bugün

(bkz: hamdolsun kriz bize teget geçti)
ilginçtir, akbank'ın 1500 personelini işten atmasıdır.

ama bu nasıl bir azimdir ki, ne abuk bir yerinden tutmaktır ki olayı, "atılan arkadaşlar incinmesin lo, onların neler çektiğini biliyor musunuz siz" gibi saçma sapan, ipe sapa gelmez genellemeler yapan ekşi sözlük yazarları olabilmektedir. tabi aramızda yok bunlardan. onun için üstteki girdileri "refere ediyor baba" diye daha üstteki girdileri refere eden girdilere dokunmadan kişiye özel bir silme olayına gitmeye hiç zahmet edilmesin.

neyse, senin kibar patronun orada çalışan o adamı bir "kaynak" olarak görüyor. adı üstünde insan kaynakları. malt gibi musluğu kapatırsın kısılır, petrol gibi yakarsın uçar gider, su gibi açarsın akar kaybolur. senin o dilini savunacağım diye kırmızı dut kımılı sarısı sendikalaşman marks'ın öncüllerinden beslenerek kuramsallaştırdığı yabancılaşma mefhumunun ulaştığı bu en son noktayı örtemiyor güzel kardeşim.

bu insanlar kovulmuştur, atılmıştır, şutlanmıştır. "bu kadar çok üzüldüğün" bu insanların şu anda iş aramalarının müsebbibi de bu patron amcalardır. gerçek yüzlerini gösterdikleri her krizde "ama bu zavallı canların ne yapacağını düşünmeden atıldı yazıyorsunuz" diye dövünmenin ötesine gitme gerekliliğini bir kez daha anımsatmıştır umarım bu hadise.*

not: başlığı da değiştirtmişsiniz, aferin size bu duyar kimi duyar?
(bkz: teğet geçti)
tepki olarak cebimizden akbank kartlarının çöpe atılması olarak gelişebilecek durum.
öncelikle tanım verelim; akbank ın 1500 kişiyi işten çıkarmak suretiyle, ortalama 6000 kişinin bilfiil ahını alması durumudur.

konu hakkında yazdığım ilk yorumda haberin doğruluğunu teyid etmenin önemine dikkat çekmiş, ihtiyatlı konuşmuştum. lakin ilk yorumumun üzerinden geçen yaklaşık 16 saatte, gerek habere dair takip ettiğim son gelişmeler, gerek akbank ın yaptığı açıklama, gerekse de bizat kendi araştırmalarım ve görüşmelerim doğrultusunda, haberin doğruluğuna emin oldum.

bu gelişmenin bankanın kar oranlarını açıklamasından hemen sonra olması, ayrıyeten bankanın 1 milyar doların üstünde kar elde eden az sayıdaki şirketten biri olması, olayın vahametini, acımasızlığını ve terbiyesizliğini açıkça ortaya koymakta. bu kararın altına imza atan üst düzey godoşların akşam evlerine gittiklerinde, kolejden gelen veletlerini severken girdikleri ruh hali, işten çıkarılmış bir babanın devlet okulundan dönen çocuğunun ayakkabı isteğine cevabıyla aynı olmasa gerek.

performans sebebiyle doğal işten çıkarmaların yaşandığını açıklamasında belirten akbank, bu performans ölçümlerini eğitimlerini henüz tamamlamış yeni çalışanlarda nasıl ölçtü merak içindeyim. akbank tan gelen teklifle 1 ay önce işe giren tecrübeli bir bankacının, işe girdikten bir ay sonra performans sebebiyle işten çıkarılması ne kadar da ironik ey üst düzey godoş.

daha yazılacak çok şey var üst düzey godoş. ama kontrolümü kaybediyom. benden bu kadar.

ayrıca bir not: bu haberi ne amaçla sakladıklarını anlayamadığım yalak basına da, o yalak basında yazılar yazan sikindirik gazetecilere de selamlarımı yollarım.

basında yer almamasını "panik olmasın diye yer almamıştır canım hehe" diye açıklama gafletine düşebilecek andavallara da ayrıyeten selamlarımı yollarım. bizi teğet geçtiydi zaten de mi?
kimilerine göre krizin türkiyede sadece ama sadece akbank ı vurduğunu gösteren durum.
Akbank yönetiminin bütün basın kuruluşlarına "işten çıkarmaları haber yapmayın" baskısı yaptığı söylenilen olaydır..

http://haber.sol.org.tr/m...etler/mansetsag/6352.html
1500 çalışanın akbank tarafından işten çıkarılması olayıdır.

o kadar gülünç bir durumdur ki, üsttekini refere etmekten bile uzak bir referanstan beslenip refere edildiğini sanan tatlı su ibişleri için hadise "şutlamadır, kovulmadır ve hatta sktiri yemedir". çünkü kendileri rengi atmış sendikacı sarısını patron fularından, yularından ve eğerinden yeğ görmekte, aklınca hiç dahil olmadığı bir grubun hakkını pişpişleme eğilimi gösterirken fütursuzca karşı çıkmaya çalıştığı patron kısmının kıçını yağlamaktadırlar.

senin kibar sloganların bir başkasının bacasını tüttüren çıralara üflemekle yetinirken, pek sevgili patronun da alınmaz belki dediklerine ne de olsa yağcılık diz boyudur. çalışanlar "kovulmuştur, atılmıştır" değil mi güzel kardeşim? ancak bu ifade pek sevgili patronlarının kalburüstü zevklerini ve bayağılaşan amatör ruha sahip profesyonelliklerini kendi istedikleri yönde yontabilirdi zaten. "aman yapma atıldı yazıyorsunuz" diye dövünenlerin bu "şutlanmanın" müsebbibi olduğunu ve sana ne yapman gerektiğini bilinçaltına işlerken duyduğun tepkiye binaen sadece ve sadece etki altına alınabilecek duyularına seslendiklerini öğrendiklerinde çok geç olacak ne yazık ki.

atı alan üsküdarı geçti ne yazık ki! hem de birkaç aymaz, patron karşıtlığı benzeri ilkokul piyeslerini andıran tatlı su solculuğuna özenirken, o patronların atını nalladıklarını, özengilerini düzelttikleri ve hatta o atları dörtnala mahmuzladıklarını hiç farkedemediler. bahsedilen olguyu kendi meşrepleri ölçüsünde "atılan arkadaşlar incinmesin lo" basitliğinde değerlendirenler, şimdi üsküdarda rakı balık yapan patronların masasına meze oldular. pek tatlı, pek cici...
(bkz: ayıp)
(bkz: yazık)
(bkz: günah)

söylenti diye başlayan , yalanlanan , yaşanmış olaydır. bal gibi de doğrudur. can acıtmıştır. teker teker çıkarmalar ile yetinilmemiş, eşler aynı anda işten çıkarılmıştır, kovulmuştur, atılmıştır, gelmeyin bidaha denmiş a4 ellerine verilmiştir.

şubelerden, birimlerden * çıkarılacak kişi hariç herkes çıkarılmış * * tek kalana tebliğ edilmiştir durum. arkadaşları ile vedalaşmasına izin verilmemişir, eşyalarını toplayacak zamanı olmamıştır, işlerini bitirip arkasına bakmadan gidebilecek hali kalmamıştır.

şimdi ne olacak o çocuklara ? o insanlara? emektarlara? emekliliğine 11 ay kala , 3 ay kala, terfisini yeni almış , sonra da herşeyi elinden alınmışlara?

hele yeni girenler... 3 ay olmuş başlayalı, 6 ay olmuş... işten çıkarılan yeni mezunlara ne olacak? hepimiz o eğitimlere gittiğimizde sadece kot pantolonumuz sadece spor ayakkabımız vardı... herkes işe başladığında kendini ailesini dünyanın borcuna sokup takımlar , gömlekler, etekler, ayakkabılar, ceketler almadı mı? nasıl ödeyecek şimdi o çocuklar o borçları. madem bu insanları çıkarma riskin vardı neden aldın nasıl oldu da bu kadar borçlanmalarını sağladın peki? hah, doğru, her bir çalışan öncelikle bankanın müşterisi sonra çalışanıdır değil mi.... hepimiz önce bir takım elbise, markasız, basit, idare edecek cinsten alarak başlamadık mı? bir takım elbise 300ytl den başlıyor, ve kimseye bir şey denilemez ama bu bir çok kişinin bütçesine öyle bir koyuyor ki.. hele de sayısının birden fazla olması gerektiği düşünülürse. * *
insanların bir çoğu işe girdim diye nişanlanmışlardı, evlenmek üzere olduklarından kredi çekmişlerdi, hele biri doğum izninden döndüğü gün aldı haberi. bu insanların "ah"ı , açıklanan kar kadar önemli değil tabi...

"dostluğunuza önem veriyoruz"...
"güveninizin eseri..."
"Türkiye'nin yenilikçi gücü..."

hey gidi koca Akbank hey.... herkesin ekmeğiyle oynadın. yazıklar olsun. *
bankalar eski personeli çıkartıp yenisini alırlar. çünkü eskilerin daha çok maaş ve sosyal hak talebi vardır. yeniyi alır ve kalan eskilerin sırtına yükler, al bunu eğit, bilmemneyi öğret der. sorumluluğu da kalan eskiye verir. kalan eski personeli de taltif edip maaşını hafiften oynatır ve ufaktan bir terfi ettirir ki gaza gelsin ve yeni çömezleri eğitsin.

(bkz: ben bunların ta)
Evet bilgi yanlıştır.Akbank 1500 değil 1600 eleman çıkarmış bunuda açıklamıştır.Ben işsiz insanların evlerinde yaşadıklarını çok fazla merak etmiyorum az çok yaşıyoruz biliyoruz lakin sabancı ailesi şu anda ne yiyor neye gülüyor çok merak ediyorum
özel sektöre sırtını dayamak gibi bir durumun olmadığını kanıtlayan eylemdir. özel sektörün malı deniz yemeyen domuz durumunun olmamasıyla da alakalı olabilir.
küresel krizin vermiş olduğu üzücü bir hadise.
(bkz: KARL MARX IN HAKLI OLMASI)
hamdolsun kriz bizi teget gececek diyenlere en buyuk cevap olan durum.
bugün itibariyle işten ayrılanlar kervanına 3 genel müdür yardımcısı da katılmıştır.
yoktur böyle bir şey, yalandır. kriz yalanlarındandır gibi tiksinç beyanatları duydukça sektörden, ve özellikle ortalama akp değerlerini savunan insan profilinden nefret ettiren realite. lan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var be içlerinde. nasıl yalan diyorsunuz?

1500 değil aslında en az 1500. peki akbank ne diyor cevaben, son 10 ayda personel sayımızda 613 kişi azalma oldu. yani 1700 kişi çıkardık ama 1000 kişi falan da işe aldık diyor.

yalanın dolanın ve iftiranın yanında saf tutan herkese bin kere yazıklar olsun.
tepki olarak akbank'ın ürünleri iptal ettirilmelidir.
suzan sabancı' nın marifetidir. yeni doğum yapan, işe yeni girmiş olan bir sürü kişiyi bir anda kağı dışarı etmiş ve bunu ekonomik kriz bahanesi adı altında yapmıştır. halbuki yalandır, eğer araştırılırsa o sene akbank' ın ciroları çok çok iyidir. işten attığı kişilerden baygınlık geçirenler olmuş ve 1 hafta boyunca soğukta şirketin dışında bekleyenler yüzünden korkudan suzan dışarı çıkamamıştır. bu kişilerin çoğu ev kredisi almış, kimi doğum iznindeyken haberi alıp sütü kesilen insanlardır. o yüzden o bebelerin ahını almış bir botox surattır.