böyle bir şey, gerçekten de fazlasıyla itici geliyor kulağa. yurdumda, siyasi arenada kendisine yer bulan ve belli bir çevre tarafından bir şekilde "oylanmaya şayan" bulunan bir parti, neden bitirilsin ki? nihayetinde "çok partili sisteme" geçilmesi için ciddi bir süreç yaşanmıştır geçmişte ve bunun gerekliliği, bugün bakıldığında katiyen çıplak gözle görülebilir durumdadır. bana kalırsa eylemi sadece "siyaset yapmak" ile sınırlandırılmış bütün siyasi partiler, varlıklarını sürdürmelidirler. eğer ki demokrasiden ve ideal bir yönetimden bahsedilecekse olması gereken budur bana göre.
tabi öte yandan "bîtaraf olan, bertaraf olur..." özlü sözü(!) ile "benden olmayanı, bertaraf ederim" mesajları veren, faşizan bir düşüncenin düşük kaliteli spermleri için "x partiyi bitirmek", "y partiye koymak", "z partiye sakso çekmek" türünden kelamlar da nâşık durmuyor hani...
iyi bir üniversitede siyaset bilimi okumak. *
daha iyi bir yerde master yapmak. *
iyi yerlerde staj yapıp kariyer yapmak. *
devlete girip kendin gibi kitlelere ulaşmak bu kitleleri desteklemek veya böyle kitleler yaratmak.
oyunlarına gelmeyip mağdur edebiyatı yapmalarının önüne geçilmesi bile yeterli olacaktır. zira son olayda da görülmüştür ki basın tamamen akp'nin tekeline geçmiştir. sen tsk'yı yıpratmak için herşeyi yapacaksın, demediğini bırakmayacaksın, bülent arınç çıkacak iyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz vs diyecek, tüm komuta kademesini, subayları vs basit delillerle hatta gizli tanık sıfatı verilen insanların tek bir sözüyle içeri attıracaksın, girilmez denilen kozmik odaları bülent arınç'a suikast yapıldı iddasıyla talan edeceksin *, ama süheyl batum askere birşey dediği zaman bu sefer de onu linç edeceksin. ve ilginçtir herkes de öncekileri unutup buna inanacak.
ilk önce halkdaki ''kötünün iyisi''gibi veya ''başka parti yok mecburen veriyoruz''tavırlarının
bitmesi gerekir.kötünün iyisi veya kötüsü yoktur birşey ya kötüdür ya da değildir.madem bütün partiler bir şekilde kötü gözünde hiç birine oy verme sandığa gitme.
"şu asker bi höt dese, masaya yumruğunu vursa da milleti korkutup oyları bize verdirse" demekle olmayacak olan hadisedir.
muhalefet partilerinin erdoğan'a yaklaşabilecek bir lider bulabilmekte zorlanmalarını anlayabiliyorum, bu iş fırıldak kemal beyle olmaz. eğer gerçekten insanlarımızın oylarını almak istiyorlarsa en azından liderleri olmasa da kadrolarının iyi olduğu konusunda bizleri ikna etmelidirler. muhalifler erdoğan'ın kadrosundan çok daha iyisini kurmaya çalışmakla başlayabilirler. iyi kadro kesinlikle milletvekilliklerini profesörlerle doldurmak anlamına da gelmez. zira ekonomiyi perişan aden ekonomi profesörlerini çok yakın bir zamanda yaşadık.
özellikle anamuhalefet partisi elini güçlendirmeli; zira "asker höt desin" diyen diğer yandan bir kesimi kucağına oturtmayı hedef seçen politikacılarla eli oldukça zayıflamış görünüyor. bu ülkede profesörlüğün hak edilerek değil ideolojik yalakalıkla elde edilen bir unvan olduğunu yolu üniversiteden geçen herkes zaten biliyor.
1) dizi seyretmemek
2) futbol manyağı olmamak, hatta üç büyüklerin küme düşmesini arzulamak- çünkü onlar milletin başka şeylere bakmasına engel oluyor-.
3) düşünmek
4) barış şartları altında asgari değerleri tespit edip onların çevresine toplanmak
TRTde dahil Medya'nın tarafsız, özgür bir hal alması kadar basittir. Lakin Cine5 e bile el konulup Hükümetin yayın organı gibi çalıştırıldığı şu despotizmli günlerde bu teorideki kadar kolay mıdır? değildir. O yüzden vatandaş iliği kemiği kuruyana kadar sikilip asalağına verecek hiçbir şey kalmayıp ya asalağı ya da kendi canının mesele olduğunu anlamadığı sürece zor.
Yoksa oy moy geyik, vatandaşa gerçekleri anlatalım işçileri örgütleyelim, vatanı kurtaralım, kürtçülüğe dikkat çekelim vs vs geyik. Medya elma üzerine propaganda yapsın, Halk umursamadan elmayı bile seçer. kurtlanmış olduğunu da kurtlar dışına kadar çıkmadığı sürece anlamaz.