim bilir...
Buralar artık yaşanacak yer değil, çekip gitmeli. Kimsenin seni tanımadığı, yepyeni başlangıçlar yapabileceğin, yepyeni bir hayat. Arada bir aklımdan geçer. Ne güzel olurdu. Hep aynı şeyleri yapmaktan bıktığında insan, monotonlaşan hayatına baktığında ,hele o hayat hiç de hayal etmediği gibiyse çok kullanır bu lafı. Sonra bu düşünce iyiden iyice aklına yatmaya başladığında ise, daha derin düşünmeye başlarsın. Diğer yanın hemen devreye girer. Mantıklı yanın. Ve kavga başlar...
Bir yanın gitmek ister, diğer yanın ne zaman bu kadar bencil oldun sen? der.
Yeni insanları hayatına sokmak fikri bir anda ne kadar cazip gelir sana.
Ama ya geride bıraktıkların. Ya özlem. Onların seni özledikleri kadar senin belki bin misli daha fazla özleyeceğin dostların.
Bir türlü diğer yanınla anlaşamazsın. Sen umutsuzca gitmek istemenin sebeplerini, özlemlerini söylersin, o kalman için nedenleri sıralar.
Peki ya sorumlulukların. Senden beklenenler. Sana ümit bağlamış insanlar. Hepsini yüz üstü bırakabilecekmisin.?(Ne çok konuşur.)
Bu böyle epey bir bir devam eder. Pes edersin sonunda. Yaşadığın hayatın olumlu yönlerini düşünür, zevk almaya bakarsın. Daha fazla gezmeye başlarsın, daha fazla eş dostla vakit geçirmeye. Uzun zamandır hayalini kurup yapamadığın tatili yaparsın en fazla. Elinde Ferrasini satan bilge kitabıyla.
Yani öyle aklının köşesinde olmakla olmuyor bu işler. Zor iş.
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Demiş Can bana.
Ne kadar güzel demiş..
köşeyi dönünce gider. tecrübeyle sabittir. köşe dönmek burada voliyi vurmak manasında değildir. * köşenin kırılma noktası, senin artık yeter deme eşiğindir.
herkesin, zaman zaman içinden geçen istektir. sorsan, herkes (sözde) gitmek ister neresi olduğu çokta önemli değildir. ''herşeyi, herkesi bırakıp gitmek''cezbedici gelir. tüm bunları kurarken unutur insan gittiği yere asıl sorun olan 'kendisini' götüreceğini... sıkıntılar bir anda gidiverecek hissiyatına kapılır, tabii ki yanılır tebdil-i mekanda ferahlık olsa da kişi kendi içinde ferah olamadığı sürece çekip gitmesininde bir manası olmayacaktır.
Gitmek hiçbirşeye çözüm değildir. Kalıp yüzleşmeli, başarmayı tadmalısın..
Ve seni ona bağlayan tellerden sadece biri bile sağlamsa devam etmeye değer...