Yaşım tuttuğu için hatırladığım dönemdir. Hayat daha kolay yaşama tutunmak çok daha mümkündü o dönemde. Baskıcı ayrıştırıcı durumlar yoktu. Tek bir maaşla annen ev geçindirirdi. Kimse kimsenin gotunun kılı değildi bir paket makarna bi kaç çuval kömür için.
insanlar inançlarını yaşayamıyor katakomplarda gizli gizli ibadet ediyordu. sonra tayyip geldi ve insanlar artık camiye gidebiliyor, ülkemizde ezan okunabiliyor hatta imamlar sokaklarda rahatça dolaşabiliyor.
ak parti öncesi türkiyenin en karanlık dönemine isabet eder. eskiden faili meçhuller ülkesiydik, bugün ise çok şükür ülkemiz aydınlanma çağını yaşamaktadır.
benzin, mazot fiyatları almış başını gitmişti, dolar 3 tl'yi geçmişti, pkk şehir merkezlerini ele geçirmişti, hergün şehit haberleri geliyordu, devletin tüm kademelerinde rüşvet ve yolsuzluk yapmayanı dövüyorlardı, gazeteciler hapisteydi, 1 gecede apar topar süleyman şah türbesini terkettik, 16 adayı yunanistan işgal etti ses çıkaran olmadı, diyarbakır-ankara-istanbul'da canlı bombalar patlıyordu, türkiye şamar oğlanına dönmüştü.
o dönemi yaşayan ve o dönemin karanlık 28 şubat sürecinin bizzat mağduru olan biri olarak hiç kişiselliğe kaçmadan, objektif tespitlerle on beş - yirmi sene önceki türkiye'de yaşananları ne zaman anlatsak, yazsak, karanlık kafalar "öyle bişi yok" deyip anlayışsızlıklarının etiketini konunun üzerine vurdular.
bugün 30' un altında olan nesil o dönemde henüz çok küçük olduğu için o dönem türkiye'sini tam olarak hatırlaması imkansız. hele yaşanan mağduriyetleri, devlet vatandaş ayrımını, ülkeyi askeri vesayetin yönettiğini, kompleks ve korku içinde bir halk olduğunu ve bu halkı devamlı aşağılayıp keyif süren bir mutlu azınlığın varlığını bilmezler. işte bu mutlu azınlık ve emirlerindeki medya, akparti başa gelince hükümranlıkları yıkılacak korkusuyla iftira, komiklik ve her propaganda yöntemiyle akpartiyi karalamaya çalıştılar. bugünkü akparti düşmanı gençlik, işte bu mutlu azınlığın ellerinde viski kadehi ve purolarıyla ekrandan seyredip güldüğü bir cahil kalabalığı. olm siz o yılları görmediniz ki, siz abd başkanının önünde ellerini bağlayıp boynunu büken, ilaçlarla ayakta duran ecevit'i görmediniz ki, işkenceleri, insan hakkı ihlallerini görmediniz ki, başörtülü asker anasının bile kışla ziyaret bahçesine giremediğini, namaz kılıyor diye işinden atılan subayı astsubayı görmediniz ki, imf'den alınan borçlarla iflas eşiğine gelen, artık bu devlet memuruna dahi maaş veremez denilen, bir doların 1 milyon lira olduğu 2001'de asgari ücretin yaklaşık 122 dolar olduğunu (şu anda 433 dolar) bilmiyorsunuz tabii.
boşverin ya, ağız yormaya değmez. cahille sohbet etmek kadar , cahile laf anlatmaya çalışmak kadar zor çok az şey vardır.
misalen kız düşüremiyorduk. her kaşım, gözüm var diyene yürüyemiyorduk.
karneyle kız aldığımız günleri bilirim. bir am uğruna çöllere düşen nice babayiğitler, telef oldu. hey yavrum hey.
pijamalı soytarılar karşısında el pençe başbakanlar, krizlerle intihar eden işadamları, memur maaşi için ımf kapılarında dilenen hükümetler çok şükür geride kaldı.
kemalist hegemonyanın hakim olduğu karanlık dönemdir.
yayın yasakları olmadığı için her şeyi görebildiğimiz dönemdi.şimdi öyle mi, sağolsun akp, kötü haber niteliği taşıyan her şeye yasak koyuyor, bizden gizliyor. neden, bizim psikolojimizi düşünüyor çünkü.
3 ayda 300'e yakın şehit düştü, dağda değil, şehirlerin göbeğinde. artık askerler şehit mertebesine yükselmek için dağa çıkmak zorunda kalmıyor mesela.
ekonomi bitmiş, üretim, ıhracat sıfır. ama hamdolsun, memurlar cuma'ya gidebiliyorlar artıkın.
asgari ücrete, rüyada görülmeyecek zam yapıldı. ha vergi indirimi yerine, tüm yük işverene kitlendi, bunun neticesinde kayıt dışı işgücü, enflasyon, işsizlik falan artacak ama olsun. 1300 lira olm, boru mu?
misal, eskiden çakmak suikastler av tüfeğiyle kürsüye ateş etmek şeklinde olurdu.şimdi öyle mi, zihinsel güç kullanarak uzun adamı öldürmeye çalışıyorlar. bu resmen çağ atlamadır.
halk git gide fakirlesiyor, olsun. bankalar, sermaye sahipleri keselerini dolduruyor ya mühim olan bu. ya allah muhafaza, bankaların soygunları için yasalar çıkmasaydı da bi iki banka batsaydi, kriz teğet geçer miydi hiç?
Hep klasikleşen şeyler üzerine ülke kaos içindeymiş gibi eskileri anlatmanın alemi yok.
Ben de hatırlıyorum o zamanları ve en başta "benim 3 tane kürt, 5 tane türk arkadaşım var" demek yerine "8 tane arkadaşım var" diyorduk.
Hep maddi şeyler üzerine yorumlar yapılıyor ancak, o zamanlar insanın değeri daha yüksekti, rahatlıkla "ben türk'üm" diyebiliyorduk. Okullarda andımız okunurken içimiz titriyordu, kendi ülkemizin statlarında istiklal marşımız yuhalanmıyordu, 19 mayıs'ı kutlarlar mı diye düşünmüyorduk sabahın köründe okula törene koşuyorduk.
Manevi yönden çok şeyler kaybettiğimizi şu yorumları okudukça o dönemde yaşamayan bile net bir şekilde anlayabilir.