akit gazetesi büyük bir gazetecilik başarısı! göstererek sivas olaylarında ölen 37 kişinin hepsinin yanmadığını ortaya çıkarmış. morg raporlarını ele geçiren gazete yetkilileri bu müjdeli! haberi hemen manşete taşımış! ölenler arasında vurulanlar ve dumandan zehirlenenler olduğu halde savcıya yalan rapor hazırlanıp hepsi yanarak öldü denilmiş!
vay anasını sayın seyirciler! işte habercilik diye buna derim ben! allah aşkına biri çıkıp madımak'takilerin kendi kendileri yaktıkları gerçeğini söylesin, söylesin de rahatlasın bu sivas'ın masum! sanıkları. zaten yıllarca boş yere yattılar. baksanıza adamlar yanmamış bile! kandırmışlar bizi yanarak öldük diye!
biz de keriz gibi yedik! o alev alev yanan otelin içinde yanarak ölmeleri mümkün mü hiç! savcıları göreve davet ediyorum!
not: şu mübarek günde bu başlığı atan gazetecenin ellerinin kırılmasını canı gönülden diliyorum yüce rabbimden.
dumandan zehirlendi denilen kişilerin vucutlarında mermi izleri bulunması, astsubay galip deniz in 2 Temmuz 1993'te Ankara GATA'dan çok gizli timin Sivas'a götürüldüğünü, aralarında sağlık görevlileri ve doktorların da bulunduğu bu ekibin otel içerisinde bulunan provokatörler tarafından öldürülen kişilerin vücudundaki mermi çekirdeklerini çıkardığı gerçeğini açıklayan bir gazetenin haklı manşetidir.
Akit Gazetesi'nin yapmış olduğu tespitdir. 19 yıl sonra Sivas katliamında kimsenin yanarak ölmediğini öne sürmüş ve Morgda çekilmiş fotoğrafları yayınlamıştır.
--spoiler--
19 yıl önce Sivas'ta Madımak Oteli'nde öldürülen vatandaşlarla ilgili Akit Gazetesinin yayınladığı fotoğraflar ve iddia ortalığı karıştırdı.
Sosyal medya bu fotoğrafları konuşurken ikiye bölündü. Akit'e bir yandan tepki yağarken bir yandan da destek geldi.
işte Akit'în o haberi..
Sivas olaylarıyla ilgili 19 yıldır gizli tutulan morg fotoğrafları ortaya çıktı.
2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 37 kişinin ölümüne, yüzlerce masum insanın hiçbir somut delile dayanmadan tutuklanıp zindanlarda çürütülmesine neden olan planlı provokasyon deşifre olmaya devam ediyor. Duyduğu vicdan azabıyla şok itiraflarda bulunan Astsubay Galip Deniz, 2 Temmuz 1993'te Ankara GATA'dan çok gizli timin Sivas'a götürüldüğünü, aralarında sağlık görevlileri ve doktorların da bulunduğu bu ekibin otel içerisinde bulunan provokatörler tarafından öldürülen kişilerin vücudundaki mermi çekirdeklerini çıkardığını belirtmişti. Sivas Numune Hastanesi Başhekimi'nin imzalamaya yanaşmadığı otopsi raporlarının da kendileri tarafından hazırlandığını vurgulayan Deniz, düzmece raporlarla provokatörlerin kollandığına değinmişti. Galip Deniz'in yıllar sonra gelen şok açıklamalarının doğruluğunu ortaya koyan çok özel fotoğraflar ortaya çıktı.
işte otel içerisinde işlenen cinayetlerin belgesi
Fotoğrafların 2 Temmuz gecesi hastane morgunda çekildiği belirtildi. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü ilk tahkikat kapsamında çekilen fotoğraflar, Galip Deniz'in yıllar sonra gelen itirafının belgesi niteliğinde. Sivas Emniyeti tarafından '28 nolu resim' ibaresiyle kodlanan ilk resimde, mermer otopsi masası üzerine konulmuş, gözleri yarım açık, kulağında küpe bulunan, esmer, orta boylu, 20'li yaşlarda genç bir kızın, üstü beyaz bir çarşafla örtülmüş halde yattığı görülüyor. Resme dikkatli bakıldığında genç kızın cesedinin bulunduğu masanın kenarlarında taşıma esnasında bulaşmış kanlı bir yüzey olduğu anlaşılırken, 27 numaralı resim ise "Yanarak öldü" raporunun nasıl bir kurmaca olduğunu izah ediyor.
genç kız tam kalbinden vurulmuş
27 numaralı resimde aynı genç kızın cesedinin mermer zemin üzerinde bulunduğu, cesedin beyaz tişörtlü olduğu, başka bir erkeğe ait cesedin ise aynı otopsi masasında bulunduğu görülüyor. Üzerinde çarşaf bulunmayan cesedin sol göğüs bölgesinde ateşli silahla açılmış delik açıkça görülüyor. Alınan bilgiye göre kalbin hemen üzerinde ateşli silahla açılan yaradan bir miktar kanın baş bölgesine doğru sızdığı, muhtemelen genç kızın otel içerisinde merdiven gibi bir yerden çıkarken karşı istikametten açılan ateşle vurulduğu, sırt üstü düşmesi sonucu yer çekiminin etkisiyle kanın yukarı doğru akıp resimdeki ok hizasını oluşturduğu vurgulanıyor.
cesetlerin hiç birinde yanık izi yok
19 numaralı resimde ise cesetlerin henüz morga taşınmadığı anlaşılıyor. Hastanenin girişi katında bulunan odalardan birinin toplama alanına dönüştürüldüğü ifade edilirken, yatakların birleştirilmesi sonucu oluşan geniş alana dizilen cesetlerden hiçbirinde birinci derece ve ikinci derece yanık olmadığı belirtiliyor. Resimlerde görülen 6 cesetten 5'i erkek, birisi kadın. Cesetlerin burun bölgelerinde içerideki dumanın solunması sonucu oluşmuş siyahlıklar ve hafif deri döküntüleri bulunuyor.
diğer 2 ceset duman zehirlenmesi
29 numaralı resminde 26 ve 27 numaralı resimler gibi zemin katta bulunan morgda çekildiği ifade edildi. Resimde aynı mermer otopsi masası üzerinde konulmuş, yarı gözleri açık bir kadın ve bir erkek bulunuyor. Dikkatli bakıldığını bu iki cesedin de diğer cesetler gibi burun bölgelerinde akıntı ve deri döküntüleri olduğu anlaşılıyor.
fotoğraflar sivas emniyetinde kaybedildi
Çekilen 100'den fazla fotoğraf ve ayrıca video kayıtlarının da bulunduğu belirtilirken, bu kayıtlarda kurşun yarası bulunan cesetlere ait görüntülerin soruşturma dosyasından çıkartıldığı ifade edildi. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri Ağır Ceza, Ankara 1 Nolu DGM ve Yargıtay'da bulunan dosyalarda otel içerisinde korkunç vahşeti ortaya koyan resimler bulunmuyor. Bu deliler, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'na hiç ulaşmadı. Görüntülerin Sivas Emniyet Müdürlüğü'nde tab edildikten sonra ortadan kaybedildiği ve bir kısmının müdahil avukatlarının arşivinde saklandığı iddia edildi.
--spoiler-- http://www.medyafaresi.co...kimse-yanarak-olmedi.html
ne yani zehirlenerek mi ölmüşler. bakya oteli yakanların boşu boşuna günahını almışız. tüh. bu haber balığın suda boğulması gibi bişeydir. çoğu aydın, sanatcı, gazeteci olan; katledilen insanların o otelde ne işi vardı. kundaklama değil bu. sıradan çıkmış bir yangın işte. orda galayana gelmiş halk başka bişeyi protesto ediyordu. saçma sapan bir haber asıl onlar cehennemlik. bunları hesabını nasıl verecekler şaşarım. bu dünyada sorulamasa bile ahirette sorulacaktır.
"oradaki 37 canı o gün orada tüm pisliğiyle toplanmış onbinlerce yobaz değil de, provokasyon için gelen gizli güçler(!) katletmiştir."
akit buna da ergenekon diyecek de açık açık dememiş. o sahneler dün gibi aklımızda, o köpek gibi salyalar saçarak binayı ateşe veren Allahsızlar, bunu seyredip de zevk çığlıkları atan şeytan yavruları, yurtdışına kaçırılan ve şerefsizce zamanaşımına uğrattırılan ciğersizler dün gibi aklımızda hala sımsıcak iken, akit diyor ki;
"...2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 37 kişinin ölümüne, yüzlerce masum insanın hiçbir somut delile dayanmadan tutuklanıp zindanlarda çürütülmesine neden olan planlı provokasyon..."
ya sizin allah belanızı versin! oradaki güruh çok demokratik bir şekilde protestosunu yapıyordu da herşey bilinmeyen güçlerin sıktığı mermilerle meydana geldi değil mi? sizin canı-ı gönülden diliyorum ki allah belanızı versin.
(Edit: o kadar aklı başında olmayan yazar var ki inanamıyorum. eksileyin. sizin eksiniz bize sevap yazar)
Sizlerin okuduğu gazetelerde Sivas olayının derin evlet tarafından yapıldığı ve aşırı dincilerin üstüne atıldığını yazmadığı için siz bu haberin gerisinde kalmışsınız. Boşuna okumayın, artık çok geç, bir şey anlamazsınız. Zaten okusanız da bir şey değişmiyor ya. Gazeteci ''özel ekip gidip, kurşunları çıkardı'' yazmış. Siz halâ nelerden bahsediyorsunuz!!? Derin devleti tanımadan bu olaylar hakkında yorum yapma cesaretini kendinizde görmeyin lütfen.
resimlerdeki kurşunlanmış adamları görmek de yetmiyor bazılarına. Yanmış olması gereken adamların neden ve nasıl kurşunladığını bari merak et be kardeşim. Hiç bir şey yapamazsan sonunda dersin ki bunları da kalabalıktaki yobazlar kurşunlamıştır.
ya arkadaş adamlar diyor ki yanarak öldüğü sanılan bazı adamlar kurşunlanarak ölmüş. Bizim mallar hala diyor ki dışarıda yobaz kalabalık delirmişti hiç mi suçları yok. Kardeşim ola ki dışarıdaki yobazlar vurmuştur da neden merak etmiyorsun bu adamların nasıl kurşunlandığını, neden GATA'dan özel ekip gittiğini, kurşunları çıkardığını?
Hırant Dink'i de ermeni gazetesine abone trabzonlu bir genç kızıp vurmuştu değil mi? Öyle öyle, istihbarat görevlisi Erhan Tuncel ağabeyi beraat etti, doğru bir anlık sinirine vermek lazım Ogün'ün.
sonuçta bu insanlar öldürülmedi mi? daha neyin derdindesiniz ister yakın ister boğun ister kurşuna dizin ister kesin bunu sizler yaptınız orda allah'ın adını o pis ağzınıza alarak allah'ın yarattığı kullarını öldürdünüz. yanarak ölmemişlermiş eee noldu şimdi yanarak ölmedikten sonra biz bu davayı iplemeyiz mi diyorsunuz ölmekten saymayız mı diyorsunuz? haticeye ne bakıyorsun sen netice önemli orda netice!
hiç mi akıl hiç mi vicdan hiç mi ahlak hiç mi allah korkusu yok sizlerde. nice insanların ahını aldınız kolay mı vebal vermek?
insanlığımdan utanıyorum sizin gibileri gördükçe...
Aşırı dincileri suçlayanlar bilmiyorlar herhalde, derin devletin daha önce neler organize ettiğini. Arapça pankartlarla, çarşaf vb. elbiselerle sokaklarda protestolar yapan gruplar ne zaman unutuldu! Demek istediğim bu planlanmış olayda oraya toplanan insanlar kimbilir nasıl toplandı, kaç para ve kaç gün eğitim aldılar! Allah belanızı versin hepinizin.
Adamı silahla değil bıçakla öldürdüm, bu yüzden suçsuzum demek gibi abuk subuk bir söylem. Artık savunmanın bu kadar ucuzu, düşünün! Arkasında derin devlet var ya da yok... Orada "ölüm" diye bağıranların zihniyeti ortadadır. O zihniyeti hangi yalanlarla geçiştirecekler?
ölen masumlar için bir şeyi değiştirmeyen ancak kimlerin nasıl öldürdüğünün çok şeyi değiştirebileceği, dolayısıyla irdelenmesi gereken konu.
spontane olarak oraya toplanan cahil ve yobaz grubun orayı ateşe vermesi vs. sakallı istihbaratçıların yönlendirdiği cahil ve yobaz grubun orayı ateşe vermesi.
Sen bunun arasındaki farkı anlayamıyorsan şöyle anlatayım. Her iki durumda ölen kurbandır, onlar için sonuç değişmez.
Birinci durumda, sırf yobazlar galeyana gelip yapmışsa, yakılanlar bir hasım olarak görülüp daha bir adam yerine konmuştur. Yobazlar ve yakmak istediği zındık, düşman olarak gördükleri hasımları gibi.
ikinci durumda, yani istihbarat tertiplerinde, bu insanlar maalesef insan yerine bile konmamıştır, kağıt üzerinde ismi çizilmiş koyunlardır. Hükümet düşürmeye kadan giden hedefleri olabildiği gibi aynı anda kamuoyunun davar kesimini de bir hükme yönlendirmeye çalışır.
Galeyana gelip adam yakan yobazı kimse savunmazken, ortada resimler, ifadeler varken (ki düzmece de olabilir), ulan yoksa da demeyeceksen kusura bakma kardeşim ama senin otelini de yine yakarlar, aydınını da yine vururlar. Davarı yakalamışlar bir kere.
canileri temize çıkarma gibi bir gayret içine düşen akit'cilerin bir sıçması. canımızın yandığı gün, insanların kül olduğu günden bahsediyoruz. yakın, yakın kafirlere ölüm diye bağıran islamfaşistlerini görmedik mi zannediyor akit? sağırmıyız? körmüyüz? haberi bile okumadım. akit gazetesi yazarları insan olduklarında akit gazetesinde yazmayacaklardır.