Yer kabuğunun kırık çizgilerine düşen, uykunun taşıdığı başka alemlerden geri dönmek istemeyen bir çığlıklara dolandığımızda Ayağa kalkmaya çabaladıkça, en derin mağaraların sonsuz sayıda görünen karanlıklarına yuvarlanmaktır silmeye çalıştıklarımız... Say ki yaşamadın, sen saymasan da yaşadın.....
klasik ama gerçek olan bir realite olarak akılla duyguların hemfikir olmadığı durumlarda unutul(a)mayan şeylerdir, mantık bırakır içgüdüler bırakmaz ve bırakıncaya kadar kalmış olur..
bir de cevapsız sorular unutulmaz çünkü beyin cevap bulabilmek için kendini otomatik döngüye alır sorar da sorar.. kişi kontrolü ele almazsa sonu iyi olmayabilir.
bazen de bir şehirdir. siz o şehri ve o şehirde yaşananları aklınızdan çıkarmaya çalışırken ,hoop bir trafik kazası haberi, olmadı hava durumu bülteni size o şehri hatırlatır. bazen bir şehri unutmak bir insanı unutmaktan çok daha zordur.
Bilgisayarin insan beynine ne kadar da cok benzediginin bir kanitidir. Emininm bir coklari biliyordur ki bilgisayarda « silmek » diye bir olay yoktur. Bilgisayara « sil » komutunu verirsiniz o ise anlamaz, yani yapisi geregi « yeniden yazilabilir » formatina getirir diski.
Aynen yasadiklarimizi beyinden bir cirpida silemedigimiz gibi. Bu durumda cok cok, beynimize yeniden yazilabilir izni verebiliriz. Kendimizi tazeleriz ya da bulanima gireriz. Bunalima girersek, bilgisayar bir sure calismaz yani yeniden yazilabilir izni verilmis yerler oldugu gibi kalir. Herhangi bir recovery programi ile kolaylikla sildigimizi sandigimiz bilgilere ulasiriz. Bu da bizim hayatimizla karsilastirilirsa , bir sey yasamadigimiz icin olayi bize hatirlatan en kucuk bir nesneyi gorerek ya da olayi yasadigimiz yerden gecerek tekrar bunalima gireriz.
Ne zaman ki beynimize gercekten yeniden yazilabilir izni verebiliriz ; o zaman gercekten yasamaya baslariz. Ve yeniden yazilabilir izni verdigimiz yerler baska olaylarla dolmaya baslar. Boylece « unutma » diye tabir ettigimiz ama aslinda « olaylarin uzerine yeni olaylar yasama » sureci baslar.