iddaa kuponunda yazılan son maça kalınmıştır. dakika 80 küsür olmuştur ve yazdığınız takım 2-0 öndedir. her şey iyi güzel hoş gitmekte ve keneler size her geçen dakika yaklaşmaktadır. bu esnada salak bir düşünce bünyeyi sarmaya başlar; ulan ister misin bu takım 2 gol yesin maç berabere bitsin ve parayı almak yerine babayı alalım.. gibi normalde gerçek olmayacak bu düşünce ile son dakikalar geçirilmeye çalışılır. dakika 89 olmuştur. a aa o da ne maç bir anda 2-1 oluvermiştir. 90+ lar oynanmaya başlamış ve bu şaka gibi düşünce iyice bünyeye korku salmaya başlamıştır. derkeeeen kaçınılmaz son dakika golü ile maç 2-2 bitmiştir. *
(bkz: akla gelenin başa gelmesi)
bir gün çok uzak diyarlara gitmiştim deniz aşırı bi ülkeye. neyse evde otururken öle laptoptan karışık parçalar dinliyorum o sırada unchained melody yani ghost(hayalet) filminin müziği çalıyo. bende dalmışım tabi. o esnada demi moore la patrick swayze nin efsane sahnesi gözümde canlandı. hani patrick kapının arkasında bozuk parayı dokunarak sürüklüyo yukarı doğru. o sahne gözümün önüne geldi. neyse ulan dedim ne romantik bir sahne. bende o sırada evin kapısı dışında otomatla çalışan çamaşır makinelerine çamaşır atmak için sürekli çıkıp duruyorum kapıdan. makineler 50 cent ile çalışıyor. tabi bir çok kirlim var 4 makine var orda. bozuk paralarıda hazırlamışım kavanozda duruyo. o anda tam müziğe dalmış çamaşır götürürken o sahneyide gözümde canlandırırken rüzgarla evin kapısı bi çarptı, kapının çarpmasıyla kavanoz devrildi içindeki bozuk paralar kapının oraya döküldü. ben o anda dondum kaldım. ha dedim bide bozuk para kapıya tırmandımı tamam rabbim sana geliyorum. tabi o şok durumundan sıyrılıp müziği değiştirip bozuk paraları topladım.
insan beyninin gücü. çocukken yaşadığım bir olay ah bir lira bulsam dediğim anda sokakta bir lirayı bulmam. * gençlik yıllarımda yine elli liraya ihtiyacım vardı yolda tozların arasında bir şey parladığını gördüm eğildim aldım, altın bir yüzük kuyumcuya götürüp bozdurdum elli lira tuttu. yıllardır görmediğim bir arkadaşımı düşünürken kapının çalındığı ve biraz evvel düşündüğüm arkadaşımın samsundan benim adresimi bulup beni ziyarete geldiğini yaşamam. bu gibi olayları bir çok insanın yaşadığına şahit oldum. yaratıcının insanoğluna verdiği beyin gücünün göstergesi olarak yorumlanabilir.
özellikle okey oynarken sürekli başa gelebilecek durum. zarlar atılır tam okey olacak taşı göreceğiniz an birden içinizden turuncu beş geçer, taş çevrilir ve turuncu dört size göz kırpar. böyle durumlardan sonra insan hemen paylaşmak ister.
kışın
durakta otururken çok güzel bir kızın geçmesi...
şimdi tam zamanı diye beklerken, esen rüzgarın kızın pileli eteklerini uçuruvermesi...
enlemesine muz yemiş gibi sırıtmak... *
olan birşeydir efenim yolun kenarında oynayan bir sürü çocuk vardır, birine dikkat edersiniz bundan tam zıpır tipi var arabalar geçerken yola atlar dersiniz ve sonraki bir zamanda siz arabanızla ordan geçerken yine o çocuğu görürsünüz düşündükleriniz aklınıza gelir ve veled bu sefer yola atlar, çocuktur yapacak birşey yok.
kısa süreli bir panik havası ve "noluyoruz lan!" etkisi yaratan hadisedir. sık tekrarlanması halinde üstüne düşünülmesi gerekir. belli mi olur belkide ilahi bir işaretin hedefindedir kişi!!!
(bkz: akla gelenin başa gelmesi)
olay gerçekleştiğinde kişi içinden başka şeyler geçirebilmiş olmayı istese de, bir dahaki sefere der, kadere boyun eğilir.*
kişinin ben neo yum ulan diyerek cilginca maceralara atilmasina sebebiyet verecek olan ve bu suretle büyük ihtimal şapa oturtacak olan olaylar sinsilesinin kivilcimi olan olgu.