marksizm ve sosyalizm hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğumuzu gösteren başlıktır. siyasal eleştriden çok, çocuksu göndermeleri tercih etmeleri bunun en önemli kanıtıdır. kulakta güzel bir tını olan afyon kelimesini marksın neden tercih ettiğini, paris komününde 30 bin insanın katledilişini seyreden ve buna çanak tutan ve dahada kötüsü ülkelerini işgalcilere peşkeş çeken papazlara neden böyle bir gönderme yaptığını bilmezler. çünkü okumamışlardır. ikinci tuhaf önerme, bir doktrini zira devrimciler pek hoşnut olmaz doktrin sözcüğünden sorgulamadan kabul etmeye ne kadar hevesli olduklarına dairdir. ülkemizde bu güne kadar 80 nin üzerinde sol örgüt kurulmuş ve 20 civarında örtgüt hala siyaset sahnesinde varlıklarını devam ettiriyorlarsa, bu aptallıklarının değil, eleştriye sosyalizmden ve pratikte verilecek olan mücadeleden başladıklarının açık göstergesidir.
sadece meşhur olanların listesinin bile epeyce yer kaplayacağı komunistlerdir. ha bir de tabi bunun beynelmilel boyutu var. neyse ben yavaştan başlayayım siz devamını getirirsiniz yoldaşlar.*
karl marx
friedrich engels
klara zetkin
pyotr kropotkin
gyorgy lukacs
rosa luxembourg
sabahattin ali
can yücel
nazım hikmet... daha gider bu, yormayın beni.
duvarlara bile yazı yazmayı öğreten komunistir. ne kadar akıllı,kültürlü,bilgi ve ülkesinine bağlı olduklarını '' türk askerini sırtından vur,rus askerine selam dur'' sözünü duvarlara yazdıkları yazıyla kanıtlamışlardır.*
...ist olmaktansa yada ...izm peşinde koşup körükörüne kapılmaktansa yada en azından kendini bunların içine hapsetmektense okumakta okumakta okumakta, sonra şöyle bir düşünmekte, ardından da yine bir tutam paylaşıp buna uygun yaşamaya dikkat etmekte fayda vardır. marx ı okumak lazımdır, onu anlamak lazımdır, bugun bile gecerli olan kapitalizmin çöküş şeklini anlatışını dikkate almak lazımdır, 'din insanların afyonudur' derken sekülarizme yaptığı göndermeyi anlamak lazımdır, proleterya dediği zaman, dünyanın en büyük kalabalığını kastettiğini farketmek ve ürkmek lazımdır. komünistim diye körükörüne ortada gezmek yerine; okumanın, öğrenmenin, düşünmenin hakkını teslim etmek lazımdır.