bir süre durup düşünüldüğünde hak verilebilecek önerme.
evet.
dert, tasa istemiyorsanız ak partili olabilirsiniz.
öncelikle cahil olup olmamanız hiç önemli değildir. hatta ne kadar cahilseniz o kadar makbulsünüzdür.
ekonomik veriler, doların artması, yuro'nun yürümesi, altın ve borsa sizi ilgilendirmez.
sizi ilgilendiren kayınvalidenize bağlanan yaşlı maaşıdır, 2 ayda bir gider ptt'den onu çekersiniz, paranız bittiğinde kaymakamlığa gidip sosyal yardımlaşma vakfından 100 tl alabilirsiniz. bunları aldıktan sonra da "allah devlete zeval vermesin" dersiniz.
yeşil kart olayı, valiliklerin yardımları da cabası.
"nasıl ısınacağım" diye düşünmenize de gerek yok.
ak partiliyseniz en yakın muhtarlığa gidip verilecek kömür ile ısınma sorununuzu kökten çözersiniz. eviniz doğalgazlıysa da sorun yok. ak partili olmanız kafi. yine kömürü alırsınız, dışarıda satarsınız. paşa gönlünüz bilir.
kıyafet, giyim kuşam da sorun değil tabi.
öyle şık giyinmek gibi bir derdiniz olmaz ak partiliyseniz.
tabi bu iş hem ticaret, hem ziyarettir.
örneğin hayatında deniz görmemiş ak partililer bu sistem sayesinde denize kavuşur, türkiye'nin, güzel yurdumuzun farklı coğrafyaları ile tanışma şansını yakalar. https://galeri.uludagsozluk.com/r/718262/+
ak partili olmanın bir başka avantajı da sizinle alakası olmayan pek çok şeyle gurur duyabilmenizdir.
şöyle ki, yozgatta oturup marmaray ile gurur duyabilir, doğubeyazıt'ta oturup 3. havaalanının faydalarından bahsedebilirsiniz.
mesela size ak saray'ın maliyeti sorulduğunda "o milletin, hepimizin" dersiniz. hatta tartışma ileri giderse, "siz seçilin siz oturun madem sarayda amk" diyerek karşınızdaki rakibinize ayar verebilirsiniz.
sıradaki avantajımız da terör ile alakalı.
evet, şayet ak partiliyseniz, terörün durduğundan falan bahsedebilirsiniz sağda solda. şehit gelmediğinden bahsedersiniz. hatta gizlenen şehit haberleri sorulduğunda onların paralelcilerin ve ergenekoncuların işi olduğunu söyler sıyrılırsınız. eh, bayrağın indirilmesi ve pkk'lı heykeli dikilmesine de bir bahane bulursunuz tabi, eşek değilsiniz ya...
şayet ak partiliyseniz sizin için bu ülkede olan her menfi şeyin müsebbibi paralel yapıdır, olmadı ergenekondur, daha olmadı faiz lobisidir.
en kötü ihtimal israil'dir.
tabi ya israil ne güne duruyor.
istediğiniz gibi, canınız sıkıldığında israil imdat çekicidir ak partililer için.
böyle bir özellik başka parti sempatizanlarında yoktur, kıymetini biliniz.
evet, bu şekilde rahat bir hayat yaşamak dünyanın hiç bir ülkesinde eşi ve benzerine rastlanmayan bir durumdur.
ilgili videoları seyredince hak vermemenin mümkün olmadığı tespittir. dayılar, yengeler cehaletin rahatlığı içinde uçuşa geçmişler... milli irade(!) işte...
Tahmin bile edemezsiniz o kadar güzelki hergün gülersiniz sayın kemal kılıçdaroğlunun gafları yeter chp lilerin hayalleri sonra o minicik ufakcık mikro beyinleriyle sizi küçümserler sen ne yaptın diye sorarsınız e atatürk var laikiz daha ne olsun der hakarete başlarlar.
Ahirette Haşir meydanında, organlarımız, hayvanlar ve diğer varlıklar bizden davacı olup hesap soracaklar mı?
Allah’ın sonsuz adaletinin tecelli edeceği mahşerdeki en büyük mahkemede, şüphesiz haksızlık yapan ve haksızlığa uğrayanlar arasında ilahî hüküm verilecektir. insan, insandan şikayetçi olacağı gibi, haksızlığa uğramış canlılar da insanlardan şikayetçi olur. Nitekim hadis-i şerifte, “Bir kediyi aç bırakıp ölümüne sebep olan bir kadının cehenneme gittiği”(Buharî, Enbiya, 50) bildirilmektedir.
Organlarımızın bizden davacı olup aleyhimizde şahitlik edeceği bilgisini şu mealdeki ayetlerden öğrenmekteyiz:
“Gün gelecek, dilleri, elleri ve ayakları yapmış oldukları bütün kötülükleri tek tek bildirerek aleyhlerinde şahitlik edecektir”
(Nur, 24/24).
“Bugün mühür vuracağız ağızlarına, elleri Bize söyler, ayakları şahitlik eder, kendi yaptıklarına”(Yasin, 36/65).
“Gün gelir, Allah’ın düşmanları toplanıp cehenneme sevk olunmak üzere, baştan sona tutuklanırlar. Nihayet oraya ulaştıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları işleri söyleyip kendi aleyhlerinde şahitlik ederler. Derilerine: “Niçin aleyhimizde şahitlik ettiniz?” deyince onlar: “Bizi konuşturan, her şeyi konuşturan Allah’tır. Zaten sizi ilkin yaratan ve sonunda da huzuruna götürüleceğiniz Rabbiniz de O’dur. Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde şahitlik edecekleri bir günün geleceğine inanmıyor ve ondan sakınmıyordunuz, ayrıca siz, yaptıklarınızın çoğunu, Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz”(Fussilet, 41/19-22)
Buna göre, insanın yaptığı her şey kendisine gösterilecektir. Bunlardan ya hesaba çekilecek ya da mükafat görecektir:
"O gün insanlar, yaptıkları işler kendilerine gösterilsin diye, bölük bölük Allah'ın huzuruna çıkarlar.
Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onu görür.
Kim zerre kadar bir kötülük yapmışsa, o da onu görür." (Zilzal, 99/6-8)
Zerre: Görünür görünmez derecede gayet küçük karınca, güneş ışınında sezilebilen zerrecikler demektir.
Burada maksat, beşer duyusunun ilgilenebileceği en küçük şeyle, sorumluluğun asgarisini bildirmektir. Asıl maksat, en küçük bir hayr veya şerrin Allah nezdinde kaybolmayacağını açıklamaktır.