şu anda türkiye'ye egemen olan cehâlet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonal düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, buna ilâveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verilmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır.
bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın türkiye'yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyen siyasetcilerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. ortaya çıkan ve benim kısaca "proje" diye betimlediğim olgu aslında cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep böyle olmuştur. zira cahil, dünyayla temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar, zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. bu durumda yapabileceği tek şey, bugün türkiye'de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
sadece uludağsözlük değil bir çok platformda , facebook sayfalarında v.b yerlerde güya normal vatandaşmış gibi akp yi överek algı yönetimi yapacaklar akıllarınca, devam edin mk aferin.
Yıllarca akp'lilerle tartıştım ancak anladım ki laf anlatmanın, anlatsan da karşıdakinin anlamasının imkanı yok ben de taktik değiştirdim. Buyrun;
Dün taksiye bindim. Taksinin arkasındaki Osmanlı tuğrasından ve radyodaki açık Ahaber radyo kanalından anında çakozladım ki şoför gerçek bir uzun adam sevdalısı. Dikiz aynasından şöyle bir tipime baktı takım elbiseli sarışın bi adam. Hemen kafasında çaktı cehape zihniyetini tabi. Neyse yolculuk başladı. Tabi ki de muhabbet hemen seçimlere geldi. Hah dedim şimdi sıçtık. Ama bu sefer ben atik davrandım ve "Allahıma bin şükür tekrar tek başımıza iktidar olduk !" dedim. Şoför şaşkınlığından el frenini çekecekti nerdeyse.
"Abi sen de mi ak partiye verdin ya" dedi. "Heralde başka kime verecektik. Hamdolsun bu sefer istediğimiz aldık" dedim.
"Hay yaşa abim be !" dedi. "Bu millet teröristlere, israil, Ermeni döllerine kalmadı" dedi.
"Vallahi ben 2002'den beri Ak Partiye veriyorum oyumu. Çok şükür ayda 100-150bin lira kazanıyorum sayelerinde Allah reyisten razı olsun" dedim. Herif bi dumur oldu. "3 tane arabam 4 tane evim var çocuklarım da yurtdışında okuyor keyfimiz yerinde çok şükür" dedim.
"Abim sen ne iş yapıyorsun ayıptır sorması" dedi. "Ayakkabı imalat fabrikam var benim Antepte" dedim.
"Eskiden sigortalı işçi maliyeti yüzünden ayda 50bin zor kazanıyordum şimdi Türk işçileri çıkarttım hepsini Suriyeli aldım fabrikaya ne sigorta ne bişey ayda 300 liraya çalışıyor adam biz de kazancımıza bakıyoruz elhamdülillah" diye devam ettim. Adamın surat düştü. "Ak Parti başımızda olduğu sürece kazancımız hep bol oluyo Allah razı olsun onlardan" diye sıralıyorum.
"Sen ne kadar kazanıyorsun var mı ev/araba çocuk fln" diye sordum. "Abi biz kiradayız, 2 çocuk var. Allah bağışlasın" dedi. "Yollasana ya çocukları yurtdışına güzelce okusunlar ingilizce öğrensinler" dedim. "Abi biz devlet okulunda zor okutuyoruz ne yurtdışısı" dedi.
"Öyle deme her türlü imkanınız var şükür etmesini bilmek lazım" diye devam ettim. Herifte yine ses yok.
"Keşke 400 milletvekili alsaydı Ak Parti, hanımın doğum günü geliyor bmw istiyor ama benim de fabrikayı büyütmem lazım...Daha çok para lazım yani ehehehe" şeklinde sallıyorum. Çıt yok. "Bizim çocuklar alıştı her 6 ayda bir yeni telefon istiyorlar 3bin 3bin az para değil...Ama yolluyoruz bi şekilde" Aklıma ne geldiyse sıkıyorum. Bi ara kendim bile inandım amk.
Neyse ineceğim yere geldim. Arabadan inerken adamın bana bir bakışı vardı ki ... Bir daha Ak Partiye oy atacağını sanmam."
israili bugün ağlatan parti.
ne demişlerdi 7 haziran seçiminden sonra? "selahattin eyyübi atından düştü, yaralandı."
aslan gibi tekrar bindi atına selahattin. ne demişti bülent arınç? yiğit düştüğü yerden kalkar.
eh, gerisi ortada.
Akp'nin en son eleştirileceği konu hizmet alanı ve dolayısıyla belediyecilik faaliyetleri. Ben en köyü chp'liler ve mhp'liler dahil aklı başında herkesin bu konulara eleştiri getirirken dikkatlı davrandığını ve akp'lilerin haklarını teslim ettikleri düşünüyorum.
Ancak akp ile ilgili en büyük sorun ve ülkemiz adına tehtid boyutlarına varan konu maalesef partinin bu pozitif katkısını neredeyse sıfır değer pozisyonuna taşıyor.
Bu konu nedir?
Arap kültürü ve Arap sevdasını dini değerleri kullanarak Türk toplumuna enjekte etmeye çalışmasıdır. Bu düşünce ve bu temele yapılan her yatırım, büyük Türk milleti için korkunç sonuçları maalesef kaçınılmaz bir şekilde beraberinde getirecektir çünkü arap toplum ve kültür yapısı modern insan hakları ve hukuk yönünden korkunç olmakla beraber, bir toplumu medeniyete kavuşturacak özellikleri taşımamaktadır.
Oy veren herkesin bu konuyu düşünmesini tavsiye ediyorum.
belediyecilik zihniyeti kötü olmayan parti.
Öncelikle AKP yandaşı değilim. chp, mhp veya hdp lide değilim. Türk'üm ve türklüğü savunan bir parti yok.
bazı insanlar şunu diyor; yhaa abi yapması gerekeni yapıyor.
kesinlikle! yapmasını gerekeni yapıyor. istanbul da yaşıyorum ulaşım gayet rahat. bundan 10 sene önce fatih-Küçükyalı-taksim yolu en az 3-4 saat sürerdi. belkide daha fazla.
vapurla kadıköy, otobüse bin e-5 ten küçükyalı. sonra tekrar otobüse bin e-5 ten kozyatağı-mecidiyeköy.
geçenlerde bu güzergahı şöyle kullandım. aksaraydan 10 dakika da marmaray ile karşıya geçtim. kadıköy-kartal metrosuna binip 15 dakika da küçükyalıya vardım.
küçükyalından tekrar metroya binip ünal durağı olması lazım. metrobüse geçiş yaptım. metrobüs ile m.köy ve taksim. 1 saat sürmedi.
şimdi birileri çıkıp çok kalabalık oluyor diyebilir. evet çok kalabalık. 20 milyon nüfusu olan şehir de bu sıkıntı çok normal. bana kalsa son 20-25 yılda göç edenleri geri gönderirim. (okumaya gelen, okuyup burada çalışmaya başlayanlar hariç)
diyeceğim şu; 10 sene önce otobüs harici ulaşımı olmayan istanbul'un şuan ulaşımı gayet rahat. kendimizi denk gördüğümüz ülkeler 1960 larda uzaya çıkarken biz geçitleri yeni yapmaya basladık.
Şüphesiz söylüyorum ak parti terörü tek başına bitirebilecek güçtedir ve o zekaya sahiptir. Diğer partilerin terörü bitireceğiz sözü yalandan ibarettir. Ak Parti hükumeti terörle mücadelede kendi geliştirdiğimiz teknolojileri kullanmamıza katkıda bulunmuştur, projeleri desteklemişir.
Bir çok gencin eğitimde yer bulmasını sağladılar bir kere. eğitimde özgürlük getirdiler. yeni üniversiteler açıldı maddi açıdan zor durumda olan kardeşlerimiz okula gitmeye başladı. Üniversite sayıları eskiye oranla 13 yılda 3 kat arttı
tam anlamıyla artık "bay" vermiştir, baygınlık verdi. artık bu ülkeye vereceği bence birşey yok.
herşey negatif enerji ile yüklü ve bu yüklemeyi yıldan yıla bu parti yaptı.
Terörü ülkemizden silecek tek partidir. Bunu sürekli geliştirdiğimiz envanterimize kattığımız araçlarımızla yapacak. Teröristler her saat inceleniyor ve yuvalarında vuruluyor
Terörü bitirecek tek partidir. o milliyetçilik ruhu vazgeçmemezlik sadece ak partide mevcut. Terörle her türlü alanda mücadele ediyorlar. Mağaracıklarından çıkmadan vuruyoruz şirinleri
Terörü bitireceklerdir. O kararlılığı bir tek ak partide görüyorum. muhalefetin yıllardır bitireceğiz sözüne inanmıyorum kararlılık yok onu söylerken. Ak Partiye inancım tam
10 sene içinde pkk yı bitirecektir. Hatta bitirmeye gerek kalmayacak pkk kendisi gidecek. Savunma sanayisinde bu kadar geliştikten sonra ve tsk'ya bu kadar envanter sağladıktan sonra bakalım nereye kaçacaklar merak konusu
üniversite sayısının 3 katına çıkması nitelikli öğretim görevlilerinin sayısının artması, yurtdışı eğitim olanaklarının artmasını sağlayarak ülke eğitiminde önemli bir adım atmışlardır, gelecek planlarında da bu durum mevcuttur türkiyeyi şüphesiz en iyi eğitim merkezlerinden biri haline getireceklerdir.