Sonuna kadar okunmasını rica ettiğim yazıdır. Hainliğin ispatıdır.
ÖCALANIN ORTAYA ATTIĞI AKiL ADAMLAR ÖNERiSiniN iŞBiRLiKÇi DAMAT FERiT DÖNEMiNDEKi ÖRNEĞi NEYDi?
ŞiMDi KiM KiMiN ROLÜNDE?
iŞTE O yazı.
Mondros Mütarekesi sonrası, Osmanlı Devleti topraklarını parçalamak isteyen Emperyalist Devletler, azınlıkları kışkırtarak Ermeni ve Kürtlere ABD Başkanı Wilson ilkelerine dayanarak bağımsızlık vermek istediler.
Bunun üzerine ayaklanan Türk Milletini yatıştırıp, bölünmeye razı etmek üzere görevlendirilen ve adına Heyet-i Nasiha denen heyetler kuruldu.
Bu günkü Akil Adamlar heyeti gibi, nasihat heyetleri!
-Heyet-i Nasihanın kuruluş talimatını Sadrazam Damat Ferit Paşa verdi.
(Fikir, Sait Molla tarafından ortaya atıldı)
-Damat Ferit Paşa, 5 Nisan 1919da, ingilizlerin istanbul Temsilcisi Webbi ziyaret ederek heyetlerin işlevleri hakkında bilgi verdi ve heyete ingiliz subayların da katılmasını istedi. Webb, ingiliz Subayların katılmasını istemedi.
-Heyet-i Nasiha, yedişer kişiden oluşacak ve iki heyete Şehzadeler başkanlık edecektir.
-Heyetlerde Ermeni ve Kürtler mutlaka bulunacaktır.
-Heyetler, Anadolunun çeşitli yörelerini gezecekler ve halka uzlaşma ve vatandaşlık hissi telkin edeceklerdir.
-Sadrazam Damat Ferite göre Heyet-i Nasihanın görevi daha ziyade manevidir.
-Heyetler, barışın ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağını anlatacaklardır.
Türk Basınının heyet ile ilgili değerlendirmeleri;
-iKDAM: Anasır-ı Muhtelife(çeşitli unsurlar) arasında ortaya çıkan nifakın ortadan kaldırılması.
-SABAH: Ahaliyi irşad ve tenvir.
-VAKiT: Memalik-i Osmaniyede yaşayan çeşitli unsurlar arasında uyum sağlamak.
Heyet-i Nasiha, Anadoluyu dolaştı.
Basın bu heyetlerin çalışmalarını coşkunlukla destekledi.
Fakat Türk Milli Mücadelesi bütün bu planları, ihaneti, gizli-açık anlaşmaları yırtıp attı. Bütün mücadelelerine rağmen, Türkiyeyi bölmek, Ermenistan ve Kürdistanı kurmak isteyen emperyalist güçler, yeni bir Türk Devletinin kurulmasına engel olamadılar
Aradan tam tamına 94 yıl geçti. Neredeyse bir asır. Emperyalist Devletlerin iştahları yeniden kabardı. Kendilerine göre bir yönetim buldular.
Türkiyeye, Türk Milletine rağmen Sözde Barış getirmeye kalktılar.
Gitti ingiliz planları, geldi Amerika BOP oyunları.
Gitti ingiliz Ajanı Sait Molla, geldi CIA Korumalı Hocaefendi!
Gelelim günümüze;
*Akil Adamlar kurulmasını Başbakan Erdoğan istedi. (Fikir, Hocaefendiden)
*Akil Adamlar Heyetleri yedişer kişiden oluşacak.
*Heyetlerde Kürtçü-Bölücü devlet düşmanları mutlaka olacak.
*Heyetler Anadolunun çeşitli yörelerini gezecekler, Türk Milletine Türklüklerini unutmalarını, milliyetçiliği nasıl ayaklar altına alacaklarını ve Öcalana Özgürlük-Kürdistana Statü sağlayacaklarını anlatacaklar.
*Eşbaşkan Erdoğana göre, heyetlerin görevi meşverettir yani manevidir.
*Heyetler barış sürecinin devamı için, susmak ve her şeyi kabullenmek gerektiğini anlatacaklar.
Türk Basınının Akil Adamlar ile ilgili görüşleri;
CNN Alçı-Ilıcak: Sürece her şeyimizle destek vermeliyiz. Erdoğan ve Öcalan büyük risk aldılar.
YANDAŞ MEDYA: Kürtçe Eğitim ve Öğretim olmalıdır. Atatürk-Atatürk Milliyetçiliği ve Ne Mutlu Türküm Diyene demek ilkeliktir.
Tarih Tekerrürden ibarettir denir.
Bugün başımıza gelen olayların hiçbiri yeni değildir. Ders almadığımız için, eskiden yaşananlar ısıtılıp-ısıtılıp tekrar yeni formatta önümüze getiriliyor.
Yüce dinimiz islamı kendi siyasi ve ticari emelleri için kullananlarla, Türkiyede huzur içinde yaşamaktansa, emperyalistlerin kölesi olmayı seçen Kürtçü-Bölücüler, yine bu sefer ki oyunun da kurucuları.
Yalnız unutulmaması gereken bir tarihi gerçek var;
Tarih tekerrürden ibaret ise, şimdi sıra yeniden Kurtuluş Savaşı'na geliyor.
akılsız türk milletini bilgilendirmeye çalışacak kişilermiş.başbakan olacak olan o ismi lazım olmayan kişi chp ye uzun süre yüklendi , aziz nesinin yüzde altmışını kastederek halka aptal diyorlar diye , asıl kendisi aptal yerine koyuyor. madem bir halt yedin sonucuna katlanacaksın oyun düşecek mi artacak mı orası belli olacaktı . ancak makarna vs den vazgeçtin cahil aptal halkı, yıllarca sempati beslediği kişilerle kandırmaya çalışıyorsun. her şey biter bu tayyipte oyun bitmez a..na k...yım .
'' Eğer bir kez daha bu süreçte Kürtler umutlarını, güvenlerini kaybederlerse Türkiye bir felakete sürüklenir. Her gün AVMlerden, alışveriş merkezlerinden ceset parçaları üzerimize gelir, kana bulanırız.TÜM TÜRKiYE ÖZERK YAPIYA KAVUŞMALI.''
sen kimsin be kardeşim. bu süreç öyle ya da böyle bitecek. o zaman göreceğim ben, bu özerlik bağımsızlık taraftarlarını. bu ülke de yaşamaya utanacaklar ve belki de vatana ihanetten yargılanacaklar.
Bölgelerimize göre akil raporu
(Sayın akillerimizin bir haftadır kendi bölgelerinde yaptıkları sağanak açıklamaların özetidir.)
*
Marmara akili: Biz bu teklif gelince akil olmadık, sonradan akil değiliz, biz zaten akildik.
Marmara akili: En büyük hayalim Dicle ile Botanın birleştiği yere Deniz Feneri kurmak... Işık
verir, yol gösterir. Oraya Deniz Feneri yapmayı ben üstleniyorum.
Marmara akili: El ele verelim, şarkılar söyleyelim, dans edelim, coşalım, piknik yapalım.
Marmara akili: Ben Türkiyede Kürtlerin olduğunu lisedeyken öğrendim, ilk Ankarada
tanışmıştım.
Marmara akili: Bizler aslında ortak müminiz.
Marmara akili: Bu akşam televizyonda dizi izlemeyeceğiz diyenler, bizi evine çağırsın, hemen
giderim, çay içerken anlatırım, ben böyle gördüm, iletişim böyle kurulur.
*
Ege akili: Bize bu görevi verenler görevin tanımını yapmadı, siz oralara gidin, ne isterseniz
söyleyin manasında gönderdiler.
Ege akili: Ulus devlet bizim başımızda Allahın belasıdır, Türk üst kimliği bölücüdür.
Ege akili: Arkamdan hain diyorlar, yüzüme hain diyorlar.
Ege akili: Üst kimlik Türkiyelidir.
Ege akili: Yiğidin hakkı yiğide verilmeli, Sayın Başbakanımız çok cesur adam.
Ege akili: Öcalanın eli rahatlatılmalı, yoksa metro istasyonları patlar, alışveriş merkezleri patlar,
ortalığa ceset parçaları dağılır, korkudan alışverişe gidemezsiniz, alışverişinizi internetten
yaparsınız.
Ege akili: iyimserim, her yerde destek görüyoruz.
Ege akili: Her yerde ellerinde Türk bayrakları taşıyan gruplar, bize hainler diye bağırıyor.
*
(iç Anadolu akilleri, temaslarına, Kuran Kursundaki düğüne katılarak başladı.)
iç Anadolu akili:
Sulh için dua vakti.
iç Anadolu akili: Şehitler ölmez vatan bölünmez sloganı var, ayeti kerime de bunu söylüyor
zaten, şehitlerin makamı dünyevi olan her şeylerden daha yüksek.
(iç Anadolu akilleri, Konyadaki toplantılarında Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarını anlattı.)
iç Anadolu akili: Devlet gidicidir. Devleti gözünüzde sakın bu kadar abartmayın.
*
Güneydoğu akili: Hakemiz.
Güneydoğu akili: Aracıyız.
Güneydoğu akili: Şahidiz.
Güneydoğu akili:
Ben Mükremin.
Güneydoğu akili: Barışın dışında en çok Abdullah Öcalanın serbest bırakılması talep ediliyor,
Kandil ve imralı arasında daha doğrudan temas kanalının açılması talep ediliyor, geri çekilme
konusunda burada çok farklı bir psikoloji var, bunlar bizim çocuklarımız, niye ülkelerini terk edip
dışarı çıksınlar, niye ülkelerinden çekilsinler şeklinde talep geliyor.
*
Doğu Anadolu akili: Korkmayın, ülke bölünmeyecek, bakın ben garanti veriyorum, bölünme
olduğu zaman gel benim yakama yapış.
Doğu Anadolu akili: Ülkedeki sorunlar, halklardan kaynaklanmıyor, bunun tek sorumlusu var,
Türkiyeyi 90 yıldır askerler, yargıçlar, bürokratlar idare etti, gelip giden iktidarlar levazım müdürüydü.
Doğu Anadolu akili:
Risale-i Nurun bütün hizmet edenleri zaten bu sulhu gönülden istiyor, çok dua ediyorlar.
*
Karadeniz akilleri, Bolu valisini ziyaret etti, Bolu valisi izah etti: Ormanları, gölleri, tarihi ve
kültür varlıkları ile turizm yönünden önemli güzelliklere ve değerlere sahip olan
Bolumuzun topraklarının yüzde 63ü ormanlarla kaplıdır, insanları da doğaldır, sanki
doğa ile bütünleşmiş, daha uysal, hoşgörülü, vefalı insanlardır, ormancılık, turizm ve
beyaz et sektöründen geçiniyorlar...
Bu izahat üzerine, Karadeniz akillerinin heyet başkanı izahat verdi: Bolunun ayrı bir
güzelliği var, Türkiyenin her ilinin ayrı güzelliği var.
Zonguldaka geçen akillere memleketi böldürüyorsunuz diye bağırılarak, Türk bayrağı
öptürüldü. Karadeniz akili derhal izah etti, elhamdülillah ben de bayrağını seven bir
insanım dedi.
*
Akdeniz akili: Hani eskiden postacı vardı ya... Şimdi postacı kalmadı. Eskiden mektupla
yazışırdık. işte biz sizin postacınız olacağız. Mektubu alacağız, doooğru Ankaraya götüreceğiz.
Akdeniz akili: Sıcacık ellerimizi birleştireceğiz.
Akdeniz akili: Bakalım ne anlatacaklar falan deniyor... Ne anlatması? Anlatma falan yok. Biz
dinlemeye geldik. Varsa anlatacaklarınız, anlatın, hükümete sunalım.
Akdeniz akili: Rahmet ve berekete kavuşuruz.
Akdeniz akili: Nabız tutmaya geldik, amacımız şerbet vermek değil. Şerbetle işimiz yok.
Akdeniz akili: Ben dünyanın her tarafını karış karış gezdim, bütün ülkeleri biliyorum, içlerinde
cennete benzeyen tek bir yıldız var, o da Türkiye toprakları... Değil 76 milyon nüfusa, 576 milyon
kişiye bile yeter. O derece yani.
*
Durum budur ahali... Kandil üzerinden gelen yüksek basıncın etkisi altına giren memlekette, hava
gayet açık ve güneşli.