evet efendim sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan'ın başkanı olduğu, adalet ve kalkınma partisinin bakanlarının halkın içinden bizden biri olması durumudur. bizim gibiler, bizim aramızdan çıkmış gibiler. öyle samimi, öyle sıcakkanlı tavırlar içindeler ki bundan mutluluk duymamak imkansız...
mesela bakın deniz baykal? sanki dünyaları o yaratmış efendim, bir havaları var böyle. ben büyüğüm diyor gözleriyle sanki. işte halk o yüzden seçmedi onu. halk kendinden birini seçer. şöyle bakıyorumda başbakanımıza sürekli eleştiriler var şöyle yemek yedi ıyyy diyorlar. ulan düdük o adam öyle yiyorda, biz nasıl yiyoruz sanki? allah aşkına doğru söyleyin içimizden biri değil mi onlar?
gerçekten kemal unakıtan televizyona çıktığı zaman, al yanağından öpme arzunuz yok mu?
akepe li bakanlar halkın içinden değildir. diyelim onlar halkın içinden o zaman ben götünden oluyorum demek oluyor bu amına koyum? bu kadar da yalakcı , bu kadarda salak,gerizekalı,aptal,öküz olmayın.
halkın arasında yaşayan profesyonel hırsızları alıp yetiştirip daha da profesyonel hale getiren sonra da halkın üstüne salan partinin halktan bakanları. iyi bir hırsız olmanın şartı herhalde sıcakkanlı gözükmek, yaptığın iş önemli değil. yeter ki onlardan biri gibi görün ki işimiz daha kolay olsun.
1. bizde aldığımız maaşla pastörize yumurta işine girip daha sonrada bir bahaneyle yumurtanın fiyatını düşürürüz ve böylelikle yüksek kârlar ederiz
2. bizde kazancımızla milyon dolarlık gemicik alırız
3. bizde kraliçe önünde diz çöküp yemin ederek ingiliz vatandaşı olmuşuzdur.
4. bizde çiftçiyi ve vatandaşı azarlar ananı da al git deriz
5. bizde kriz olduğunda pişkince bizi teğet geçti deriz
6. bizde kalp rahatsızlığımız olunca cleveland'da özel bir klinikte tedavi oluruz
7. bizde şehit askerlerimize kelle der ve terörist başına sayın diyerek saygımızı iletiriz
daha çok var. şimdi soruyorum onlar bizden biri mi?
akpli bakanlar halkın içinden çıkıp iktidar olduklarından sonra, ne diyordu muharrem ince, "...ilk işiniz gömlek değiştirmek oldu, sonra sakallarınızı kestiniz, sonra jeeplere bindiniz, sonra orman içindeki villarınızda havuzlarda yüzmeye başladınız..." diğer taraftaysa halkın içerisinden birileri seslerini duyurmak istediklerinde ne oluyor, tersleniyorlar, anasını da alıp gitmeleri tavsiye ediliyor.
illaki halkın içinden çıkacak gökten zembille inecek hali yok. ancak tayyip efendinin al yanağından bal götünden ziyade ben hiç porsche yle mercedes le gezen halk görmedim. ayrıca halkımız 500bin tl lik evlerde oturuyor da benim mi haberim yok? veya hangimiz özel jet le maça gittik? yalakalığın bile bir seviyesi vardır bazı yazar arkadaşlar o sınırı kat be kat geçmiş. tayyibin karşısına geçip gül kokulu ellerini öpesim var dersen tabi sana iyi davranır. yaptığı işlerden bahset bakalım o zaman nasıl davranıyor. ha bu arada annenizi babanızı üzmezseniz birgün siz de şirinleri görebilirsiniz.
halk heterojen (bkz: doğru mu yazdım) bir karışımsa nasıl oluyor da hepsinin aynı düşündüğü bir grup insan halkı temsil edebiliyor. halkın içinde travestiside vardır çöpçüsüde, tikiside, hipiside . (bkz: iyi adam ama doğru adam değil)
halktan olan insanların, halkın fakirliği karşısında tepkisiz olmaları ve sülalelerini zenginleştirip halkı fakirleştirmeleri acı bir gerçektir ülkemizde. evet o insanlar da bir zamanlar halktandı, ancak o meclise giren herkes gibi bunu çabuk unuttular. milletvekili olmak halkın sorunlarını dile getirmek, dertlerine derman olmak demektir. görevleri de sadece ve sadece budur. halk onları bunun için oraya getirmiştir. ancak günümüz milletvekillerinde görüyoruz ki, ve bakanlarında da görüyoruz haliyle, kendi dertlerine çare aramaktan halka bir türlü sıra getirememişlerdir bu kişiler.
"hani benim gemiciklerim? hani benim yurtdışında tedavi olacak param? hani benim büyük şirketlerde yönetici oğlum? hani benim paracıklarım?" diyorum başka da birşey demiyorum.
halkın içine koruma duvarları olmadan çıkarsalar inanacağım önermedir.
insan önce söylediğine yazdığına kendi inanmalı diye düşünüyorum
(bkz: yazarı başlıktan tanımak)
